Hz. Adem’in (as) Çocukları Kendi Aralarında Nasıl Evlendi

Hz. Adem’in (as) Çocukları Kendi Aralarında Nasıl Evlendi

Allah Teala şöyle buyurmuştur:

“Ey İnsanlar, Sizi bir tek nefisten yaratan ve aynı nefisten eşini yaratan ve bu ikisinden pek çok erkek ve kadın meydana getiren Rabbinize hürmetsizlikten sakının…” (Nisa suresi 1)

İnsan nesli ilk yaratılan Âdem ve ondan sonra ona eş olarak yaratılan Havva validemiz sayesinde meydana gelmiştir.

Kaynaklarda Âdem ile Havva’nın çocuklarının biri erkek diğer kız olmak üzere ikiz doğduğu belirtilmektedir.

İnsan neslinin çoğalması için ilk dönemlerde ikiz olarak doğan kardeşler diğer ikiz kardeşleri ile çapraz olarak evlenirlerdi.

Aynı batında doğan kardeşler birbirleri ile değil; kendilerinden önce veya sonra doğmuş olan diğer kardeşleri ile evlenmek sureti ile insan nesli çoğalmaya başlamıştır.

Havva anamız hep ikiz doğum yapıyordu.

Bunlardan birisi erkek, diğeri de kızdı. Hz. Âdem, aynı anda doğan ikizleri, bir önce veya bir sonra doğan ikizlerle evlendiriyordu.

Habil’le beraber doğan kız çirkin, Kabil’le birlikte doğan kız ise güzeldi. Bu durumda Hz. Âdem, Habil’in, Kabil’le beraber doğan kızla, Kabil’in de Habil’le beraber doğan kızla evlenmesini istedi.

Fakat Kabil buna razı olmadı, kendisiyle doğan güzel kızı Habil’e vermek istemeyerek kendisi almak istedi. (bk. Taberi, İbn Kesir, Razî,  Maide, 5/27. ayetin tefsiri)

Hz. Âdem buna müsaade etmedi ve meseleyi Allah’a havale etti. Cenab-ı Hakk’tan gelen emir üzerine her ikisinin de Allah’a birer kurban takdim etmelerini, hangisinin kurbanı kabul edilirse Kabil’in bacısının ona ait olacağını söyle…

“Onlara Âdem’in iki oğluna dair haberi hak ile oku. Onlar birer kurban takdim ettiklerinde, birisinin kurbanı kabul olunmuş, diğeri kabul olunmamıştı. Kurbanı kabul olunmayan diğerine, ‘Ben seni öldüreceğim.’ dedi. O da ‘Allah ancak takva sahiplerinin kurbanını kabul eder.’ diye cevap verdi.”

“Habil şöyle devam etti: ‘Eğer sen öldürmek için elini bana uzatırsan, ben seni öldürmek için elimi kaldıracak değilim. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım. Dilerim ki, sen benim günahımı yüklenesin de cehennem ateşinin ehlinden olasın. Bu da zalimlerin cezasıdır.’ “

“Sonra nefsi, kardeşini öldürmeyi ona kolay ve hoş gösterdi; O da kardeşini öldürüp hüsrana uğrayanlardan oldu. Sonra Allah, kardeşinin cesedini nasıl örteceğini göstermek için, ona, yeri eşeleyen bir kargayı gönderdi. Kabil, ‘Yazıklar olsun bana!’ dedi. ‘Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtemedim!’ Artık o yaptığına pişmanlık duyanlardan olmuştu.” (Maide Suresi 27-31. Ayetler arası)

Hz. Âdem’in çocuklarının birbirleriyle evlenmelerinin dindeki yerine gelince;

Hz. Âdem (as)’den Peygamber Efendimize (asm) gelinceye kadar bütün peygamberler hak dini tebliğ etmişlerdir.

Dinin temeli olan îman esasları hep aynı kalmıştır.

Fakat şeriat dediğimiz, ibadet ve dünyaya ait işlerde Hz. Âdem’den Peygamberimize kadar her devrin icaplarına, insanların ihtiyaçlarına göre bazı hükümler değişerek gelmiştir.

Cenab-ı Hak her devrin insanının yaşayışını ve menfaatini gözeterek her ümmete ayrı bir şeriat göndermiştir.

Mâide Sûresinin 48. ayetinde bu hususta,

“Sizin her biriniz için Biz bir şeriat ve açık bir yol tayin ettik.” buyurulur.

Muhterem kardeşim bu evlenme uygulamasının fazla uzun sürmediği söylenebilir.

Zira kısa bir zaman sonra nesil çoğalmış; amca, hala, dayı ve teyze çocukları oluşmaya başlamış olacağı için artık kardeşlerin birbirleri ile evlenmeleri de kısa bir zaman sonra yasaklanmıştır.

Bu yazı derleme / alıntıdır


Tags:

 
 
 

Bir cevap yazın