Suriye, Menderes’ ten Golani’ ye Suriye İslam Cumhuriyeti

Suriye, Menderes’ ten Golani’ ye Suriye İslam Cumhuriyeti

Bizleri İslam ile şereflendiren Âlemlerin Rabbi, mülkün sahibi, Şanı yüce Allah’a sonsuz defa hamd olsun.

Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi en başta ölçü ve örnek Rasul Hz. Muhammed’in, ehli Beytinin, güzide Ashabının, İslam ümmetinin ve sizlerin üzerine olsun.

Değerli kardeşlerim ve Davetçi gençler

Ben bu yazımda, 2025 Miladi yılına girmek üzere olduğumuz şu son ay ve bundan önceki yıllarda Suriye’ de neler olup bittiğini doğru bir şekilde okuyabilmek ve yakın geleceğe ilişkin olması muhtemel senaryoları yakalayabilmek için, “Yakın Türkiye Tarihi” ile güncel Suriye olayları arasında sizlere bir mukayese imkanı vermeye çalışacağım inşaAllah.

OSMANLI İSLAM DEVLETİ sonrası TÜRKİYE masasındaki siyasi çiftçiler, “kendi hedefleri olan yeni nizamlara” buradaki halkı boyun eğdirmek için “Kronolojik sıralama” ile şu uygulamaları yaptılar:

04.Eylül.1919 Hilafet ve İslamiyet için yemin:

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun adımlarından birisi olan SİVAS KONGRESİ’nde (4-11 Eylül 1919) bir “YEMİN METNİ” krizi yaşanmış ve kongre başkanı Mustafa Kemal, üç gün boyunca bu metninin belirlenmesindeki tartışmaları çözmek için uğraşmış.

Bu kongreye katılan delegeler, kongrenin ilk oturumunda “İttihat ve Terakki ile hiç bir bağları olmadığını” ispat için bir “YEMİN METNİ” hazırlamış ve nihayetinde şu metni okumuşlardır:

‘Makam-ı celil-i HİLAFET ve saltanata, İSLAMİYETE, devlete, millete ve memlekete manen ve maddeten HİZMETTEN BAŞKA BİR GAYE VE EMELİMİZ OLMADIĞINA binaen kongrenin müzakeresi devamı müddetince ihtirasat-ı şahsiye ve siyasiyeden ve fırkacılık amalinden münezzeh bir azim ve iman ile çalışacağıma ve İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ihyasına çalışmayacağıma namusum ve bilcümle mukaddesatım namına VALLAH, BİLLAH”

23. Nisan. 1920 Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı, 23 Nisan 1924’te 23 Nisan’ın her sene bir bayram olarak kutlanmasına karar verildi.

01.Kasım.1922 Osmanlı Saltanatının tamamen kaldırılması.

29.Ekim.1923 Cumhuriyetin ilanı, Avrupa devletlerinin arka arkaya “Hilafet yerine Cumhuriyet” olan bu yeni “Devlet Yönetim Nizamı”nı resmen tanıdıklarını açıklamaları.

08.Aralık.1923 İstanbul basınında Cumhuriyet karşıtı, Hilafet yanlısı yayınlar başlaması üzerine, ilk İSTİKLAL MAHKEMESİ olan “İstanbul İstiklal Mahkemeleri” nin kurulması.

03.Mart.1924 Hilafetin kaldırılması, Osmanlı Hanedanının sınır dışı edilmesi.

13.Mart.1924 İslami eğitim veren Medreselerin kapatılması.

08.Nisan.1924 İslam’a göre yargılama yapan Şer’iyye Mahkemeleri’nin kapatılması.

20.Nisan.1924 İlk Anayasanın kabulü ve Hâkimiyet Milletindir ilkesinin benimsenmesi.

25.Kasım.1925 Şapka ve Kıyafet kanunun çıkarılıp Batılı standartlara uygun yeni kılık kıyafetleri giymeye halkın zorlanıp, uymayanlara ceza verileceğinin ilan edilmesi.

26.Aralık.1925 Resulullah(sas)’in Mekke’den Medine’ye hicreti ile başlayan “Hicri Takvim” in kaldırılması ve Resmi takvim olarak, “Miladi Takvim” in kabul edilmesi.

29.Haziran.1925 Diyarbakır Şark İstiklal Mahkemesi kararıyla “Mustakil bir İslam hükümeti kurmak maksat ve gayesiyle isyan etmek..” gerekçesiyle ŞEYH SAİD’in idam edilmesi.

04.Şubat.1926 Şapka ve Kıyafet kanununa muhalefeti “Frenk Mukallitliği ve Şapka” isimli risalesi nedeniyle İskilipli ATIF HOCA’ nın asılması.

17.Şubat.1926 İslam hukukuna göre hüküm verdiği iddiasıyla “Mecelle kaldırıldı”. İsviçre Medeni kanunundan iktibas edilen, ”Türk Medeni Kanunu” benimsendi.

10.Nisan.1928 Anayasadan “Devletin Dini İslam’dır” hükmünün kaldırılması. “Vallahi” diye başlayan yemin metninin, “Namusum üzerine söz veririm” haline dönüştürülmesi

01.Kasım.1928 En önemli devrimlerden biri olarak, ”HARF DEVRİMİ” gereği, Kur’an ın harfleri olan “ARAPÇA HARFLERİN KALDIRILMASI”, Latin harflerinin, Resmi devlet harfleri olması.

05.Şubat.1937 İslam dini kurallarının kesinlikle devlet işlerine karıştırılmaması için “Laiklik ilkesi” ve “Türk Milliyetçiliği” ilkesinin benimsenmesi.

10.Kasım.1938 Bu devrimleri gerçekleştiren malum şahsın vefat etmesi.

Muhterem kardeşlerim ve Davetçi gençler

Şimdi birazda yakın Türkiye siyasi tarihinin “Önemli bir figürü” olarak Adnan MENDERES’ ten bahsetmek istiyorum.

Ali Adnan MENDERES, 1899 yılında Aydın’da dünyaya geldi.

1931 yılındaki seçimde kendi isteği ile aday olmadığı halde milletvekili aday listesine Mustafa Kemal’in koyduğunu öğrendi. 1935, 1939 ve 1943 seçimlerinde, “CHP Aydın Milletvekili” olarak ara vermeden görev yaptı.

Artık ÇOK PARTİLİ SİYASİ HAYATA geçilmesine karar veren, halk indindeki itibarı alt üst olan LAİK DEVLET, Menderes ve arkadaşlarının CHP’ den ayrılıp, “Farklı bir renkte yeni bir Siyasi parti” kurmasını istedi.

Celal BAYAR, Adnan MENDERES, Fuad KÖPRÜLÜ ve Refik KORALTAN tarafından “7 Ocak 1946” da DEMOKRAT PARTİ (DP) isminde yeni bir parti kuruldu.

14 Mayıs 1950’de yapılan seçimlerde, Demokrat Parti yüzde 53 oy oranıyla, Meclis’teki sandalyelerin yüzde 84’ünü aldı. Adnan MENDERES İstanbul’ dan vekil seçildi.

MENDERES; DP’nin seçim zaferini, “14 Mayıs, bir devre son veren ve yeni bir devir açan müstesna ehemmiyette tarihi bir gün olarak daima anılacaktır. Bu tarihi günü, TÜRK DEMOKRASİSİNİN BİR ZAFER GÜNÜ olarak yad ediyoruz.” dedi.

İktidara getirilen MENDERES’e Kemalist devlet, 1932 yılından itibaren Diyanet İşleri Başkanlığının talimatıyla uygulanan “ARAPÇA EZAN OKUMA yasağını 18 yıl aradan sonra kaldır..” dedi ve seçimlerden 20 gün sonra, RAMAZAN AYI başından itibaren EZAN “orijinal halinde” tekrar okunmaya başlandı.

Laiklik adına kaldırılan DİN EĞİTİMİ, Menderes döneminde, dördüncü sınıftan itibaren velinin isteğine bağlı olarak yeniden verilmeye başlandı.

MENDERES, İktidarının daha ilk iki ayı dolmadan da radyodaki “DİNİ PROGRAM YASAĞI KALDIRDI” ve haftada iki gün radyodan “KUR’AN-I KERİM OKUNMASINA” izin verdi.

Yıllarca uygulanan BAŞÖRTÜSÜ YÜZÜNDEN sokak ortasında “Polis hücumuna” uğramasına artık izin verilmedi.

Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının sattığı 800 CAMİYE karşı, DP iktidarının ilk 7 yılında 1500 CAMİ YENİ İNŞA EDİLMİŞ, camilere ayrılan BÜTÇE ÖDENEĞİ arttırılmış, VİRAN KALMIŞ CAMİLERE tamir yardımı yapıldı.

Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir YÜKSEK İSLÂM ENSTİTÜSÜ açıldı. Dinî yayıncılık serbest bırakıldı.

“Türk Milleti Müslüman’dır ve Müslüman olarak kalacaktır. Evvela kendine ve gelecek nesillere dinini telkin, onun esasını ve kaidelerini öğrenmesi, ebediyen Müslüman kalmasının münakaşa götürmez bir şartıdır..”

diyen MENDERES, onlarca yıldır ezilen, katledilen, inim inim inletilen zavallı Türkiye halkı indinde artık bir “İSLAM KAHRAMANI” olmuştur..

Bu icraatları ile halkın gönlünde TAHT KURAN ve çok çok sevilen MENDERES, 2 Mayıs 1954’te yapılan ve % 88,63 gibi Cumhuriyet tarihinin EN YÜKSEK KATILIM ORANLI seçiminde, oyların % 56’ sını ve Meclis’teki milletvekili sandalyelerinin de % 93’ünü kazandı.

Yıkılmaya ramak kalan bir barajın, yıkılmasını engellemenin en iyi yolu BARAJ KAPAKLARINI yeterli miktarda açmaktır. İşte MENDERES olayı budur güzel insanlar.

Bir varmış bir yokmuş diye başlıyor şu hikaye.. Fi tarihinde silahlı eşkıyalar dağlarda kol geziyor, geleni gideni soyuyorlarmış.

Derken bir gün bu eşkıyalar, 20 kişilik bir kafile ile karşılaşmışlar, onların ellerinde ne var ne yok almışlar..

Eşkıyanın başı adamlarına demiş ki; “DONLARI DA dahil olmak üzere, üstlerindeki tüm elbiselerini de alın..” Emir hemen infaz edilmiş, kafile “ANADAN ÜRYAN” orta yerde kalmış.

Kafile içinden biraz  medeni cesareti olan birisi, Eşkıya başına yalvarmış ve demiş ki: “Beyim, hiç olmazsa şu DONLARIMIZI geri verin de avret yerlerimizi örtelim..”

Eşkıya başının yeni talimatı ile DONLARINA kavuşan, sevinçten adeta havalara uçan insanlar başlamışlar:

“BEYİM ALLAH SENDEN RAZI OLSUN, ALLAH NE MURADIN VARSA VERSİN, ALLAH SENİ BAŞIMIZDAN EKSİK ETMESİN..” demeye..

Devletin Adnan MENDERES’i Cumhuriyet Halk Partisinden uzaklaştırıp yeni bir parti kurmasını istemesinin “Sebebi Hikmeti”, halkı “ALLAH SENDEN RAZI OLSUN, ALLAH SENİ BAŞIMIZDAN EKSİK ETMESİN..” diyecek hatta “İSLAM KAHRAMANI” ilan edecek noktaya getirmek imiş.

İşte bu nedenledir ki bu oyunun figürü MENDERES; bu muhteşem (!) gidişata “TÜRK DEMOKRASİSİNİN BİR ZAFER GÜNÜ..” demiştir.

Prof. Dr. Mahir Kaynak (1934 – 2015) çıktığı çeşitli TV konuşmalarında üstüne basa basa derdi ki;

“Siyasi askeri olayların sonuçları kime yarıyor ben ona bakarım?” ya da “Bu olaydan kim kazançlı çıkıyor siz Ona bakın?”

Türkiye’ de “Çok partili siyasi hayata geçişin” İSLAM BOYALI başrol oyuncularından birisi olarak Adnan MENDERES ile Laik Devletin elde ettiği SİYASİ SONUÇLAR, Laik, Kemalist ve tam Kapitalist bu düzene ÇOK ÇOK YARAYAN bir sonuç değil de nedir?

Tarih, 31 Ağustos 2018 günlerden Mübarek Cuma..

Türkiye Cumhuriyeti devleti, bu tarihte HTŞ’ yi yani “Heyet Tahrir eş Şam” adı verilen silahlı örgütlerin ÜST ÇATI YAPILANMASINI tüm dünyaya TERÖR ÖRGÜTÜ olarak kabul ettiğini ilan etti ve bunu Resmi Gazetesinde de yayınladı.

Bu gün itibariyle bile bu ilan geçerlidir.

HTŞ terör örgütü de, en tepedeki lideri de teröristtir, en alttaki neferi de teröristtir.

Bu ilanı müteakip, Türkiye’ den Suriye’ye cihad için giden ve HTŞ saflarına katılan ya da Türkiye’ de onunla irtibat halinde olan onlarca Müslüman tutuklandı Türkiye cezaevlerine konuldu.

Hatta para göndererek destek verenlerin bile tutuklandıkları duyumlarını aldık ve bu teröristlerin (!) hepsi hala cezaevlerindeler.

Tarih 22 Aralık 2024.. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan FİDAN, 5 saatlik bir kara yolculuğuyla Suriye’ nin başkenti Şam’ a gitti, “Terörist Örgüt ve Terörist Başı” ilanını henüz kaldırmadıkları, Muhammed el GOLANİ ile saatlerce süren baş başa görüşmeler yaptı.

ABD bile onun artık bir terörist değil, konuşulabilecek bir SİYASİ FİGÜR kabul etmiş ve başına konulan “10 Milyon Dolar” ödülü kaldırmışken, niçin Türkiye HTŞ’ nin “Terörist Örgüt Olmadığını” ilan etmiyor?

Benim ilk elde aklıma gelen, şayet bunu ilan ederse, Türkiye’ de HTŞ’ den dolayı tutukladığı ve hüküm giydirdiği belki yüzlerce mahkumu serbest bırakması gerekecek..

O zaman şu soru akla geliyor:

22 Aralık 2024 tarihi itibariyle Dışişleri Bakanını Muhammed el GOLANİ görüştüren Türkiye, burada tutarsız bir siyaset izlemiş, kendi “Terörist İlan Etmişliği” ile çelişkiye düşmüş olmuyor mu?  

İkili görüşmeler sonrası FİDAN ve GOLAN ortak basın toplantısı düzenledi. Canlı yayında ikisini de sonuna kadar izledim.

Basın mensupları iki defa ısrarla Muhammed el GOLANİ’ ye şu soruyu sordular: “- Yeni Suriye’ de nasıl bir yönetim sistemi uygulayacaksınız?”

Bu sorulara GOLANİ hiç net bir cevap vermedi, hatta ilk soruda topu hemen Hakan FİDAN’ a attı o cevap versin dercesine.. Çünkü soru sahibi “İkinize de bu soruyu yöneltiyorum..” demişti.

GOLANİ ile görüşen ABD heyeti, yabancı basın ve TV’ lere verilen beyanatlar ve özellikle de Demokratik Laik Kemalist Kapitalist Türkiye ile olan siyasi ilişkileri, Türkiye’nin Demokrasi konusundaki ısrarları ve GOLANİ’ nin de bunlara sükut etmesi, “İslami toplum anlamında” bende ve sanırım diğer İslami camiada olumlu ve ümit verici bir gelecek kanaati oluşturmadı.

Kardeşlerim

Hatırlarsanız 10 Aralık 2024 tarihli makalemde yani iki hafta önce demiştim ki:

Fakat şöylesi ilginç bir şey yaşadık 08 Aralık 2024 de..

Şam şehrinin düşmesi ve katil ESAD’ ın Moskova’ ya sığınması akabinde yani ZAFER İLAN EDİLİR EDİLMEZ, başta Suriye’ nin çeşitli şehirlerinde olmak üzere;

Türkiye’ nin Ankara, İstanbul, Gaziantep, Şanlıurfa vs. şehirlerinde, Paris, Londra, Berlin, Amsterdam, Madrid vs. Avrupa şehirlerinde hatta ABD’ nin New York vs. şehirlerinde;

KİM, NASIL ve NE ZAMAN yapıp dağıttı ise BİNLERCE “Yeni Suriye Bayrağı” diye Demokratik Laik bir ULUS DEVLET bezi sallanmaya başladı binlerce kişinin elinde..

Onu gördükten sonra kendi kendime dedim ki; “Eyvahhh..  Bu yeni Suriye bayrağı, kara günlerin habercisi gibi..”

Değerli Müslümanlar ve Davetçi gençler

Maalesef görüyoruz ki “Yeni Suriye (!)” dedikleri BİLAD UŞ ŞAM diyarımız, amiral gemisi Türkiye ve gemi kaptanı Erdoğan eliyle DEMOKRASİ ROTASINA yani Türkiye’ nin Devlet yapısına birebir benzetilmeye çalışılıyor diye düşünüyorum.

Hatta Türkiye’ de olduğu gibi yeni Anayasa, CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ esaslı oluşturulacak gibi görülüyor.

“Demokratik İslam Partisi” ya da “Özgürlükler Partisi” veya “HAK PARTİ” diye bir parti, GOLANİ’ ye kurdurulup CUMHURBAŞKANI ADAYI yapılacak diye bir kanaat var bende..

Onlarca yıl süren işkence, katliam ve idamlar sonrası İSLAM KAHRAMANI ile edilen Adnan MENDERES misali, son 14-15 yıldır iliklerine kadar acı, işkence, katliam, yıkım ve sürgün yaşatılan mustazaf Suriye halkına, medya gücü marifeti ve Türkiye rüzgarı ile yeni İSLAM KAHRAMANI bulunacak adı da Muhammed el GOLANİ olacak gibi..

Özellikle Türkiye’ deki bütün televizyon kanalları, hasseten de “TRT ARABİ” kanalı, Türkiye ve Dünya kamuoyu gündemine sürekli bunları pompalıyor.

Hatta bazı TV kanallarında “SURİYE İSLAM CUMHURİYETİ” konuşmalarını dinledim.

İslami toplum, İslam nizamı, İSLAM DEVLETİ mi? Unutun bunları artık Suriye’ li kardeşlerim.. Takım elbiseniz biçildi, dikildi, ütülendi.. Mart 2025 bekleniyor.

Ne demiştim; ““Eyvahhh..  Bu yeni Suriye bayrağı, kara günlerin habercisi gibi..”

Bunlar acı ama gerçek.. ARAP BAHARI diye başlatılan sürecin finali SURİYE oldu..

“Ey Rabbim, bu makalemi okuyan, anlayan, benimseyen ve paylaşan tüm Müslümanlara, son nefeslerine kadar şahit, son nefeslerinde de o müjdelenen İSLAMİ DEVLET de şehit olmayı nasip eyle..” Amin

Sevgi, saygı ve muhabbetlerimle

Bekir Yetginbal – 23 Aralık 2024


Tags:

 
 
 

Bir cevap yazın