Sokak Köpekleri ve Artan Pitbull Saldırıları
Sokak Köpekleri ve Artan Pitbull Saldırıları
Son zamanlarda hızla artan “Sokak Köpekleri Saldırıları” Hakkında iki makaleyi aşağıda alıntı yaptık. İlgi ve bilgilerinize
ARTAN PİTBULL SALDIRILARI ÜZERİNE
Yazan Şükrü Hüseyinoğlu
Antep’te dört yaşındaki Asiye’nin geçtiğimiz günlerde iki Pitbull cinsi köpek tarafından ağır şekilde yaralanması ve artık mutad hale gelen benzer olayların temelinde, insanın varlık hiyerarşisini alt-üst etme tuğyanı yatmaktadır.
Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. Sizden O’na ulaşacak olan ancak takvanızdır. İşte böylece onları sizin emrinize verdi, onları size boyun eğdirdi ki, hidayete erdirmesine karşılık Allah’ı tekbir edesiniz. Muhsinleri müjdele.” (Hac, 37. ayet)
Bu ayet-i kerime bize Kurban ibadetinin anlam ve şümulünü ifade ettiği gibi, varlık hiyerarşisiyle ilgili de önemli bir hususa vurgu yapmaktadır.
O da; hayvanların, insanlara musahhar kılındığı, insanların hizmetine verildiğidir.
Modern ve post-modern tuğyan, Rabbimizin belirleyip bildirdiği bu varlık hiyerarşisini tekzip etmekte ve tahrif edip değiştirmeye çalışmaktadır.
“Her şey insan için ve insan da Allah için, Allah’a kulluk içindir” şeklinde özetleyebileceğimiz bu hiyerarşiyi yok sayıp,
önce insanı Allah’tan bağımsızlaştırıp kendi kendisinin rabbi ve ilahı haline getirme tuğyanını icra eden modern müstekbirlik,
ardından da, insanı, Allah tarafından onun hizmetine verilmiş olan hayvan ve eşyanın esiri, hizmetçisi haline getirmeye çalışmaktadır.
Türkiye’de geçtiğimiz Haziran ayında kabul edilen “Hayvanları Koruma Kanunu”nda yer alan kimi ifadeler, Rabbimizin belirleyip bildirdiği varlık hiyerarşisini alt-üst eden bu tuğyanı çağrıştırmaktadır.
Bugün sokaklarda sıkça karşılaştığımız, “köpeklerinin hizmetindeki insanlar”, batıdaki iki asırlık dönüşümün artık tüm dünyada olduğu gibi yaşadığımız coğrafyada da yerleşik kültür olmaya doğru gittiğinin işaretlerini vermektedir.
Oysa Rabbimizin yaratmış olduğu güzel varlıklar olan ve bizler için Rabbani bir emanet konumunda bulunan hayvanlara şefkat konusunda hiçbir dünya görüşü İslam’la ve hiç kimse Müslümanlarla yarışamaz. Müslüman, karıncayı ezmekten dahi imtina eden insandır.
Lakin bugün “hayvan hakları” denilen yaklaşım biçimi, hayvanlara şefkatin ötesinde, varlık hiyerarşisini tahrif etmeye, insanı hayvanların hizmetinde bir varlığa dönüştürmeye dönük bir tuğyanı ifade etmektedir.
Hayvanlar, kendilerine sınır konulamaz, dokunulmaz “kutsal varlıklar” haline getirilince de, insanın hizmetinde olması gereken hayvanlar, önü alınmaz bir şekilde insanlar için tehlike haline gelmektedir.
Kısacası, yaşanan bu tür sorunların temelinde, Rabbimizin belirlediği ve vahiyle bize bildirdiği varlık hiyerarşisine ittiba etmek yerine, o hiyerarşiyi alt üst etme tuğyanı yatmaktadır.
* * *
Hayvan Sevgisi Maskesiyle İnsanlara Zulmediliyor
Yazan Feyzullah AKDAĞ / Psikolojik Danışman
Haberde köpek saldırıları ile ilgili yorum yapan bir avukat “aslında hayvanlar da çocuklar gibidir. Ne verirseniz onu alırsınız. Asıl tehlikeli olan köpekler değil insanlardır” dedi. Evet bunu dedi. Şaka değil gerçekten dedi!
Hayvanı ve insanı aynı kefeye koyup suçu yine insana attı. Eğer hayvanlara iyi davranılsa saldırgan olmazlar demeye getirdi.
Oysa Minik Asiye‘nin saldırıdan kısa süre önce köpeklerle sevgi dolu fotoğraflar çektirdiği ortaya çıktı.
Demek ki hayvana sevgi de göstersen hayvan hayvanlığını yapar. Bunu neden kabul etmiyorsunuz? Hayvanlar içgüdülerinin mahkûmu olan iradesiz canlılardır.
İnsan irade sahibi ve gerektiğinde ihtiyaçlarını bastırabilen ya da erteleyebilen akıl sahibi bir canlıdır.
Bu temel farklardan dolayı insan ile hayvan aynı olamaz. Lakin evrimci bakış açısı hayvan ve insanı aynı ataya bağladığı için iki canlıyı da aynı kefeye koyuyor haliyle.
Hayvan sevgisi maskesiyle insanlara zulmediyorlar.
Bununla beraber hayvanlara da insanmış gibi davranmak hayvana zulümdür. Onlar yaratılışlarında olan içgüdüleriyle hareket ediyor.
En ufak bir tehdit hissettiklerinde kendilerini korumak amacıyla saldırırlar. Maalesef Minik Asiye’de de durum bu olmuş.
Hayvanlara yönelik bu aşırı korumacı tavır aslında bir şeyleri maskelemek için. Vejetaryen ve vegan hayat tarzının desteklenmesi de aynı amaçlara hizmet ediyor.
Bu amaçlardan biri de yapay ete zemin hazırlamaktır. Bunun için dünya kamuoyunu hayvanlardan elde edilen başta et ve süt olmak üzere bütün ürünlerden uzaklaştırmak istiyorlar.
Bunu yaparken de en güçlü enstrümanları, Hayvan kesimine “katliam” demek ve “onların yerine kendinizi koyun” diyerek yanlış empati suretiyle duygu sömürüsü yapmak.
Bu sayede “hayvan hakları” ile “insan hakları” arasındaki makası gittikçe daraltıyorlar.
Empati, insanlar arasında olur. Zira hayvan insan gibi düşünemez, duygulanamaz.
Bu da empati yapmaya imkan vermez. Bu oyunlarla duygu sömürüsü yapmaya çalışanlara prim vermemek gerek.
Hayvanlara hayvanca yaşayacakları alanlar sağlanmalı. Ama insan seviyesine çıkarılmamalı. Aksi takdirde herkes Minik Asiye kadar şanslı olmayabilir. 27.12.2021
Tags: