İlluminati ve Yeni Dünya Düzeni. İnsanlık 2.0

İlluminati ve Yeni Dünya Düzeni.. İnsanlık 2.0

“De ki: Hak geldi bâtıl yıkılıp gitti. Zaten bâtıl yıkılmaya mahkûmdur.” (İsra suresi 81)

Yaratılıştan itibaren insanlık iki sınıfa ayrıldı.

Allah’a iman edenler ve Allah’a iman etmeyenler..

Allah’a iman noktasında ilk insan ve ilk Peygamber olan Hz Adem (as)’dan itibaren insanlar doğrulu ve yanlışlı ayrılıklara düşmüştür.

Ayrılıklarının temel sebebi Şeytanın onları kandırmasıydı..

“Allah şeytanı lânetlemiştir, o da Kullarından belli bir pay alacağım, onları mutlaka saptıracağım, onları boş kuruntulara kaptıracağım, kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar, emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler” (Nisa suresi 118-119) demiştir.

Allah’ı bırakıp da şeytanı dost edinen kimse elbette apaçık bir ziyana düşmüş olur.

“Şeytan onlara durmadan vaad eder, boş ümitler verir. Şeytanın onlara söz vermesi aldatmadan başka bir şey değildir.” (Nisa suresi 120)

“İşte onların yeri cehennemdir, ondan kaçıp kurtulacak bir yer de bulamayacaklardır.” (Nisa suresi 121)

Allah, ayette belirtildiği gibi şeytanın insanları aldatacağını ve onlara boş ümitler vereceğini bildirmiştir..

Bu ümide aldanan insanların bir kısmı, Yeni Dünya Düzeni (The New World Order) ile insanları aldatacağını ve tıpkı ayette de belirttiği üzere Allah’ın yarattıklarını değiştireceğini bahsetmektedir.

“Şeytani Akıl” ile hizmet eden bir kesim insanların üzerinde uygulamak istedikleri ve kendi vaadleri olan Şeytanın Krallığını Kurmaya çaba gösterdiklerine şahit oluyoruz.

Ruhunu şeytana satmış insanların görüşlerinden sadece biri aynen şöyledir; Allah insanı yarattı Fakat biz daha iyisini oluşturacağız ve onu Süpernova bir insan haline sokacağız.

Allah’ın yarattığı insan modeline İnsanlık 1.0

Kendi oluşturacakları yani insanın genetiği ile oynayıp Görme mesafesini çok daha uzaklara ulaştırarak, duyma kabiliyetini çok daha geliştirerek, boynunu ve kilosunu dilediği gibi ayarlayarak, İnsan Kas iskeletini daha da sağlamlaştırarak Süpernova insan modeli oluşturmak isteniyor.

Bununda adı da İnsanlık 2.0

Bu mümkün müdür?

Elbette ki geleceği Allah’tan başka kimse bilemez fakat insanlar bir şeyler için çalışır ama iyi ama kötü çalışır. Bu durumu da bekleyip göreceğiz.

İnsanlığın tümüne hükmetmek isteyen “Şeytani Akıl” Plan ve Projelerini insanlığı aldatarak bunu “bir takım sorunlar var ve bunların acilen çözülmesi lazım..” adı altında gerçekleştiriyorlar.

– Küresel Isınma Projesi:

“Küresel ısınma veya Sera etkisi ya da İklimsel değişiklik adı altında dünyamızın çok fazla ısındığının, bu ısınmadan dolayı Gıda ve Su kıtlığının ve en önemlisi de Güneş ışınlarının Ozon tabasından daha sert geçerek Ultraviyole ışınları ile Kanser veya hastalık yapıcı insan fiziki ve insan dışı maddelerin fiziki sistemine zarar vereceği, buzulların eriyip ikinci Hz.Nuh tufanının oluşacağı..” planını tüm insanlara inandırmak isteniyorlar.

Ve bu durumun sorumlusu ise yani Küresel ısınmanın sebebini oluşturan en büyük etkenlerden biri ise Büyük baş hayvanlardır diye söylüyorlar.

Onların dışkılarından çıkan metan gazı %14.5 bir zarar ile dünyanın manyetik alanına zarar veriyor.

Bundan dolayı büyükbaş besi hayvancılığı yerine SolarFood Projesini öne sürüyorlar.

Nedir SolarFood? Güneş Proteini demektir.

Güneşten elde edilen proteinleri hayvanlardan alınan bir kök hücreye enjekte edip laboratuvar ortamında çoğaltarak sanal et oluşturulması planlanıyor.

İnsanlar artık Allah’ın yarattığı doğal et yerine, Güneşten elde dilen Protein ile gerçek olmayan bir et yemek durumunda kalacaktır.

Peki sizce gerçekten de böyle mi? Hayır bu tamamen koca bir yalan..

DNA insanların yapı taşıdır.

Allah, insanların Fiziksel özelliklerinin şifresini DNA’sına gizlemiştir. Canlının işlevlerini ve Biyolojik gelişmeleri için gerekli olan Genetik Talimatları taşıyan, bir Nükleik asittir.

DNA’nın en önemli rolü, bilgiyi uzun süre saklamasıdır. Bir anlamda DNA bir şablon veya reçeteye benzetilmektedir.

İşte “Şeytani Akıl” bu reçeteyi ele geçirmeyi hedeflemiştir.

Sanal Proteinli Yapay Et ile DNA zayıf düşürülecek ve İçinde gizi tutulan DNA yapı taşına kolaylıkla müdahale edilecektir.

Peki, ortaya ne çıkacak? İnsanlık 2.0 ve artık (değiştirilebilir) kontrol edilebilir DNA

– Dijital Hayat Projesi:

Allah, insanların tümünün hayatını her şeyiyle Levh-i Mahfuz’da (muhafaza edilmiş levha demektir) yazmıştır.

Yani insanların bütün bilgileri, yaşantıları, yaptıkları yapacakları her bir şey bu levhadir..

“Şüphesiz o (asılsız saydıkları kitap) şanı yüce bir Kur’an’dır.” (Buruç suresi 21)

“Levh-i mahfuzdadır.” (Buruç suresi 22)

“Şeytani Akıl” adına “dijital hayat” dediği Projesi ise; Tıpkı Allah’ın Geçmişte ve Gelecekte tüm olayların, insanlığın veya diğer varlıkların Onun katında bulunan Levh-i Mahfuz’a yazılıp kayıt altına alması gibi, İnsanların tümünün hayatını kayıt altına alma projesidir bu.

Proje ile insanlık ve eşya kontrol altında olmuş olacaktır. Covid -19 virüsü işte bu hayata bir “giriş kapısı”dır.

Artık Dünya’ya yeni bir reset atılmıştır.

Aynı bilgisayarı açıp kapatmak gibi. Ve insanlık eski alışkanlıklarından tamamen koparılıp yeni bir döneme sokulmuştur.

Hes Kodu dediğimiz Kod, Virüs için aşı, Dijital Kimlik, Dijital Alışverişler, Dijital Kabe tavafı, Dijital Eğitim, Dijital Gıda, Dijital Hastahane ile kontrol altına alma (Kod ile Aşı olup olmadığı ve yine Kod ile hiçbir şey yapamayacağı ), Dijital Para, Dijital Malvarlığı, Dijital Mahkemeler ve İfadeler, Dijital Puanlama..

Dijital Dijital Dijital..

Bu verilerin hepsi Big Data / Büyük Veri Deposunda kayıtlı kalacak.

Ve Her insanın ne yaptığı ne yapması gerektiği, neye muhtaç olduğu, neyinin var neyinin ise yok olduğu kayıt altına alınma Planıdır..

Yani kendilerince İkinci bir Levh-i Mahfuz durumunu inşa etmek istiyorlar..

– Programlanabilir Toz Projesi:

Bu proje aslında şu planlar ile bağlantılıdır:

– Solar food

– Sentetik protein üretimi

– Dikey tarım

– Besin gıdası Hap

– Vegan Projesi

Programlanabilir tozlar vasıtasıyla, bu tozlar sentetik gıda ve aşı ile insan vücuduna enjekte edilebilir ve insan DNA yapışarak DND modelini kopyalayabilir, Bilgisayar ortamına aktara bilir.

– Küresel Korku Projesi:

“Şeytani Akıl” evrenin enerjiden ibaret olduğunu benimsemekte ve gece ile gündüzün, siyah ile beyazın, zıtlığı gibi hak ile batılın net oluşu gibi pozitif enerji ve negatif enerji ile evreni karşılaştırmaktalar.

İslam yeryüzüne hâkim iken insanlar mutlu, başarılı ve şerefliydi. Bu durum evrene pozitif enerji yansıtmaktaydı.

Şimdi ise kendi Krallıklarını kurmak için evrene negatif enerji yaymak planlanmaktır.. Peki nasıl?

İşte “Kontrollü Kaos Planı” bu projelerinin başıdır.

Sistematik olarak uyguladıkları Kaos Planı ile insanlarda korku, panik, güvensizlik, yalnızlaştırma duygularını yaşatmakta ve evrene negatif enerjiyi yaymaktadır.

Negatif enerjinin en zirvesi yani Olumsuzlukların en zirvesinde Krallıklarının Kurtarıcısı olarak Sahte Mesih yani Deccalin gelişine bir hazırlıktır.

Nitekim Buhari dedi ki:

”Rasulullah, (bir gün) insanlar arasında oturmaktayken ayağa kalktı. Yüce Allah’ı layık olduğu biçimde övdü. Sonra Deccal’i anlattı ve:

-‘Doğrusu ben sizi Deccal’e karşı uyarıyorum. Ona karşı kavmini uyarmamış hiç bir peygamber yoktur.

Nuh da kavmini; Deccal’e karşı uyarmıştır. Ama ben, hiçbir peygamberin kavmine söylemediği bir sözü size söylüyorum: Biliniz ki Deccal’in bir gözü şaşıdır. Oysaki Allah şaşı değildir” buyurdu.

Deccal ile ilgili olarak hiç bir peygamberin kendi kavmine anlatmadığı bir hususu size anlatayım mı? Doğrusu o, şaşıdır. Onunla beraber Cennet ve Cehennemin misali gelecektir.

Üzerinde Cennet diye yazılı olan, ateşin ta kendisidir. Nuh’un kendi kavmini uyarışı gibi ben de sizi (bu hususta) uyarıyorum.”

Hadisi şerifte’ de bahsedildiği gibi yalanlarla insanlığı kandıran Şeytani Aklın, insanlara doğru olanı yanlış, yanlış olanı ise bir takım aldatmacalar ile doğru gibi gösterdiği açıktır.

Bu negatif enerji ve Kontrollü Koas Projesi Kurtuluşun Dijital Dünya’nın aldatmacalarıyla sanki Deccalin bir kurtarıcı olarak geleceğine inandırma ve itaatkâr kılma planıdır.

– Nüfus Azaltma Projesi:

Bu Projenin altında birçok plan vardır. Onlardan bazıları şunlardır:

– Cinsiyet eşitliği Projesi

– Eşcinsel (LGBT) Projesi

– Özgürlük Projesi

Farklı nüfus azaltma projeleri de vardır fakat onları farklı başlıklarda belirteceğim. Bu Projeler kapsamında Erkek+Erkek ile Kadın+Kadın ile evlenebilecek.

Özgürlük adı altında dolayısıyla çocuk sahibi olamayacaktır. Bu da dünya nüfusunda bir anda %13-15 lik gibi bir kayıp anlamına gelmektedir..

– Küresel Kriz Projesi:

Amacı insanlığın tümünü gıda krizi, ilaç krizi, ekonomik kriz vs ile kontrollü bir krize sokmak. Peki, Neden?

Çünkü insanlığın bu yönetime bağlı ve sadık kalabilmesi için ona mutlaka ihtiyaç duyması gerekmektedir.

Bu krizler vasıtasıyla “Şeytani Akıl”, insanların ihtiyaçlarını karşılamak için kıtlığa girdiğinde Allah’ın onlara yardım etmesi yerine kontrollü bir şekilde “Şeytani Akla” muhtaç kalmalarını sağlamaktır.

Bu sayede yaratılışı “Kökünden Değiştirmek” adına yaptıkları planlarından birine de ulaşmış olacaklar.

Yani yardımı Allahtan değil, bizden alacaksın. Biz size ya da sana çok daha yakın olacağız anlamındadır..

– Zombi Salgını Virüsü Projesi:

Bu proje, insanların birbirine vahşice saldırmaları neticesinde Virüse hiç kapılmamış insanların, diğer insanları yok etme projesidir.

Bu projeyi de hayata geçirmede şöyle bir yol izleniliyor. Küresel ısınmadan dolayı hızla buzullar eriyor.

Antartika’da ve Rusya’da eriyen buzulların içinde donan ve henüz hiç keşfedilmemiş bazı hayvanlardan bazı virüsler gün yüzüne çıkabilir.

Ağırlıklı olarak Rusya’nın Yakutska bölgesindeki buzullardan çıkarmaları ihtimali üzerine düşünüyorum..

Bu Zombi virüsünü, asla Flakka ile karıştırmamak gereklidir. Birçok film, oyun sektörü ve reklam sektöründe Zombi salgını ile karşılaşıyoruz.

Aslında planladıkları projeleri hayata geçirmeden önce size onu bir “Bilinç altı Subliminal mesaj” olarak beyninize yerleştirmektedir.

Bu proje de yine en büyük projelerden bir tanesidir.

Bir köpeğin kuduz olduktan sonra insanlara saldırması gibi bu virüse kapılanlarında “tıpkı bir köpek gibi kuduz olup saldırma” şeklinde bu virüsünü ortaya çıkarmak isteniyor.

İnsanlar, buzullarda donan 50-60 bin yıllık Hayvanda ortaya çıkan bir kuduz virüsü ile bunu insanlara bulaştırma yalanına insan inandırılıyor.

Oysaki Zombi Virüsü, laboratuvar ortamında hazırladıkları ve kontrollü bir şekilde yürüttükleri bu virüsü hayata geçirme projesidir.

Tabi bir başka yol ise, Rusya biyolojik bir silah olarak bunu geliştirip bu virüsü ortaya çıkartma yolunu da izlemeleri olabilir.. Ama nihai amaçları, insanlara Zombi Virüsünü bulaştırmaktır.

– Küresel Kıtlık Projesi:

“ İnsanlardan öylesi vardır ki dünya hayatı konusundaki sözleri senin hoşuna gider; o, hasımların en yamanı olduğu halde kalbinde olana Allah’ı şahit de tutar.” (Bakara suresi 204)

“Hâkimiyeti aldığında ise ülkede bozgunculuk çıkarıp ürünleri ve nesilleri yok etmeye çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez.” (Bakara suresi 205)

“ Ona, Allah’tan kork dense gururu kendisini günaha sürükler. Ona cehennem yeter. Orası ne kötü bir yataktır” (Bakara suresi 206)

Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de belirttiği gibi ekinleri ve nesilleri değiştirecekler ayeti, aslıda bu projelerin birçoğunun olacağını söylemektedir.

Küresel Kıtlık Projesi ise, Dünya bu virüs ile uğraşırken ekinlerin, tarımcılığın, hayvancılığın ve hayvansal ürünlerin üretiminde çok ciddi bir düşüş gerçekleşeceği ve insanların bir kıtlık krizine sokma planıdır.

Tabi bu durumda ortaya insanlar için yeni “Doyurucu Hap” lar ile müdahale etmeleri de planlanmaktır.

Yani “Sıkılaştırılmış vitamin veya proteinler” ile beslenme..

Bu durumu örneklendirmek gerekirse; Sporcuların aldığı protein tozlarının “Kaslara endeksli” olanı ile değil de “Doyuruculuğa endeksli haplar” ile insanlığı doyurma planlanmaktadır..

– Güneşte Patlama veya Güneş Fırtınası Projesi:

“Şeytani Aklın” şeytani planlarından biri de, insanlığa “Güneşte patlamalar oluyor dolayısıyla dünyanın manyetik alanı zarar görüyor..” fikrine inandırmaktır.

Kontrollü haber mekanizmaları, kontrollü bilim adamları ve kontrollü tartışmalarla şimdilik “stüdyo ortamlarında” bunu sık sık dile getiriyorlar.

Bu çabalar, bunu aklımıza yerleştirme çabaları.. Peki, neden böyle bir Proje?

Güneşte oluşacak “çok şiddetli bir patlama” yalanı ile “Büyük bir Elektrik Kesintisi” yaşatmak isteniyor.

Güneşte böylesi bir patlama olacak mı? Hayır..

Daha önce de söylediğim gibi Evren, enerjiden oluşuyor. Şuan bu yazıyı okurken bile “enerjinin dalga boyuyla kontrol edildiği” bir cihazdan okuyorsunuz.

“Şeytani Akıl” bir Elektromanyetik Patlama (EMP) ile yapacağı Elektromanyetik bir atış, yani patlamadan sonra çevresindeki tüm elektronik cihazlara zarar veren dalga planlamıştır. (ki ben şahsen bunun 2003’teki  Irak Savaşında Kullanıldığını tahmin ediyorum)

Bu zarar gören ve birbiri ile bağlantısını geçici olarak kaybeden bölgedeki Elektromanyetik dalgalar, cihazların çalışmasını yani birbirleri ile etkileşime geçmesini engeller.

Basit dille telefon çalışmaz, Buzdolabı, araba çalışmaz, elektrikler vs. kesilir.

Bu durumu, “güneşte patlama oldu, bazı ülkelerde Elektrik kesintisi var, bu bütün dünyaya yansıyacak..” diyecekler ve zarar görmemeniz için sizleri de acilen elektriğinizi kapatmaya zorlayacaklardır.

Senaryosu da şimdiden hazır 2021 ile 2026 yılları arasında yapılması planlanıyor diye düşünüyorum.

– Sahte Göktaşı Projesi:

Bu da “Proje 2” kapsamında olaya el atmaktadır. Gündemde sürekli “Dünyaya dev bir göktaşı yaklaşıyor, şu kadar yakınında geçti, bu kadar mesafesi kaldı..” diye çokça duymaya başlayacağız.

Bu sahte göktaşı projesi adı altında NASA zaten gökyüzünün “Yalan senaryosunu” üstlenmektedir.

Yalanlarının başı ise sözde “Dünyaya ta 66 milyon yıl önce bir göktaşı çarpmış ve Dinazor nesli yok olmuş..”

Bu “sahte göktaşı çarpması” planına dünyayı inandırdıktan sonra insanlarda bir kaos oluşturup onları sürekli bu korku ve panik içinde bekletip, sonra da Süper Kurtarıcı NASA olaya el atıp tüm dünyayı bu felaketten kurtaracak.

Tabi insanlıkta Amerika’ya minnettarlık duyacaktır.

Bir başka göktaşı projesinde ise “Kontrollü bir şekilde gönderilmiş” devasa bir gök taşını Mescidi Aksa ya atıp yıkılmasına ve çok çok zarar görmesine sebep olması planlanıyor.

Mescidi Aksa’nın tamir ve tadilatını da Yahudi İsrail’e devretmeleri, bunun neticesinde ise “Süleyman Mabedi ni gerçekleştirmeleri hedefleniyor.

Yani planlarına göre böylelikle Deccal gelmeden önce Mescidi Aksa yıkılma ve yeniden inşa edilme projesi gerçekleşmiş olacak.

– Büyük Depremler Projesi:

Bu projenin ana silahına HAARP silahı da denebilir.

Yine “kontrollü deprem projesi” ile Şeytana ruhunu satmış bu insanlar tarafından ülkemizde ve birçok yerde sun’i depremler yapılmıştır.

Bu seferki büyük bir depremi Amerika’da yani “kendi beyin ülkelerinde” yapmayı planlıyorlar.

Bununla ilgili çevrilmiş birçok sinema filmleri vardır.

Bu insanlar planladıkları şeyleri “adeta doğal kendinden oluşuyormuş gibi” lanse ettiriyorlar. Böylece doğal bir afet mistik bir hava oluşturuyorlar.

– Neuralink, Beyine Çip Yerleştirme Projesi:

Yapay Zekâ Projesi kapsamında insanların teknolojiyi kontrol etme bakamından son derece daha hızlı bir seviyeye ulaştırma projesi.

Örneğin bir Mouse, bilgisayar ekranında istediğiniz sayfaya tıklatmak için kolunuzu kaldırıp parmağınızı tıklatmanız veya oraya sürüklemeniz gibi..

Özellikle o süreyi, sadece göz teması ile “salisesine kadar” indirmeyi dolayıyla her insanın, teknolojideki bu en üst seviye ile kontrol edebilmesi planlanıyor.

Hepsi yalan..

Bir o kadar yalan kokan bir proje de “beyne giden sinir damar uçlarındaki iki nöronlar arası” yani  elektromanyetik dalga arasına üçüncül sarmanı, ”beyne yerleştirilen çip” in ancak mikroskopla görülebilecek kadar “ince ve kılcal olan kablolar ile” yakalanması hedefleniyor.

Bu hedef doğrultusunda bir insanın ne düşündüğünü, veya rüyalarını veya hayal etmek istediklerini, veya yapmak istediklerinin bir kısmını Nöronlar arası giden manyetik enerjiyi yakalayıp bir yazılım ile bilgisayar ortamına aktarılması planıdır..

Buna örnek olarak, “Sensörlü bir kapının” sizi algılayıp açması gibi veya Telefonunuzda “sesli komut ile” klavyenin söylediklerinizi algılayıp yazması veya bir kumandanın kontrolü gibi.

Bu Proje sayesinde “İnsanlara Halüsinasyonlar” gördürülebilecek, rüyalarına farklı şeyler sokulup görmesine sebep oldurabilecektir.

Tabi bu “Şeytani Aklın” kendi adamlarını “Ultra bir insan modeline” sokabilmesi de hedefleniyor.

Peki, bu ne demektir?

Aynı “Çip ile insan beynine frekans gönderip”, O kişinin “hiç bilmeyen yada bilmediği bir dili” anadan doğma bilmesini sağlaması gibi, ya da çok çok eski şeyleri hatırlaması gibi..

Yani Yapay Zeka..

Kısacası buna Azrail’in görevini üstlenmekte denebilir. Tamamen “Hissiz, Duygusuz, Düşüncesiz bir kısım insan” modeli yani CYBORG..

Biyolojik ve yapay kısımları olan “Yarı İnsan Yarı Robot” insan modeli oluşturmak isteniliyor..

– Sahte Ufo Saldırısı Projesi:

Gerek sinema filmlerinde, gerek bazı reklamlarda Gerekse dizi, afiş, kostum, hemen hemen her yerde bu tür uzaylı görselleri ve konulu sistematik olaylar ile karşılaşıyoruz.

Bu proje en son projelerden biridir.. Dünya’ya sahte uzaylı saldırısı süsü vererek bütün milletleri birbirine bağlama ve koruma içgüdüsü oluşturmak isteniyor. İşte o anda Sahte ufo saldırısı adı altında dünya, Yaratıcıdan yardım talep etme yerine Amerika’ya onun da aracı olan NASA’dan yardım talep edecekler.

Planlarında Ufo’lar dünyadan uzaklaştırılıp bütün dünyanın Şeytanın ülkesi Amerika’ya yani Şeytana minnettarlığını sunacaktır.

Aslında konu daha detaylı fakat yazmak ile bitmez.

Şeytani düşünen akılın daha çok çok farklı projeleri de var elbet, fakat dediğim gibi yazmakla zaman yetmez.

Bu söylediklerim kesin olacaktır demiyorum. Adamlar bunun için gece gündüz çalışıyorlar diyorum..

En iyisini Allah bilir.

Şu ayeti çok iyi anlayalım:

“ Hatırlar mısın? İnkâr edenler seni etkisiz hale getirmek veya öldürmek ya da yurdundan çıkarmak için tuzaklar kuruyorlardı; onlar tuzak kuruyorlardı Allah da bozuyordu. Tuzak bozma işini en iyi yapan Allah’tır.” (Enfal suresi 30)

Hesaplarını altüst eden tek bir çıkış yolu vardır. O da rahmanın bizler için sunduğu çıkış yoludur.

Zaferin ve Nusret’in yegâne anahtarı, Allah’ın Kitabı ve Rasulü’nün Sünnetini tatbik edecek İslami bir Devlettir. Saygılarımla

Yazan: Rıdvan Erden


Tags:

 
 
 

Bir cevap yazın