FERASET.. Bu günün Dünyasında Katledilen Bir Kavram Oldu

FERASET.. Bu günün Dünyasında Katledilen Bir Kavram Oldu

Bazı Müslümanlar; Demokratik Muhafazakar (!) tanımlı mevcut Siyasi partiler arasındaki 2023 SEÇİM İTTİFAKLARINA, Allah’tan korkmadan kalkmışlar, “İşte Feraset Budur..” demişler.

Yazık.. Hem de çok çok yazık.

Feraset kavramı da maalesef böylelikle Laik kesimler eliyle değil Müslümanlar eliyle hakikatinden “Saptırılmış ve Katledilmiş” oldu.

Türkçede “Feraset” olarak kullanılan bu Arapça kelimenin aslı FİRASET’ dir. ( الفراسة )

Sözlük anlamı itibariyle FERASET (Firaset); Sezgi, keşfetme, sezme, ileri görüşlülük ve anlayış demektir.

Sözlük anlamı bağlamında halkın Feraset kabulü; “Akıl ve duyu organlarıyla bilinemeyen, ancak sezgi gücüyle ulaşılan bir takım bilgileri” kapsar.

Mesela “Aydın düşünme” de uzman şahsiyet İmam Ebu Hanife’ye atfedilen bir hadiseyi “Sözlük anlamındaki Feraset” konusunda size örnek vermek istiyorum.

Medresesinde talebeleriyle oturmakta olan İmam, pencereden bakarken bir adam gördü ve öğrencilerine dedi ki;

“Gençler şu adamı görüyor musunuz? Bu adam bu şehirden birisi değildir. Kendisi bir öğretmendir ve elindeki çantasında da bal vardır..”

“Gidip bir sorun kendisine bakalım..” dedi.

İki talebe hemen adamın yanına vardılar ve tek tek hocalarının dediklerini sordular. Verilen cevaplar İmamın dediği gibi idi.

Hayret içerisinde dönüp cevapları hocalarına arz ettiler ve dediler ki; “Hocam nasıl bildiniz, tanıyor musun bu adamı?”

İmam Ebu Hanife; “Hayır tanımıyorum ben de ilk defa gördüm..” dedi. Ve nasıl bildiğini yani Aydın düşünmeye dayalı bir Feraset ile bu sonuca nasıl ulaştığını onlara şöyle izah etti;

“Adam sürekli garip garip ve merakla sağa sola bakıyordu.. Dedim ki bu yabancıdır bu şehirden değildir.

Onun çevresinde çocuklar oyun oynuyordu o da onları şefkatle seviyordu.. Dedim ki bu öğretmendir.

Onun elindeki çanta etrafında Bal arıları uçuşuyordu.. Dedim ki çantasında Bal vardır..”

Gördünüz mü kardeşlerim “Aydın düşünme” bir insanı nasıl sözlük anlamında da olsa “Feraset Sahibi” yapıyor ve bu kişiyi “isabetli bir sonuca” götürüyormuş..

Fakat 2023 SEÇİM İTTİFAKLARI bağlamında yani amellerimizi ilgilendiren konularda bazı Müslümanların (Sözlük anlamı itibariyle de olsa) kalkıp, “İşte Feraset Budur..” demeleri asla DOĞRU BİR İFADE DEĞİLDİR.

Çünkü hemen her seçim öncesi kurulan bu tür ittifaklar; belirli oy potansiyeline sahip küçük Demokratik siyasi partileri ya da Müslümanlardan oluşan Cemaatleri, FİİLEN bu Laik siyasetin içine katmaya, onların sandık başına gelip OY KULLANMALARINI teşvik etmeye matuf ittifaklardır.

Dolayısıyla direk, irademiz dâhilindeki “AMELLERİMİZİ ilgilendiren bir husus” olması söz konusudur.

Yani burada “Feraset” kavramının SÖZLÜK ANLAMINI değil, bilakis İSTİLAHİ ANLAMINI ortaya koymak ve gereğince bu kavramı kullanmak ve Müslümanlara işin HAKİKATİNİ GÖSTERMEK zorundayız.

O halde gelin, konunun uzmanına “Feraset” kelimesinin İSTİLAHİ ANLAMINI ve AMELLERİMİZİ ilgilendiren yönünü bir soralım.

Çünkü Allah muhafaza “Haram olan ya da Haram kılınan”  bir amel bizi “Cehenneme” sürükler.

Bakın tefsirinde Esad Mansur hocamız Feraset hakkında ne yazmış:

FERASET NEDİR?

Rasulullah (sas) şöyle buyurdu:

“Müminin ferasetinden sakının, çünkü o Allah’ın Nur’ u ile bakar.” (Tirmizi, Ebu Davut ve İbni Mace)

İşte buna binaen “Feraset sahibi” bir insan, diğer insanların ne olduklarını bilir.

Kur’an da geçen ayetlerde Allah (cc) Resulüne hitap ederek “Sen onların simalarından ne olduklarını tanırsın.” (Bakara suresi 273) dedi.

Zira; Rasulullah (sas) daima “Allah’ın nur’u ile” bakıyordu. Müminler de Allah’ın nur’u ile baktıklarında mutlaka “Feraset sahibi” olurlar.

Nur suresi 40. ayette, Hadid suresi 12. 19. ve 28. ayetlerinde ve Tahrim suresi 8. ayetinde Allah’ın müminler için nasıl bir “Nur kıldığı” açıklanmıştır. Müminler, işte Allah’ın kendilerine verdiği bu “Nur ile” görür, düşünür ve yürürler.

Kâfirler insanları “Allah’ın nur’undan” karanlığa düşürmeye çalışırlar. Müminler dikkat edip kesinlikle kâfirlere ve onların fikirlerine uymayacaklar.

Şayet, Batıdan gelen Laiklik, Demokrasi, Hürriyetler, İnsan Hakları gibi fasit fikirlere tabi olurlarsa “Zifiri karanlığa” düşerler.

Allah (cc) şöyle buyurdu:

“Allah, Müminlerin velisi olur, onları karanlıktan çıkartıp nur’a getirir. Kâfirlerin velileri tağuttur. Bu tağutlar kâfirleri bu nur’dan uzaklaştırıp karanlıklara düşürür. Bunlar cehennem sahipleridir. Orada kalıcıdırlar.” (Bakara 257)

Bir insan mümin olup, her düşünce ve her harekette Allah’a bağlı olarak, onun emirleri ve nehiylerini yerine getirmeye çalışırsa, bir başka ifadeyle Kuran ve Sünnette Rasulüne vahyettiği şeylere tabi olursa Allah’ın nur’u ile ışığı ile aydınlanır, her şeyin gerçeğini görür ve mutlu olur.

Aksi takdirde karanlığa düşer, düşmanı ile dostu, hak ile batıl, doğru ile yanlış, kötü ile iyi arasında hiç bir ayırım yapamaz hale gelir.

Esad hocamın bu açıklamalarına ben de şunları ilave etmek istiyorum.

Her Müslüman birey, aile, cemaat, cemiyet ve Devlet için, Allah’ın yüce kitabı Kur’an ve Rasulullah (sas) efendimizin Sünneti, tüm Dünya hayatımızı kuşatan “Allah’ın emir ve yasaklarını” bağrında barındıran 2 ana kaynaklarımızdır.

Bunlara ilaveten “İcma-ı Sahabe ve Şer’i Kıyas” denilen 2 kaynağımız daha vardır.

Malumunuz bunlara “4 Şer’i Delilimiz” diyoruz.

Kur’an’da geçen ayetler, Rasulullah (sas) efendimizin Sahih Hadisleri, Ashabı Kiram’ın İcma ettikleri hususlar ve Müctehid İmamlarımızın yaptığı (Akli değil) Şer’i Kıyaslar bizim AMELLERİMİZİ şekillendiren delil ve hükümlerdir.

İstilahi anlamı itibariyle Feraset sahibi olmak; işte bu 4 Şer’i delile ve bu delilleri esas alarak Âlimlerimizin ortaya koyduğu ŞER’İ HÜKÜMLERE tabi olmak demektir.

Aksi bir durumda, FERASETSİZ bir kişi olmuş oluruz. Bu husus ister bir “Fikir beyan etme” konusunda olsun, isterse “Bir amel ortaya koyma” konusunda olsun fark etmez.

Şimdi size birkaç örnek vereyim:

Bir kişi kalksa ve “Cumhuriyet Fazilettir..” diye bir fikir beyan etse, bu onun “Ferasetsizliğine” bir delildir. Çünkü “Cumhuriyet” kavramı, 4 Şer’i delilimize tamamen zıttır ve Fazilet değil bir Zillettir.

Keza bir Müslüman bayan, hükmünü araştırmadan, sormadan kalkıp “Hristiyan bir erkekle” evlense bu da onun “Ferasetsizliğine” bir delildir. Çünkü Allah (cc) Müslüman kadınlara, Müşrik ya da Gayrı Müslüm/Hristiyan vs. ile evlenmeyi haram kılmıştır.

Keza bir Müslüman VEKÂLET verirken; Asla, Allah’ın haram kıldığı bir “Mal, ticaret ya da fiili yapma” konusunda birisine vekâletname veremez, VEKİL tayin edemez.

Bunları yaparsa “Ferasetsizce” davranmış olur.

İşte bu zaviyeden baktığımızda, seçimlerde sandık başına gitmek, oy kullanmak suretiyle VEKİL seçmek ya da tayin etmek yani bu AMEL, İslam’a, onun 4 Şer’i deliline tamamen zıttır.

Ama görüyoruz ki, kelli felli nice adamlar kalkmış, “Dindar insanların diğer kesimlerle yaptığı 2023 SEÇİM İTTİFAKLARINA”, Allah’tan korkmadan, “İşte Feraset Budur..” demişler.

Hayır kardeşim.. İşte bu bir Feraset DEĞİL, tam bir FERASETSİZLİKTİR.

Son söz, sözlerin en güzelini söyleyen Rabbimizin şu sözüdür:

وَقَالُوا رَبَّنَٓا اِنَّٓا اَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَٓاءَنَا فَاَضَلُّونَا السَّب۪يلَا

رَبَّنَٓا اٰتِهِمْ ضِعْفَيْنِ مِنَ الْعَذَابِ وَالْعَنْهُمْ لَعْنًا كَب۪يرًا۟

“Ve diyecekler ki: Ey Rabbimiz! ’Sadat’ımıza (rehberlerimize ve hoca efendilerimize) ve ’Kübera’mıza (devlet, siyaset ve servet büyüklerimize aldanıp haksız işlerine) itaat ettik. (Onların vaazlarına ve va’adlerine inanıp peşlerinden gittik. Onlar ise bizim iyi niyetimizi ve teslimiyetimizi istismar edip, bizleri kâfir ve zalim sistemlere peşkeş çektiler.) Böylece onlar bizi Hakk yoldan saptırmışlardı.” (Ahzab suresi 67)

“Ey Rabbimiz, şimdi onlara (talebelerini ve tâbilerini peşkeş çeken hoca efendilere ve dünyası için davasından dönen siyasetçilere, dünyamızı ve ahiretimizi mahveden bu kişilere, bize vereceğin) azaptan iki katını ver ve onları büyük bir lanetle kahret” (deyip kurtulmaya çalışacaklardır.) (Ahzap suresi 68)

Bekir Yetginbal – 15 Mart 2023


Tags:

 
 
 

Bir cevap yazın