Din Nedir?
Din Nedir?
Kâinat, insan ve hayatın ardında “bir büyük gücün” varlığını kabul eden her inanca “Din” denir.
Bu nedenle Kureyş’in müşrik inancına da “Din” denildi. Kâfirun Suresi’nde Allahu Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Sizin dininiz sizin olsun, benim dinim benim olsun” (Kâfirun suresi 6)
Bunun manası “Dininiz” vardır, fakat benim dinimle sizin dininiz asla bağdaşmaz ve birleşmez, farklıdır. Ve yine bunun manası;
“Dinler arası diyalog yoktur; ya benim dinim hâkim olur ve toplumu buna göre yürütürüz ya da onun uğrunda helak oluruz fakat yine de mücadeleyi asla terk etmeyiz..” demektir.
Lafız olarak “Din” kelimesinde bir benzerlik söz konusu olunca asla “Dinler eşittir” manası çıkmaz.
Bu hususta özellikle “laikler ve komünistler” yanıldılar. Çünkü onlar “bütün dinleri” bir yani birbirinin aynısı saydılar.
Bu nedenle laikler “Dini hayattan uzaklaştıralım, Dine inanan ile inanmayan eşittir ve bütün dinler eşittir, biz onlara aynı mesafede dururuz.” dediler.
Komünistler “Hiçbir dini kabul etmeyiz, hepsine de aynı mesafede dururuz.” dediler.
Bu şekilde laikler ve komünistler hayatta, devlette ve siyasette dinin rolünü asla kabul etmezler, dolayısıyla her ikisi de “İslâm nazarında” kâfir sayıldılar.
Bazı ayetlerde Allah katında kabul edilen, itibar edilen dinin yalnızca İslâm olduğu ifade edilmektedir. Allahu Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Şüphesiz ki Allah indinde kabul edilen din yalnız İslâm’dır.” (Al-i İmran suresi 19)
Yine şöyle de buyurdu:
“Kim İslâm dışında bir din edinirse bu ondan asla kabul edilmez ve o kimse ahirette hüsranda olanlardan olacaktır.” (Al-i İmran suresi 85)
Bu nedenle ayette İslâm dinine “Hak Din” adı verildi. Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Kâfirler sevmeseler de hidayetle ve Hak diniyle Rasulü’nü gönderen O’dur ki bütün dinlere egemen olsun.” (Tevbe suresi 33)
Bu şekilde İslâm’a da “Din” denildi, diğer inanç sahiplerininkine de yine “Din” denildi, yani “aynı lafız” kullanıldı.
Fakat İslâm dini “Hak Din”, diğer dinler ise hak değil “Batıl Din” dir.
Türkiye toplumunda maalesef çok çok yanlış bir “Din Algısı” ve Din anlayışı var. Bunun sebep olanı da yanlış “Milli Öğütüm Siyaseti”dir.
Ta ilk ve ortaokullarda, liselerde “Din” onların istediği şekilde çocuklarımıza öğretildi.
Yani “Din” denilince insanların aklına sadece “İtikat, İbadet ve Ahlak” şablonunda bilgiler verildi.
Hatta bu bilgiler sadece “Teorik bilgiler” olarak onlarda bulunsun, ama hayatlarına yön veren bir etken olmasın istendi.
Üstüne üstlük DİN DERSİ isimli kitaplarda ve derslerde, tafsilatlıca Laiklik, Demokrasi, Cumhuriyet vs. anlatılıp “Din asla siyasete ve Devlete müdahale etmemeli..” düşüncesi benimsetildi.
Bu gün milyonlarca insanımız, “Din ayrı Devlet ayrı olmalı” kanaatini canı gönülden benimsemiş durumda.
Cami imamları bile “Ben bir Din adamıyım..” diyor. İlahiyat Prof. ları “Dini hayat ve Dünyevi hayat” diye söze başlıyor.
Bu cümleler tamamen LAİKLİK düşüncesinin onlardaki tezahürüdür. Namaz kılsalar da, kıldırsalar da, Oruç tutsalar da, tam tesettüre riayet etseler de onlar gözünde “Din” budur.
Bu yazı alıntıdır.
Tags: