Çocuklarımızı EŞCİNSEL Yapmak İçin DNA Üzerinde Oynanan Oyunlar

Çocuklarımızı EŞCİNSEL Yapmak İçin DNA Üzerinde Oynanan Oyunlar

Yazan Yağmur Mirzayeva

Geçtiğimiz günler de bir “LGBT” sayfası gençlere; 

“Eş cinsel olduğunuzu ilk nasıl farkettiniz?” diye sordu.

Ve altına binlerce yorum geldi. Ben bunların bir kaç tanesini ancak okuyabildim, dehşetle sayfayı kapattım.

Henüz lise ve üniversite çağında olan binlerce genç hem cinslerine ilgi duyduğunu, hatta ilişki yaşadıklarını itiraf etmekle kalmamış birde “Bunun normal bir durum” olduğunu savunmuşlardı.

Ve şuan birçok hastaneye “cinsiyet değiştirme” başvuruları yapılıyor, kaymakamlıklar isim ve nüfus cüzdanı değiştirme talepleriyle dolup taşıyor. 

Bunlar sadece işin görünen kısmı..

Bir de aile ve toplum baskısından çekinip bu halini gizleyen binlerce genç mevcut.

Bunlardan biri belki sizin evladınız, kardeşiniz, akrabanız.. 

Bilemiyoruz lakin durum sandığımızdan daha vahim.

Neden kaçmıyor uykularımız?

Elbette normal bir zihnin ya da bedenin ürünü değil bu çocuklar.

Peki, ama ne oluyor?

Kim fısıldıyor bunları ismi “Ümmeti Muhammed” olan gençlerimizin kulaklarına?

Hiç duydunuz mu bilmem.. Ama merhume Dr. Aidin Salih hocamız çok bahsederdi.

“REKOMBİNANT DNA”

Size en yalın haliyle anlatmaya çalışacağım;

Bizim bedenimiz de bulunan DNA ‘nın bir kopyasını çıkarıyorlar fakat içine istedikleri mutant hücreleri koyup izole ettikten sonra bu genin milyonlarca klonunu üretiyorlar.

Rekombinant DNA bugün öncelikle aşılarda ve çeşitli ilaçlarda bulunuyor. İnsanın 2 sarmalı olan DNA yapısını 12 ye kadar çıkarıyorlar ve tamamen Genleri bozulan mutant bir insan haline getiriyorlar.

Ve en korkunç olan da, DNA sarmalı 12’ye ulaşmış bir insanın bir daha düzelip eskiye dönmesi artık İM-KAN-SIZ.!

Rekombinant DNA ilk olarak “İnsülin” ilaçların da kullanılmaya başlandı. Bu sebeple insüline başlayan insanlar bir daha onu bırakamıyor ve ne hikmettir ki bugün 5-6 yaşında ki çocuklara dahi şeker hastalığı teşhisi konuluyor.

Hamilelikte kullanılan folik asitler de Rekombinant DNA yöntemiyle üretiliyor.

Aşıların içeriğinde de aynı şekilde bu bela fazlasıyla mevcut.

Doğduğu andan itibaren DNA sarmalına müdahale edilen bu çocukların büyüdüklerinde istenilen gibi “Eşcinsel” olmaları aslında bizi çokta şaşırtmamalı..

Sadece bunlar ile de sınırlı değil durum.

DNA sarmalımızı bozan diğer faktörler:

-Lazer epilasyon, lazer ameliyatları

-Elektromanyetik dalgalar 

-Yapay ve kimyasal yiyecekler (Paket gıdalar)

-Rekombinant DNA ilaçları, aşıları

-Çok müzik dinlemek

-KOKULAR..

Yani bize kısaca diyorlar ki;

-Madem siz bizim istediğimiz insan formuna doğal yollarla gelmiyorsunuz, tek tip insan modelini kabul etmiyorsunuz, madem Müslümansınız Eş cinsellik size göre değil ve sizin “aile kavramı / mahreminiz” var o zaman DNA ve gen yapınızı; ilaç, gıda, spreyleme ile bozalımda bu şekilde itaat edin bize!

Oysa Vallahi ve Billahi Rabbimiz bizi bu konuda açık açık uyarıyor.

Nisa suresi 118-119. Ayetlerin tefsirini hiç merak edip okudunuz mu?

Bakın ne söylemiş müfessirler:

-DNA ile oynayıp sarmalı bozarak farklı yaratıklar elde etmeye çalışacaklar

-Mahluku Halik yerine koyacaklar

-Allah’ın yaratışının değiştirilmeyeceğini ve kendilerine lanet olunduğunu bilmeyecekler!

-Hayvanların “kulaklarını yaracaklar..”

Bakın bu ayet çok önemli bir bilgi veriyor bizlere.

Şeytan; “…Kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar, emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler” demiştir.

Ayeti Celile’de “Hayvanların kulaklarının yarılması ile yarattıkların değiştirilmesinin” peş peşe zikredilmesinde büyük hikmetler vardır..

Japonya’daki Kagoşima Enstitüsünde tarihteki ilk kopyalama hücreleri “kulak yarılarak” alınmıştır.

Hayvanların kulakları yarılıp, içerisinden kök hücreleri alınarak kopyaları üretilmiş ve daha sonra bu durum geliştirilerek Avustralya‘da Donmuş embriyodan bir kız çocuğu dünyaya getirilmiştir.

Amerika‘da ise aynı yöntemle yapay bir kadın rahmi üretilmiştir.

Ki geçtiğimiz günlerde Çin‘de dünyaya gelen “Genetiği Değiştirilmiş” ikiz bebekler de bunun bir örneğidir.

İnsanlara bu durumu masum göstermek için “Kök hücre ve klonlama yöntemleriyle sizin kalıtsal hastalıklarınızı tespit edip iyileştirmeye çalışıyoruz” yada “size daha sağlam bir gen hazırlıyoruz” gibi yalanları söyleseler de işin aslı;

-Mutant

-Allah’a inancı kalmayan

-Tek tür

-Üreyemeyen

-Eşcinsel

-Düşünme yetilerini yitirmiş, robotlaşmış

-Uzaktan kontrol edilebilen insanlar üretmek.

Bugün AVM’ lerde, “ayrı atık yerlerinde toplanan kadın pedlerindeki adet kanlarından” dahi kök hücreler alınıyor.

Farkında değil misiniz her hastaneye gidenden illa ki bir “Biyopsi” isteniyor. Bunun için bedeninizden kesilen o parçaların çöpe atıldığını mı sanıyorsunuz?

Hiç soran oldu mu; benim biyopsi için verdiğim doku örneğim nerede diye?

-Aa hayır atmadık, öğrenciler üzerinde yeni hücre üretmeye çalışıyorlar derler..

Eğer dürüstler ise..(!)

Ben sizlere paket gıdalardan uzak durun, kimyasal ürünler kullanmayın, ilaç içmeyin, aşı yaptırmayın dediğimde sizden ne çıkarım var Allah aşkına?

Birçok ilacın prospektüsünde yan etki olarak “Kişilik Değişimi” yazıyor değil mi?

Oturup kafa yoran oldu mu, yahu nedir bu kişilik değişimi?

Yani üstü kapalı şekilde diyor ki; bunu içersen eş cinsel olabilirsin, zina yapabilirsin, ensest ilişkilere meyledebilirsin kişiliğin değişir! Özellikle Parkinson ilaçlarında bu daha nettir.

Bakın güya bu gün her önlemi aldı anneler.. Ama dönün bakın şu gençliğin haline! 

Hangisi KIZ, hangisi ERKEK ayırt edilebiliyor musunuz?

Fatih Sultan Mehmed‘in İstanbul‘unda mübarek Ramazan ayında binlerce kişiyle eş cinsel yürüyüşü yaptılar.

Peki, kimdi bu gençler? Gökten zembille inmediler ya.

Onlar bizim gençlerimizdi.

Her birinin annesi babası Anadolu’dan kopmuş gelmiş insanlardı oysa ki..

Düşmanın sinsi plan ve projesi bizim idrakimizin çok ötesinde ve bunları teker teker uyguluyorlar evlatlarımızın üzerinde.

Şimdi gönül rahatlığı ile paket gıdalara devam edin, aşılarını yaptırın, her verilen ilacı bitene kadar kullanın..

10 sene sonra yavrunuz da nelerin ortaya çıkabileceğini tahmin edebiliyor musunuz? 

Rabbimiz bize Kur’an da “Onları sakın ha dost edinmeyin..” Diye emredip uyarırken biz bırakın dost edinmeyi her şeyimizi teslim ettik..

Çünkü bir defa bile Allah’ı ve Rasul’unu anlamaya çalışmadık..

O Allah ki yarattığı her şeyi güzel yaratmıştı, maalesef biz kendi ellerimizle onları ifsad ettik..

Kaynak Yazarın Facebook Paylaşımı. /Yağmur Mirzayeva -17.12.2018

 


Tags:

 
 
 

Bir cevap yazın