Anayasaya İlişkin Fikri Olan Var mı dedi, Ben de Varım Diyorum

Anayasaya İlişkin Fikri Olan Var mı dedi, Ben de Varım Diyorum

Bizleri İslam ile şereflendiren Âlemlerin Rabbi, mülkün sahibi, Şanı yüce Allah’a sonsuz defa hamd olsun.

Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi en başta ölçü ve örnek Rasul Hz. Muhammed’in, ehli Beytinin, güzide Ashabının, İslam ümmetinin ve sizlerin üzerine olsun.

BİR HABER:

TBMM Başkanı Kurtulmuş‘tan Yeni Anayasa Çağrısı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, “Memur-Sen 8. Türkiye Buluşması” programında yaptığı konuşmada dedi ki:

Çok açık söylüyorum, mevcut ANAYASAMIZ DEFALARCA DEĞİŞTİRİLMİŞ OLMASINA RAĞMEN” üzerinde hala 1960 darbesinin izleri olan 1961 Anayasasının kurgusu mevcuttur.

Hala bu Anayasanın ruhu 1981 darbesinin ortaya koyduğu 1982 Anayasasının ruhunu taşımaktadır.

Bunun için bunu siyasi bir tartışma meselesi yapmadan, siyasi partiler arasında bir ayrışma meselesi haline getirmeden, “YENİ, DEMOKRATİK, KATILIMCI BİR ANAYASA’NIN” yapılabilmesi önümüzdeki dönemdeki en önemli ödevlerimizden birisidir.

Kurtulmuş, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, araştırma merkezlerinin ve toplumda “Yeni bir Anayasa ilişkin BENİM DE SÖZÜM VAR diyen herkesin..” harekete geçmesini ve “Herkesin FİKİRLERİNİ PAYLAŞMASI gerektiğini..” , Memur-Sen‘in de yeni Anayasa çalışmalarında çok kuvvetli bir destek vereceğinden emin olduğunu söyledi…” (TRT Haber vs.- 24 Şubat 2024)

Değerli Müslümanlar ve Davetçi Gençler

Numan Kurtulmuş’un bu haberde söz konusu olan konuşmasını “Canlı yayında TV’ de” izledim ve çok güldüm..

Niye mi güldüm?

Seyretmekte olduğu “Tiyatronun tüm senaryosuna ve detaylarına” vakıf olan bir seyirci, hangi perde de “gülme” ve hangi perdede “ağlama” bölümünün geleceğini bilir değil mi?

Feraset ve basiretle Kur’an ve Sünneti, “Hayata ve olaylara bakış açısının MERKEZİNE OTURTAN”, buna göre değerlendiren her Müslüman ve her davetçi; LAİKLİK AKİDESİ ESASLI DEMOKRATİK KAPİTALİST SİYASETİN tam bir tiyatro, “Bu siyasete iman eden her bir siyasetçinin” de İYİ BİR FÜGÜRAN olduğunu görür.

Rabbime sonsuz defa hamd-u senalar olsun ki, Kur’an ve Sünnetin işaret ettiği noktadan “Türkiye’deki Dâhili ve Harici Siyasete” şöyle bir göz gezdirdiğimde “şu HAKİKATİN ortaya” çıktığını gördüm:

“Türkiye’deki DEVLET VAKIASINA kuşbakışı bir bakışla baktığımızda TÜM ÇIPLAKLIĞI İLE görülen şey, Türkiye’de 2 iktidar vardır:

A: Hakiki iktidar: “DEVLET AKLI ve DEVLET İRADESİ” diye tanımladığımız ama herkesin görüp hissedemediği bir iradedir.

B: Geçici iktidar: Başbakandır, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu üyeleri, Meclis ve Anayasa Mahkemesidir. Yani 5 yılda bir el değiştirenlerdir.

Fiiliyatta da hepimizin şahit olduğu şey;

“Hakiki İktidar yani Devlet bir Hancı, Başbakan, Cumhurbaşkanları vs. yani ‘Kendisine Geçici iktidar emanet edilenler’ ise birer yolcudur.”

Numan Kurtulmuş diyor ki; Toplumda “Yeni bir Anayasa ilişkin BENİM DE SÖZÜM VAR diyen herkesin FİKİRLERİNİ PAYLAŞMASI gerek..”

Ama aynı anda “bir şart ve bir şerh de koyuyor” ve diyor ki; “YENİ, DEMOKRATİK, KATILIMCI BİR ANAYASA..”

Peki, niçin bu şartı ortaya koyuyor?

BİRİNCİSİ; kendisi gerçekten Demokrasiye, Laikliğe, Cumhuriyete inanıyor ve onları samimiyetle benimsiyor.

“Milletvekili” ve “Meclis Başkanı” seçilmesi sonrası Meclis kürsüsünden yaptığı YEMİNDE, Demokrasiye, Laikliğe, Cumhuriyete, Atatürk ilke ve inkılaplarına sadık ve bağlı kalacağına “namusu ve şerefi üzerine” söz verdi.

İKİNCİSİ; Kendisinin asıl amiri olan “Türkiye’ deki Hakiki iktidar” adeta “Bu topraklarda siyaset yapmak ve Devlet adamı olmak isteyenler, ASLA VE KAT’A benim çerçevesini çizdiğim sınırları (Arapçası Had’ dir, Hudud’dur) aşmayacak, HADDİNİ BİLECEK.. Yoksa ben sizlere HADDİNİZİ BİLDİRİRİM..” der her Kapitalist siyasetçiye..

İşte benim yukarıda “çok güldüm” dediğim “tiyatro sahnesi deki” bu bölümdür. Çünkü kalkıp diyeceksin ki;

“Herkes FİKİRLERİNİ paylaşsın.. Arkasından da DEMOKRASİ diye bir şart şurt, bir cart curt ortaya koyacaksın..”

Deveye ‘inişi mi seversin, yokuşu mu?’ demişler..

Deve; Düz yere kıran mı girdi arkadaş?” dediği gibi, ille de DEMOKRASİ LAİKLİK CUMHURİYET diyenlere, Müslümanlar adına ben de diyorum ki; “İSLAM’A KIRAN MI GİRDİ ARKADAŞ?”

Demek ki; “Herkes FİKİRLERİNİ paylaşsın..” cümlesinin sağ tarafında ve parantez içinde şu cümle GÖRÜNMEZ BİR MÜREKKEPLE yazılmış: “İSLAMİ ANAYASA isteyenler hariç..”

Peki, niçin İSLAMİ ANAYASA İSTEYENLER HARİÇ demiş olabilir? Cevabı çok çok basit..

1923 de nice İslami kanunları, nizamları, İslam’ın harfini bile kaldıranlar, Hilafet ilga edilmiştir diyenler, İSLAMİ BİR ANAYASAYI tekrar isterler mi?

1923 den bu güne “Türkiye’de Anayasa Değişikleri Tarihi” kitabına bakanlar, Numan Kurtulmuş’ un dediği gibi ANAYASA DEFALARCA DEĞİŞTİRİLMİŞ OLMASINA RAĞMEN100 yıllık süreçte “Hiçbir Doğru Çözüm” üretemedikleri gibi, Türkiye toplumunu Batılı efendilerine kul köle ettiler.

Bu topraklarda var olan “Tüm yeraltı ve yerüstü varlıklar” ya onlara verildi ya da ORTAKLIK adı altında onlara peşkeş çekildi.

Bunlar yetmedi bir de “borç üzerine o kadar çok borçlar” alındı ki, Devletin ve bu zavallı halkın 100 yıl önce bu kadar borcu yoktu. Rakam nedir biliyor musunuz?

T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı web sitesinde şu yazı paylaşıldı: “Türkiye Brüt Dış Borç Stoku,30 Haziran 2023 tarihi itibarıyla “475,8 milyar ABD Doları” olarak gerçekleşmiştir..”

Bu rakamı, 80 milyon kişiye bölerseniz FERT BAŞINA, yaklaşık 6.000,- ABD Doları borç düşer.. İç borçlar daha buna dâhil değildir. “3 çocuğu olan 5 kişilik” bir aile 30.000,- ABD Doları borç batağına sokuldu.

Haydi, borçları da bir kenara bırakalım, 100 yıldır İSLAM DIŞI BU ANAYASA VE KANUNLAR yüzünden “Zulüm üstüne zulümler yaşayan / yaşatılan” Türkiye toplumunun “Anasından emdiği süt burnundan geldi.”

Borçları, yapılan onca “Zulüm üstüne zulümleri “de bir kenara bırakalım; Türkiye toplumu bu yanlış ve İSLAM’A TAMAMEN ZIT olan “Anayasa ve kanunlar” yüzünden, “Hem dünyasını kaybetti hem de ahiretini..” İşte asıl büyük hüsran budur.

Niye mi güldüm?

İşte bu tiyatro içinde “Rollerini çok çok iyi oynayan”, Hakiki iktidarın kim olduğunu ve gerçek gücünü çok çok iyi bilen” tüm siyasiler, onların partileri ve liderleri, özellikle şu “İslamiyet’i sermaye olarak kullanan İSLAM MASKELİ ADAMLAR” var ya onlar bu hal ve hareketleriyle “çok çok komik mahlûklar” oluyorlar.

Gel de gülme.. Sakalıyla, sıkma başlı türbanlarıyla “Bir bakıyorsunuz İslam diyorlar, bir bakıyorsunuz, Demokrasi diyorlar, son gördüğünüzde ise LAİKLİK HAVARİSİ kesilmişler..” Aynı BUKALEMUN gibi..

Bu benzetmeden dolayı senden özür diliyorum Bukalemun.. Çünkü sen, Rabbini çokça zikreden salih bir mahlûksun.

Buradan; “Yeni bir Anayasa ilişkin BENİM DE SÖZÜM VAR diyen herkesin FİKİRLERİNİ PAYLAŞMASI gerek..” diyen Numan Kurtulmuş beye diyorum ki;

“Şayet sen, bu sözünde samimi isen ve anlamak, dinlemek istersen, yeni bir Anayasaya ilişkin benim de “hem bir çift sözüm, hem de elimde İSLAM DEVLETİ ANAYASA TASARISI VE ESBABI MUCİBESİ” isimli mükemmel bir Anayasa çalışması var.

Bu Anayasa çalışması senden öncesi TBMM Başkanı Mustafa ŞENTOP beye bir kitap fuarının KÖKLÜ DEĞİŞİM DERGİSİ standında bizzat elden verilmişti.. Arzu edersen bunu TBMM Kütüphanesinden alıp okuyabilirsin.

Ya da internette Google’ a; İSLAM DEVLETİ ANAYASA TASARISI VE ESBABI MUCİBESİ” yaz, PDF olarak aç kitabı oku.

Ama bu çalışmayı içinde barındıran kitaptaki her bir Anayasa maddesinin; Kur’an, Sünnet, İcma-ı Sahabe ve Şer’i Kıyas’ a dayalı “İslami bir özelliği” var.. Ki bunların her biri Demokrasiye, Laikliğe, Kemalizme ve Cumhuriyete tamamen zıttır.

Şimdi sana, yaş olarak senden büyük bir abin olarak diyorum ki;

“Gel, canlı yayınlanan bir TV programında, baş başa bu İslami Anayasa Tasarım ile senin davet ettiğin DEMOKRATİK ANAYASA tasarısı hakkında bir mütalaa, bir münazara ya da münakaşa yapalım. Ne dersin?”

Türkiye halkı ve cümle âlem de bu programı seyretsin, “İslam’ ın bir Devlet yapısı, Anayasa ve kanunları varmış” insanlar bunu görsün.. Ne dersin?

Var mısın? Hodri meydan..

Şimdiden biliyorum ki “Hayır, asla böyle bir şey yapamam..” diyeceksin. Çünkü bu toprakların “Şimdilik ve şimdiki” hâkimi “Hakiki İktidar”, buna asla ve kat’a izin vermez..

Böyle bir şeye cüret eden, bu formatta, canlı bir yayında TV’ ye çıkan “Demokrasi ve Laikliğe bağlı kalacağına yemin eden”, bir vekilin, bir bakanın ya da en tepedeki adamın SİYASİ HAYATI anında biter yani bitirilir..

Ama ben en büyük şahit “şanı yüce Allah’ın huzurunda” sana bu davette bulunmuş ve görevimi yapmış oldum. “Seni ilk gördüğüm ve karşılaştığım anda da” inşaAllah bu davetimi bizzat yüzüne yenileyeceğim..

Davete icabet edip etmemek sana kalmış bir şey Numan..

Son söz; sözlerin en güzeli söyleyen Rabbimizin Taha suresi 47. Ayetindeki şu hitabıdır:

وَالسَّلَامُ عَلٰى مَنِ اتَّبَعَ الْهُدٰى

“Ey Rabbim, bu makalemi okuyan, anlayan, benimseyen ve paylaşan tüm Müslümanlara, son nefeslerine kadar şahit, son nefeslerinde de o müjdelenen İSLAMİ DEVLET’ te şehit olmayı nasip eyle..”

Sevgi, saygı ve muhabbetlerimle kardeşlerim.. Bekir Yetginbal – 25 Şubat 2024


Tags:

 
 
 

Bir cevap yazın