Sırf Allah İçin Kardeşlik İşte Böyle Olmalı

Sırf Allah İçin Kardeşlik İşte Böyle Olmalı

Yazan Ebu Mervan el Halili

Allah’ın adı ile. Hamd yalnızca Allah’a aittir. Salat ve selam, kendisinden sonra peygamber gelmeyecek olan Muhammed’e olsun.

Değerli Kardeşim, günümüzde korkmamız gereken en önemli hususlardan bir tanesi; Kardeşliği ile huzur bulacağımız, sıkıntı anında kendisine sığınacağımız bir kardeşin olmamasıdır.

Nitekim günümüzde Allah(cc)’nin rahmet ettikleri müstesna sadık olan kardeş sayısı ne kadar da azdır.

İman ile nurlanmış kalplerin üzüleceği bir yazı okudum geçenlerde. Sevgisinin sebebi dünya olan insanlar hakkında doğru bir sözdü burada yazılanlar..

İbnul Cevzi şöyle söylüyor; “İnsanların geneli artık birbirini tanıyorlar. Zahiren hepsinde bir arkadaş, bir dost görünümü var. Ancak, insanlar arasında ki o saf kardeşlik, arkasında hiçbir iz bırakmadan kaybolmuş..”

Bu sözlerinden sonra da insanlar arasındaki samimi duyguların neden yok olduğuna değiniyor ve İbnul Cevzi, Allah kendisine rahmet etsin diyor ki;

“Kardeşlik müessesindeki samimiyetin kaybolmasının ana sebebi ise şudur;

Selef müminler, bütün amellerinde olduğu gibi kardeşlikte ve insanlarla olan tüm sosyal ilişkilerindeki maksatları ‘sadece ahiret hayatını kazanmak’ olduğu için samimiyeti buldular.

Fakat asrımızda, maalesef dünya sevgisi kalplere hâkim oldu ve insanlar artık sosyal ilişkilerinde ‘sadece dünyevi maslahatlar’ gözettiği için samimiyette artık kayboldu.”

İyi bak kardeşim, Allah sana da rahmet etsin. Altıncı yüzyılda yaşayan bir âlimin yukarıdaki bu sözlerine iyi bak.

O, ta kendi asrında yaşayan Müslümanların arasındaki kardeşliğin neden zayi olduğunu anlatıyor. Peki, bizim durumumuz nicedir?

Vallahi O asır ile bizim asrımız arasındaki fark, onların önde gelenlerden olmaları hasebiyle, daha faziletli olmaları ve kıyametin ve alametlerinin bize onlardan daha yakın olmasıdır.

Ancak Muhammed (sas)’in ümmetindeki hayır, inşallah kıyamete kadar asla zail olmayacaktır.

Tüm kalbimizle öyle olmamasını temenni etsek de bu günkü hâlimiz, aynen İbnul Cevzi (rahimehullah)’ın dediği gibidir.

Bizler, sadece nezaket ve tebessümden ileri gitmeyen sıcaklığımızı sanki bir kardeşlik zannederek, asıl kardeşlik nimetinden mahrum kaldık.

Kardeşlikteki samimiyetin aramızda yok olmasının en büyük sebebi, kardeşliğin hakikatinden bizimde cahil olmamızdı.

Bu yüzden ben, siz değerli kardeşlerime, Selefi Salihin’in bu konuya ışık tutan bazı nas’larını burada zikredeceğim.

Gerçekten de insan, bu büyük İslami şahsiyetlerin halini tefekkür ettiği zaman, onların kardeşlik müessesindeki samimiyetleri karşısında şaşkınlığa ve dehşete kapılıyor.

Haydi kardeşim, Allah sana da rahmet etsin

Bak ve bu değerli şahsiyetlerin, kardeşliğin hakikatlerini nasıl anladıklarını ve bu konuda ne kadar samimi olduklarını biraz tefekkür et, biraz düşün.

Müminlerin Emiri Ömer bin Hattab şöyle diyor:

“Eğer Allah (azze ve celle) size bir Müslümanın sevgisini ikram ederse ona sımsıkı sarılın.”

Allah Ömer bin Hattab’dan razı olsun. O, bazı geceler bir kardeşini hatırlar namazını kıldıktan sonra hemen ona gider, ona sarılır ve onu öperdi.

O gider, Ebu Bekir’in başını öper ve ona şöyle derdi; “Anam babam sana feda olsun! Vallahi sen olmasaydın helak olacaktık.”

O, Şam diyarına geldiğinde, Ebu Ubeyde bin Cerrah onu hasta haliyle karşıladı. Ömer (radıyallahu anhu) Ebu Ubeyde’ye sarıldı ve birlikte ağlamaya başladılar. Allah senden razı olsun Ey örnek insan Müminlerin Emiri Ömer..

İbnu Hibban şöyle anlatıyor;

“İbnu Mes’ud arkadaşlarının arasına çıktığı zaman şöyle derdi; “Kardeşlerim, sizi gördüğüm zaman gözyaşlarımı tutamıyorum.”

Ali bin Ebu Talib’den şöyle rivayet edilir;

“Ali (ra)’nin çok sık giydiği bir elbisesi varmış. Kendisine bu elbise sorulduğunda şöyle cevap verirmiş; “Bu elbiseyi bana dostum Ömer bin Hattab hediye etti. Vallahi Ömer Allah’a karşı çok samimi oldu, Allah’ da ona karşı..”

Sahabeden olan Hakim bin Hazzam ve Abdullah bin Zübeyr birbirlerini çok çok severlerdi. Abdullah bin Zübeyr şehit olunca Hakim, etrafındakilere sordu;

-“Abdullah’ın ne kadar borcu vardı?” etrafındakiler;

-“İki bin dinar borcu vardı.” Dediklerinde Hakim şöyle dedi;

-“Bin dinarını bana yazın onu ben karşılayacağım.”

Hasan el-Basri yatarken arkadaşlarından bir tanesi onun yanına geldi. Onun yattığını fark edince sessizce yanına yaklaştı ve başının yanında duran kabın içerisindeki elmayı alıp Hasan el-Basri’nin başının ucunda yemeye başladı.

Bunu fark eden Hasan el-Basri şöyle dedi; “Allah sana rahmet etsin. Vallahi bu yaptığın şey, ancak seçkin insanların yapacağı bir şeydir.”

Ebu Hulde şöyle anlatıyor;

Ben ve Abdullah bin Avn, İbnu Sirin’in yanına geldik. İbnu Sirin bizi buyur ettikten sonra şöyle söyledi;

“Vallahi sizi nasıl ağırlayacağımı bilmiyorum. Sizin ikinizin de evinde ekmek ve et bulunur. Ama ben şimdi size evinizde olmayan bir şey ikram edeceğim.” Sonra bize henüz peteğinde olan taze arı balı ikram etti.”

Muhammed bin Vasi’ bir gün etrafındakilere şöyle söyledi;

‘Midelerinin kölesi olmuş’ insanların sanki bir kardeş gibi davranmalarında ve dostça söyleşilerinde hiç bir hayır yoktur. Çünkü onlar, sadece istediklerini elde etmek için sizi ahiretten alıkoyarlar.”

Osman bin Hakim el-Evdi şöyle dedi;

“Din bakımından senden daha faziletli, dünya hususunda da senden daha fakir olan kişi ile arkadaşlık kur.”

Bilal bin S’ad el-Eş’ari şöyle derdi;

“Her karşılaştığında sana Allah’ın dinini hatırlatan arkadaşın, her karşılaştığında senin avucuna bir dinar koyan arkadaştan daha hayırlıdır.”

Kari’ ve muhaddis olan Talha bin Masref ise Malik bin Mağul’u gördüğü zaman ona şöyle derdi;

“Seninle karşılaşmak benim için baldan daha tatlıdır”

Süfyan bin Uyeyne şöyle söylüyor;

“Ben Musavir el-Varik’in şöyle diyerek yemin ettiğini işittim; “Vallahi ‘Seni sırf Allah için seviyorum’ dediğim bir adamı, dünyalık hiçbir şeyden men etmem.”

Ebu Ca’fer Muhammed bin Ali ashabına bir gün şöyle dedi; “Sizden birisi, arkadaşının bahçesinden istediğini bir şeyi, ona sormadan alabiliyor mu?” Onlar hayır dediler. Ebu Ca’fer onlara şöyle cevap verdi; “O zaman hala zannettiğiniz gibi kardeş olamamışsınız..”

Hiç şüphesiz size Salihlerin hayatındaki kardeşliğin hakikati babında zikrettiğim bu örnekler, tefekkür edilmeye layık şeylerdir.

Biz neredeyiz, o Salihler neredeler?

Onlar kardeşlerinin yanına gelip şöyle derlerdi; “Hadi gel bir saat iman edelim, Haydi gel biraz Allah için ağlayalım, Eğer ağlayamazsak bari ağlamış gibi yapalım da Allah bizim hâlimize acısın..”

Sakın bu rivayetleri okuduğumuzda aklımıza şu gelmesin; “Eskide kaldı o günler..” Hayır asla.

Vallahi bizler bu zikrettiklerimi, Allah yolunda cihad eden insanlar arasında bilfiil yaşadık. O topraklarda bu kardeşliği gördüğümüz zaman, kendi beldelerimizde olanların ne kadar yapmacık davranışlar olduğunun farkına vardık.

İnşallah konumuzu, sırf Allah için kardeş olmanın faziletinden bahseden şu Hadis ile bitireceğim.

Ebu Hureyre (radıyallahu anhu) Resulullah (sas) ’in şöyle dediğini rivayet ediyor;

“Allah’ın kulları arasında öyle kullar var ki, onlar peygamber değildir. Ancak ‘Peygamberler ve şehitler’ onlara gıpta edecekler.

Bunun üzerine Sahabeler şöyle dedi;

Ey Allah’ın Resulü, Bize onların kim olduğunu söyle de onları bizde sevelim.

Allah’ın Resulü şöyle cevap verdi;

“Onlar hiçbir akrabalık ve kan bağı olmadan sırf Allah’ın nuru ile birbirlerini sevenlerdir. Onlar, nurdan minberler üzerinde nur içinde oturacaklar.

Onlar, insanlar üzüldüklerinde hiç üzülmeyecekler, insanlar korktuklarında da hiç korkmayacaklar.

Sonra da onlara şu ayeti okudu;

“Hayır! Allah’ın dostlarına asla korku yoktur onlar üzülmeyecekler.” (Yunus suresi 62. Ayet)

Davamızın sonu Allah (azze ve celle)’ye hamd etmektir.

Kaynak  http://nakilkursusu.com/tr/makale/87-allah-icin-kardeslik

Bu makaleyi okuyan muhterem kardeşim, senden bir ricam olacak. Ama önce şu Hadisi Şerifi bir oku:

Enes İbni Mâlik (ra) şöyle dedi:
Peygamber (sas)’in huzurunda bir adam vardı. Bir başka şahısta ona bir uğrayıp geçti. (Arkasından, Hz. Peygamber’in huzurundaki kişi dedi ki):
– Ey Allah’ın Resulü, Ben bu giden kişiyi gerçekten sırf Allah için seviyorum..” Peygamber (sas) o kişiye:
– “Peki, sevdiğini ona da hiç bildirdin mi?” buyurdu. Adam:
– Hayır, dedi. Hz. Peygamber (sas):
– “Arkasından koş, Ona da bildir”, buyurdu.
Adam derhal kalkıp o şahsın arkasından yetişti ve:
– Ben seni sırf Allah için seviyorum, dedi. O adam da ona:
– Beni kendisi için sevdiğin Allah da seni sevsin, karşılığını verdi. (Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 16/403)

Evet muhterem kardeşim, bizde kendimize ölçü ve örnek aldığımız Hz. Muhammed (sas) efendimizin “Arkasından koş, Ona, ‘Ben seni sırf Allah için seviyorum..’ de” diye bize de tavsiye ettiği bu “Altın Cümleleri”, etrafımızdaki kardeşlerimize mutlaka tüm samimiyetimizle biz de söyleyelim inşallah.

Göreceksiniz ki, dünyevi olarak çok çok şeyler kazanmışsınız inşallah.. Uhrevi olarak kazandıklarımızı ise ancak Rabbimiz bilir.

Sizleri sırf Allah rızası için seven kardeşiniz Bekir Yetginbal


Tags:

 
 
 

4 Responses to “Sırf Allah İçin Kardeşlik İşte Böyle Olmalı”

  1. Gravatar of Harun Açıkel Harun Açıkel
    7. Şubat 2015 at 15:48

    Keşke herkes bu yazıyı okusa, idrak etse ve gereğince sırf Allah rızası için amel etse.
    Bakın Hz. Cündüb b. Abdullah (radıyallahü anh), Alemlere rahmet Allah Rasülü (sas) Efendimiz’in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:
    “Dünya sevgisi her hatanın başıdır”

    (İbn-i Receb el-Hanbelî, Câmiul-Ulûm vel-Hıkem; Beyhakî, Şuabül-İman; Ali el-Muttakî, Kenzül-Ummâl)

  2. Gravatar of Ekrem Oral Güner Ekrem Oral Güner
    9. Şubat 2015 at 07:45

    Bekir abi bende seni Allah rızası için seviyorum,bilgine

  3. Gravatar of Özgür Özgür
    10. Şubat 2015 at 07:48

    Allah razı olsun Bekir abim eline yüreğine sağlık Rabbim bütün Müslümanları samimi olan kullarından eylesin.

  4. Gravatar of Murat İmrak Murat İmrak
    6. Kasım 2018 at 11:03

    Allah razı olsun Bekir abi

Bir cevap yazın