Yapay Zekâ ve Bunun İnsan Hayatına Etkileri Nedir
Yapay Zekâ ve Bunun İnsan Hayatına Etkileri Nedir
21. yüzyılda “teknolojinin, teknolojik araç ve gereçlerin ulaştığı nokta” insanoğlunu hayrete düşüren, şaşırtan hatta zaman zaman da korkutan bir noktadır.
Elbette ki teknolojiyi geliştiren de nihayetinde insandır. Bilim adamlarıdır.
Fakat “bir bilim adamı bütün bunları tek başına” yapamaz. Ona çok çok büyük “maddi destek ve imkânların” sunulması lazımdır.
Bu destek, görüyoruz ki “ya Ulus devletlerden ya da Devlet gibi maddi güç çok çok fazla olan büyük şirketlerden” gelmektedir.
Devletler ya da büyük şirketler, kendi menfaatleri için bilim adamlarına “Bir Hedef Proje” sunmakta ve “Bunu yapabilir misin?” demekte..
Mesela, hemen hemen her alanda çok çok kullanılmaya başlayan, ta 1940’ lı yıllarda düşünülen YAPAY BİR ZEKÂ ile “Üretimde kullanılan tüm makineler” arasında bir kombinasyon kurma, onları “aynı anda birlikte” hareket ettirme, adeta “Düşünen Makineler” icat etme isteği, 21. Yüzyılda çok daha farklı alanlarda vücut buldu.
O farklı alanları dile getirmeden önce şu YAPAY ZEKÂ nedir ne değildir konusunda size tadımlık bilgi vermek istiyorum.
YAPAY ZEKÂ; İnsan zekâsına özgü olan, “Algılama, öğrenme, çoğul kavramları bağlama, düşünme, fikir yürütme, sorun çözme , iletişim kurma, çıkarımsama yapma ve karar verme..” gibi yüksek “Bilişsel fonksiyonları” veya “Otonom davranışları” sergilemesi beklenen “Yapay bir İşletim Sistemi” dir.
Bu sistem; aynı zamanda “Düşüncelerinden tepkiler üretebilmeli ve bu tepkileri fiziksel olarak dışa vurabilmeli..” idi..
YAPAY ZEKÂ ile öncelikli hedeflene şey; “Bilgisayar kontrolündeki bir ROBOT’ un” çeşitli faaliyetleri “Zeki bir canlıya yani İnsana benzer bir şekilde” yerine getirme kabiliyetine ulaştırmaktı..
Ama 21. Yüzyıl başlarında yakinen şahit olmaya başladık ki “bu teknolojilerin asıl sahibi” Batılı aile Şirketleri bu işi sadece “Makine & Üretim ve Tüketim” ekseninin çok çok dışına taşıyıp, İNSAN ODAKLI bir takım çalışmalara yöneldiler.
Nedir “İnsan Odaklı” dan kastım?
“İnsan iradesini, aklını ve son tahlilde de vücudunu tam teslim almak ve insanı bir Robot gibi kullanmak..” isteği..
Bu istek; ne kadar da çok Lanetli kör Şeytan’ın ta Hz. Adem (as) dönemindeki isteğine benziyor değil mi?
İşte Küreselci şirketler, yeni süper “Kuantum bilgisayarlar” ve “YAPAY ZEKÂ TEKNOLOJİSİ” ile bu amaca yönelik DİJİTAL ÇAĞIN yeni bir merhalesine geçerek, “İnsanların kendilerine adeta ROBOT gibi” itaat edeceği ‘Yeni bir Sistem Kurgusu’ gerçekleştirdiler.
Bu “Yeni Sistem Kurgusu” nun özü; İnsanlar hakkında elde ettikleri “tüm DİJİTAL VERİLERLE ve insan vücudunda Deri altına monte edilecek bir BİYOMETRİK CİP ile” uzaktan “Hacklanebilir İnsan” oluşturmak..
Yazar Ümit ALAN bey, BİRGÜN NET web sitesinde 13.03.2023 tarihli ve “YAPAY ZEKÂ HAKKINDA ÇOK AZ KONUŞULAN ÖNEMLİ DETAYLAR” başlıklı yazısında şunları yazdı:
Hayranlıkla endişe arası bir kafa karışıklığı karşılanan ChatGPT isimli “Üretken yapay zekâ aracı”, kitlelerin kullanımına açıldığından beri, teknoloji dünyasının en büyük tartışma konusu.
Bu köşede de işlediğimiz gibi, bir taraf “işimizi elimizden mi alacak?” diye Luddittevari (makineleşme karşıtı vari) endişeler taşırken, bir diğer taraf bilim kurgu filmlerinden de hareketle “bu robotlar sonunda dünyayı ele geçirecek”e kadar götürüyor işi.
“Abartmayın bu sadece bir dil modeli” diye daha soğukkanlı yaklaşan bir taraf da var tabii.
ChatGPT’nin şu anda kullandığımız versiyonu 3,5 olarak kabul ediliyor. 4. Versiyonun temel farkı çok daha fazla parametreyle eğitilmiş olması.
Şöyle ki, kullandığımız versiyon, 175 milyon parametreyle eğitilmişken, 4. Versiyonun 100 trilyon civarı parametreyle eğitilmiş olması bekleniyor.
Bazı uzmanlara göre bu her zaman iyi bir şey olmayabilir. Dağ, fare mi doğuracak yoksa ağzımız birkaç karış daha mı açılacak bekleyip göreceğiz. Bence biraz daha şaşırmaya hazırlıklı olalım.
BİLDİĞİMİZ ARAMA MOTORLARININ SONU MU?
ChatGPT-4 gelince onu bol bol konuşuruz nasılsa. Ancak önümüzdeki hafta lanse edilmesi beklenen ChatGPT4 sonrası ileti kalabalığı başlamadan önce yazmak istediğim bazı şeyler var.
İlki şu: Yapay zekâ sohbet robotlarını konuşurken ve özellikle ChatGPT destekli Bing gibi yeni nesil arama motorlarından bahsederken kolaylıkla kurduğumuz bir cümle var:
“Bildiğimiz anlamda arama motorlarının yani Google’ın sonu olacak” deyip geçiveriyoruz.
“Bana ne Google’da, Allah’ından bulsun” deyip de geçebiliriz kolaylıkla. Ancak unutmamız gereken bir şey var.
Haber kuruluşları başta olmak üzere, varlığı Google’dan gelecek trafiğe bağlı olan milyonlarca web sitesi var.
Eğer insanlar öğrenmek istedikleri her şeyi bir sohbet robotuyla konuşarak öğrenecekse, o zaman tüm bu siteler nasıl yaşayacak?
Mesela “Haberciliği” ele alırsak, zaten yok olmakta olan “gelir kaynakları” bir de buradan mı darbe yiyecek?
Tüm internetin içeriğiyle beslenen ve bildiklerini öğrenen YAPAY ZEKÂ ROBOTLARI, borçlu olduğu bu sitelere borcunu nasıl ödeyecek?
Daha önce bu köşede değindiğim gibi şu anda özellikle görüntü işleyen üretken YAPAY ZEKÂ şirketlerine açılmakta olan davalar, bu soruların bir kısmına cevap verecek.
BAY PATEL’İN KEHANETİ
Teknoloji dünyasından haberler veren The Verge in Genel Yayın Yönetmeni Nilay Patel, tam da pandemi sırasında Google’dan gelen trafiğin artmasıyla web siteleri rekora koşarken ilginç bir kehanette bulunmuştu.
Patel’e göre, Google kendi işini büyütmek için bir gün musluğu kapatabilirdi. Nitekim Facebook’un dışarıya bağlantı vermeyi yok denecek kadar azalttığını görmüş ve başka bir platformdan gelen trafiğe güvenilmemesi gerektiğini anlamıştı.
“Google Sıfır” diye bir günden bahsediyor ve web sitelerinin Google’da gelen trafiğinin üçte birden sıfıra düşeceğini tahmin ediyordu.
Bu bilinçle The Verge’in sitesini yeniden tasarlayan Patel’in kehaneti, chatbotlarla birlikte daha gerçekçi bir yere gidiyor.
Haber sitelerini ele alalım, onların içindeki bilgiyle kendini eğiten bir YAPAY ZEKÂ, telif vermediği gibi bir de trafiklerini sıfırlarsa ne olacak?
Bence şu aşamada sorulması gereken en önemli sorulardan biri bu ama hayranlık ve daha distopik / baskıcı senaryolar seli içinde bu şüpheler fazla görünmüyor.
YAPAY ZEKÂNIN ÇEVREYE MALİYETİ
Sorduğumuz her soruya -bazen yalan yanlış da olsa- cevap veren, telif sorunu olmayan görseller üreten, iş planlarımızı dahi yaptırabildiğimiz üretken YAPAY ZEKÂ’ nın ihtiyaç duyacağı bir “bilgi işlem gücü” var.
Bulut bilişim sağlayıcıları bunun için şimdiden ellerini ovuşturuyor. Ancak bunun gezegenimiz için ölümcül çevresel maliyetini de unutmamak gerekiyor.
Her şey üretken YAPAY ZEKÂ’ ya devredilirken korkunç bir “bilgi işlem gücüne” ihtiyacımız var.
The Guardian’ın duayen teknoloji yazarı John Naughton, son makalesinde biraz da ironik bir şekilde konunun bu tarafına dikkat çekiyor ve “Şeytanlaştırılan YAPAY ZEKÂ’ ya dair yersiz korkular, verilecek gerçek zararı gizliyor” yorumunu yapıyor.
Yani YAPAY ZEKÂ dünyayı ele mi geçirecek derken, YAPAY ZEKÂ’ nın başka bir şekilde dünyanın sonunu getirmesi de muhtemel.
Naughton’ın da dikkat çektiği gibi ChatGPT’yi üreten OpenAI’in CEO’su Sam Altman’ın “YAPAY ZEKÂ muhtemelen dünyanın sonu getirecek, ancak arada harika şirketler olacak” derken kastettiği şey de bu olabilir.
BİLGİ DÜZENSİZLİĞİ AYRI SORUN
Kuşkusuz, üretken YAPAY ZEKÂ’ nın gelişimiyle ilgili sadece bu endişeler yok. Bu yazıda, diğerlerine göre daha az konuşulduğunu düşündüğüm bu ikisine dikkat çekmek istedim.
Yoksa özellikle dezenformasyon ve sahte görüntü üretimi konusunda YAPAY ZEKÂ’ nın yapabilecekleri ve insanın bunlar karşısındaki aymazlığını düşününce zaten tüylerim ürperiyor.
Bugün konuştuğumuz troller, botlar, sosyal medyadaki bilgi düzensizliği gibi sorunlar, üretken YAPAY ZEKÂ çağına geçiş döneminde çok daha büyük bir sorun olacak.
Robotların bildiğimiz anlamda yani bilim kurgu filmlerindeki gibi dünyayı ele geçirmesine gerek yok.
Sosyal medya algoritmaları yardımıyla, büyük veri kullanarak insanları nasıl bir robota dönüştürdükleri de ortada.
Bunların tümünü de insan eliyle ve kâr hırsıyla yapıyoruz.
İnterneti icat ederek, bütün dünyayı birbirine bağlamayı düşünen insanların ideali aslında bu değildi.
Umarım insanlık, kendisini birkaç büyük şirketin oyuncağı haline getirmekten ve doğayı yok etmekten kendini alıkoyabilir.
Yoksa üretken YAPAY ZEKÂ kesinlikle hayranlık uyandırıcı mükemmel bir gelişme. Faydaları da diğer yanda duruyor ki yazdık, konuştuk, anlatmaya da devam ederiz.
Değerli takipçilerim ve okuyucularım
Yine EURO NEWS web sitesi 09 Ocak 2025 tarihinde, dünyaca meşhur iş adamı Elon MUSK’ un şu detaylı açıklamalarına yer verdi:
Elon MUSK: ‘YAPAY ZEKÂYI BESLEYECEK GERÇEK VERİ GEÇEN YIL BİTTİ’
Tesla ve SpaceX’ in CEO‘su Musk, YAPAY ZEKÂ modellerini eğitmek için kullanılabilecek “yüksek kaliteli eğitim verilerinin” artık yetersiz olduğu ve kamuoyuna açık verilerin “neredeyse hepsinin” kullanıldığı görüşünde.
Son yıllarda YAPAY ZEKÂ geliştirmeye yönelen Elon Musk, sektördeki uzmanların YAPAY ZEKÂ eğitiminde ‘sınıra yaklaşıldığı’ yönündeki fikrine kendisinin de katıldığını belirtti.
Kendi sosyal medya platformu X‘ te canlı bir sohbette konuşan MUSK, “Artık YAPAY ZEKÂ eğitiminde insan bilgisinin toplamını temelde tükettik. Bu, aslında geçen yıl oldu,” dedi.
Hali hazırda şirketler YAPAY ZEKÂaraçlarını eğitmek için metin, video, araştırma makaleleri ve romanlar dâhil olmak üzere insan yapımı büyük miktarda veri topladı. Ancak bunların tedariği sınırlı.
Araştırma şirketi Epoch AI, Haziran ayında, şirketlerin 2028 yılına kadar kullanılabilir “tüm metinsel verileri” tüketebileceğini tahmin etmişti.
Sentetik veriler
Kısa bir süre önce OpenAI’ın eski baş bilim insanı Ilya Sutskever da NeurIPS adlı MAKİNE ÖĞRENİMİ KONFERANSI’ nda bu tartışmaya değinmişti.
Sutskever, YAPAY ZEKÂsektörünün “Veri Zirvesine” ulaştığını söylemiş ve “eğitim verilerinin eksik olması” nedeniyle artık “modellerin geliştirilme biçimi”nin değişeceğini dile getirmişti.
MUSK da söz konusu sohbette sentetik verilerin “Gelecekteki Yol” olduğunu savundu.
“Gerçek dünya verilerini tamamlamanın tek yolu, YAPAY ZEKÂ’ nın oluşturduğu sentetik verilerdir,” diyen MUSK, “Sentetik verilerle YAPAY ZEKÂ bir şekilde kendini ölçeklendirecek ve bu kendi kendine öğrenme sürecinden geçecek..” dedi.
Birçok uzmana göre, yakın gelecekte YAPAY ZEKÂŞİRKETLERİ, boşluğu kapatmak için YAPAY ZEKÂmodellerinin “artık kendisinin ürettiği eğitim materyallerine” güvenebilir. Bu materyallere “Sentetik Veri” adı veriliyor.
ChatGPT’yi geliştiren OpenAI‘ın da bu krize çözüm bulmak için Nick Ryder liderliğinde bir “Temeller Ekibi” oluşturduğu öne sürülmüştü.
Firmanın CEO‘su Sam Altman, Haziran ayında konuyla ilgili bir açıklama yapmış ve “Odak noktasının daha az veriden daha çok şey öğrenmeye kayacağını” söylemişti.
YAPAY ZEKÂEğitiminde “Sentetik Veri” Kullanmanın Riskleri
“Sentetik Veri” yeni bir kavram değil. Kuruluşlar uzun yıllardır birçok amaç için bu tür “Yeni Veri Kümeleri” oluşturuyor. Ancak yeni LLM‘ lerin gelişiyle birlikte, “Sentetik Veri” terimi yepyeni bir anlam kazandı.
Bu veriler, YAPAY ZEKÂ’nın “Ya Şöyle Olursa” senaryolarına dayanan, “Yaşanması Olası Olayları” değerlendirirken daha PROAKTİF HALE GELMESİNİ sağlamayı amaçlıyor.
Bu senaryolar YAPAY ZEKÂ’ya “öngörülemeyen yeni durumlara dair” yanıtları bir insandan çok daha hızlı bir şekilde “Otomatikleştirme Yeteneği” kazandırabilir.
Ancak aynı zamanda bu “Sentetik Veriler” ile ilgili riskler de var.
Bunların başında “Veri Kalitesi” geliyor. Forbes‘a göre; “Sentetik veriler, gerçek dünya verilerinin karmaşıklığından ve nüanslarından yoksun olabilir” ve bu da “gerçek dünya senaryolarında” iyi bir performans gösteremeyen YAPAY ZEKÂmodellerinin geliştirilmesine yol açabilir.
Değerli takipçilerim ve okuyucularım
YAPAY ZEKÂ konusu ile ilgili yüzlerce belki de binlerce şey yazılabilir. Şimdilik bu tadımlık bilgi ile yetinmek istiyorum.
Ama şu unutulmamalıdır ki; YAPAY ZEKÂ bir bıçak gibidir. Doktorun elinde bıçak (neşter olarak) hayat kurtarırken, katilin elinde hayatlara son vermektedir.
Dolayısıyla YAPAY ZEKÂ;bir amaç değil, mükemmel bir araçtır.
Özellikle de İSLAMİ vasfa haiz bir DEVLET elinde yani İSLAM DEVLETİ kurulduğunda, inşaAllah insanlığın hayrına nice güzel işlerin yapılmasına vesile olacak harika bir araç olarak kullanılacaktır.
Saygılarımla
Bekir Yetginbal
Tags: