VATAN nedir? Vatan Sevgisi İmandan Değil Fıtrattandır

Vatan Sevgisi İmandan Değil Fıtrattandır

Yazan Mehmet Enücük

Gerek Allah’a inanan bir halk gerekse Allah’a inanmayan bir halk olsun, gerek Müslüman olan bir halk, gerekse Müslüman olmayan bir halk olsun hiç fark etmez “Bütün halk ve milletler üzerinde doğup büyüdüğü, nefes alıp verdiği, yaşamını devam ettirdiği toprak parçasını -ki buna Vatan denilir- elbette ki çok sever.”

Bu her insan için gayet doğal bir durumdur.

Ve yine yeryüzünde yaşayan bütün insanlar ve bütün halk ve topluluklar doğup büyümüş oldukları ve sevmiş oldukları “Vatanı” düşman istilası ve işgalinden korumak için mücadele eder.

Yeryüzünde yaşayan hiçbir halk ve topluluk, üzerinde yaşamış olduğu “Öz yurtlarının Öz vatan” larının düşman işgaline uğramasını istemez.

Bu kişilerin üzerinde ikame ettikleri toprağı yani vatanını sevmeleri ve bir tehlikeye yada düşman istilasına karşı onu korumaları bütün canlıların bir “Yaratılış yani fıtri” özelliğidir.

İnsan ve hayvanlarda “Uzvi ihtiyaçlar ve İçgüdüler” denilen iki özellik vardır. Bu iki özelliğin de birkaç çeşidi vardır. İçgüdülerden bir tanesi de “Beka İçgüdüsü” dür.

Beka içgüdüsünün bir gereği olarak ister hayvan olsun ister insan olsun, bulunduğu hali ve yeri içinden gelen bir saikle koruma savunma gereği duyar.

Evini, arazisini, yurdunu koruma için harekete geçiren bu içgüdüdür. Bu harekete geçiş özellikle de bir saldırı anında daha bariz bir şekilde kendini gösterir.

Yani bu eylem, “Beka içgüdüsü” nün bir tezahürüdür.

Özellikle hayvanlarla ilgili bir belgesel izlediyseniz bu fıtri özelliği hayvanlarda çok daha belirgin olarak görebilirsiniz.

O yüzdendir ki “Vatan Sevgisi” denilen deyim, “İmandan değil” bir yaratılış özelliği olarak fıtrattandır.
Fakat insanoğlu, bir hayvan gibi değildir. İnsanın düşünmesi, akletmesi ve ortaya bir fikir koyması, “İnsanı hayvanlardan ayıran en temel özelliklerdendir.”

İşin bir diğer yönü ise kişi yaşamak istediği toprağı kendisi seçer. Bazen mecburiyetten bazen ticareten bazen de insanoğlu göç eder, muhacir olur.

Aynen Allah Rasulü (sas) ve ashabının doğup büyüdükleri vatanlarını yani Mekke’yi terk edip Medine’ye göç etmeleri Muhacir olmaları gibi..

Onların bu hicreti “Siyasi amaçlı” bir hicretti ve “O Hicret, İslami bir Devlet getirdi.

İşte bu özelliklerden ötürü insan, “En şerefli mahlûk” olup vahye muhatap olmuş ve bu dünyaya “Bir gaye için” gelmiştir, gönderilmiştir ki oda “Allah’ın rızasını gözeterek Allah’a kulluk yapmaktır”

Bunun nihai hedefi ise Allah’ın rızası ve Allah’ın izniyle ahirette cennettir.
O yüzden bir insanın “Vatan” kavramına bakışı (hayvanların vatana bakışı gibi) asla yüzeysel bir bakış olmamalıdır.

Bu nedenle insanoğlu bir mücadele verirken, Onun bu mücadelesi, “sadece” doğup büyüdüğü, hayatını sürdürdüğü bir “Vatan Toprağı” olmasından ötürü verilen bir mücadele olmamalıdır.

Eğer böyle olursa “Onun fikri, ameli ve gayesinin” hayvanlarınkinden asla bir farkı olmaz.
O yüzden bir Müslümanın “Vatan’a bakışı” sırf o vatanda yaşaması, hayatını idame etmesi değil o vatan toprağında “Allah’ın dinini hayata hâkim kılmak ve bir Devlet otoritesi eliyle bu aziz dini, İnsanlar üzerinde tatbik etmek için mücadele etmek..” şeklinde olmalıdır.

İşte yapılan bu kutlu mücadele sonucunda hayatını kaybeden her bir kişi, “Allah’ın dinini hayata hâkim kılmak için can verdiğinden” dolayı ŞEHİD olmuş sayılır.

Bundan dolayı üzerinde “Allah’ın dininin tatbik edilmediği” ve “Kelime-i Tevhid bayrağının dalgalanmadığı” hiçbir toprak, hakiki manada ve İslam açısından bir Müslüman için asla “Meşru bir vatan” sayılmaz.

Bir de bazılarının iddia ettikleri gibi “Şer’i Boyutu” itibariyle “Vatan Sevgisi ile İman konusu arasında organik hiç bir alaka yoktur.” Yani onların iddiasın destekler ne bir ayet vardır ne de bir Hadisi şerif..

İlmi araştırmalarına çok güvendiğim Filistin’li bir kardeşim bir gün demişti ki;

“Türkiye’de özellikle de Cuma hutbelerinde “Hadisi Şerif” diye kullanılan bir cümle var; HUBBUL VATAN, MİNEL İMAN..” bunun manası şudur: VATAN SEVGİSİ İMANDANDIR..” Aslında böyle bir Hadis yoktur. Var diyen kaynağını göstersin.

Bu cümle Lübnan’da Hristiyanların çıkardığı Arapça bir gazete başlığının “Spot Cümlesi” dir.

Aynen Türkiye’de yayınlanan HÜRRİYET gazetesi başlığı altındaki TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR.. spot cümlesi gibi..

Peki, günümüzdeki Demokrat kafalı siyasetçilerin bu “Vatan Sevgisi” deyimini adeta ağızlarına bir sakız edinmeleri nedendir?

Bu tamamen “Siyasi bir istismar”dır, Halkın duygularını gaza getirerek rant elde etme, koltuklarını koruma, Halkın omuzlarına basarak daha yüksek siyasi hedeflere ulaşma gayretidir.

“Her şey Vatan İçin” ya da “Önce Vatan” veya “Vatan, Canım Sana Feda” diye nakarat tutturan nice siyasilerin aslında pratikte “Vatana, Milleti İbrahim’e ve Ümmeti Muhammed’e ihanet içinde” olduklarına şahit oluyoruz.

Örnek mi istersiniz.. İşte ABD’nin İncirlik üssü.

Ama ne yazık ki günümüzde İslam ümmetinin nice evlatları ‘sözde’ “Vatan ve İslam için”, ama ‘Özde’ Laik ve Demokratik sistemlerin sürdürülebilirliği için ve hali hazırda insanları yöneten “Azgın Tabaka’nın” çıkarları uğruna, onların duygularını okşayan şu “Vatan Sağ Olsun” sloganları eşliğinde evlatlarımızı aslında “kendilerine” kurban ediyorlar.

Keşke “Vatan Sağ Olsun” dedikleri “Şu güzelim vatanımız, İslam ile yönetilseydi de” onlarca çocuğumuz evladımız İslam ile yönetilen bu güzel vatanını, İslam düşmanlarına kaptırmama ve koruma yaparken “Allah yolunda” can verselerdi.

İşte o zaman çok içten bir şekilde bizlerde “Ne yapalım VATAN SAĞ OLSUN..” diyebilirdik
İşte bu nedenle Laiklik ve Demokrasi ile yönetilen bir vatan uğruna can verene “KURBAN” İslam ile yönetilen bir vatan uğruna can verenlere “ŞEHİD” denilir.

O yüzdendir ki Medine, İslam ile yönetildiği dönemlerde Müslümanlar, cihada çıkıp ŞEHİD olmadan sağ salim dönenlere üzülüyor ve evladı cihaddan sağ dönen ailelere “Oğlun bu sefer de ŞEHİD olmadı..” diye teselli etmeye gidiyorlardı.

Ah nerede o güzel günler? Hasretle beklediğimiz O muhteşem günler Allah’ın izniyle çok çok yakındır.


Tags:

 
 
 

Bir cevap yazın