PKK’ nın Sözde Kendini Fesih Kararı

PKK’ nın Sözde Kendini Fesih Kararı

Bizleri İslam ile şereflendiren Âlemlerin Rabbi, mülkün sahibi, Şanı yüce Allah’a sonsuz defa hamd olsun.

Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi en başta ölçü ve örnek Rasul Hz. Muhammed’in, ehli Beytinin, güzide Ashabının, İslam ümmetinin ve sizlerin üzerine olsun.

BİR HABER:

DEM Parti vekillerinden oluşan heyetin İmralı’da yaptığı görüşmeler sonrası Öcalan, 27 Şubat 2025 Perşembe günü örgüte silah bırakma çağrısında bulunmuştu. Bu çağrının ardından PKK, 1 Mart 2025 Cumartesi gününden itibaren geçerli olmak üzere ateşkes ilan ettiğini duyurdu.

2 Mayıs 2025 de AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ”Terör örgütünün silah bırakmasına ve kendini feshetmesine dönük olarak önümüzdeki günlerde gelişebilecek her olumlu adım, bir sonraki olumlu adımı çağıracaktır. Her aşamayı titizlikle takip ediyoruz,” dedi.

09 Mayıs 2025 Cuma günü PKK, yaptığı yazılı açıklamasında, kongrenin 5-7 Mayıs 2025 tarihleri arasında ‘Medya Savunma Alanlarında’ yapıldığı ve “tarihi kararlar” alındığı bildirildi. Kongre’nin iki farklı alanda birbirine paralel olarak gerçekleştirildiği açıklandı.

DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu’ndan 09 Mayıs 2025 Cuma günü yapılan açıklamada, PKK’nın silah bırakma ve örgütü feshetmek hakkında düzenlediği kongrenin “barış ve demokratik çözüm yolunda yeni bir sayfa” açtığı belirtilerek, “Bu adım, kadim topraklarımızın bağrında asırlardır özlemi çekilen barışın ve demokratik siyasetin yeniden filizlenmesinin ve gelişmesinin bir adımıdır” denildi.

Ayrıca; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ve PKK lideri Abdullah Öcalan’a BU SÜRECE KATKILARINDAN DOLAYI teşekkür edildi. “85 milyon yurttaşımızın her birine barışı koruma, inşa etme ve geleceği bugünden kazanma görevi düşmektedir” denildi. (Kaynak: Bütün haber siteleri – 09.05.2025)

Değerli kardeşlerim ve Davetçi gençler

Yukarıdaki haberde söz konusu edilen ve bugün ya da yarın “Kendi kendini fesh edeceği” düşünülen şu “3 harfli” PKK ne demek buna kısaca değinmek istiyorum.

PKK; Allah’a, Rasulüne, İslam ümmetine ve tüm insanlığa karşı “fikren ve fiilen (yani silahlı) savaş” ilan etmiş, emperyalist kâfirler tarafından 27 Kasım 1978 de kurdurulmuş bir silahlı örgüttür.

PKK; “Partiya Karkerên Kurdistanê” nin baş harflerinin bir araya getirilmiş ve mana olarak ta, “Kürdistan İşçi Partisi” demektir. Aynı bir terör Devleti olan katil ABD (Amerika Birleşik Devletleri baş harfleri) gibi..

Bundan tam 46 yıl önce bu örgütü kurduğu iddia edilen lideri Abdullah Öcalan ise tutuklandığı 16 Şubat 1999 den beri İmralı adası cezaevindeki malikânesinde ikamet etmektedir.

İster Türkiye özelinde, isterse dünya genelinde, “Silahlı mücadeleyi amaçlarının bir ARACI edinen tüm terör örgütleri” bakıyorsunuz ki çok kısa zamanda “Milyar dolarlık silah ve mühimmatlara, milyon dolarlık 4X4 Jeep Arazi araçlarına” sahip oluyorlar.

“- Peki, bu değirmenin suyu nereden geliyor?” diye araştırdığınızda, onları meydana süren emperyalist devletlerin varlığına ulaşıyorsunuz.. Her ne kadar birileri buna kendince “Ganimet..” dese de..

PKK’ yı kuran emperyalist kâfirler, “terör üslubu ile” de yetinmeyip, bu örgütün TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi) çatısı altında, vekilleri ve partileri de olsun istemişlerdir.

Bunun için de şu partileri kurdurmuşlardır:

Halkın Emek Partisi (HEP),

Demokrasi Partisi (DEP),

Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖZDEP),

Halkın Demokrasi Partisi (HADEP),

Demokratik Halk Partisi (DEHAP),

Demokratik Toplum Partisi (DTP),

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP),

Halkların Demokratik Partisi (HDP)

Son olarak da Ekim 2023’ten itibaren Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) kurulmuştur.

Söz konusu bu partilerin hemen hemen tamamı hakkında “Türkiye Cumhuriyeti devletinin geçici memurları yani GEÇİCİ İKTİDAR sahipleri..” bir zamanlar bakın neler neler demişti ve halen de demekteler:

“Hacettepe Üniversitesi’nde okuduğunu söyleyen bir bayan öğrencinin sorusu üzerine Erdoğan dedi ki: HDP, PKK’nın siyasi kanadıdır..” dedi (AA: 28 Mart 2019)

Devlet Bahçeli: “HDP bir terör sorunudur, bölücülük yuvasıdır, fitne tezgâhıdır, Demokratik güvenliğimize doğrulmuş melun bir silahtır. Bu kervan böyle gitmemelidir. Adalet ve hukuk devreye girmeli, HDP’nin kapısına açılmamak üzere kilit vurulmalıdır.” dedi (AA: 12.12.2020)

“İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “HDP demek PKK demektir” dedi.(AA: 15 Şubat 2021)

“İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Haber Global TV’de ‘Jülide Ateş ile 40’ programında ‘Partisinin HDP’yi PKK’nın bir uzantısı olarak gördüğünü’ ifade etti.” (AA: 24.04.2020)

Ey davetçi gençler ve güzel insanlar

Belki haklı ve meraklı olarak diyebilirsiniz ki; ‘Ya Bekir amca yukarıda niçin ‘Türkiye Cumhuriyeti devletinin GEÇİCİ İKTİDAR sahipleri…’ ifadesini kullandın?”

Rabbime sonsuz defa hamd-u senalar olsun ki, onlarca yıldır Kur’an ve Sünnetin işaret ettiği noktadan “Türkiye’deki Dâhili ve Harici Siyasete” şöyle bir göz gezdirdiğimde “ŞU HAKİKATİN ORTAYA ÇIKTIĞINI” gördüm:

“Türkiye’deki DEVLET VAKIASINA kuşbakışı bir bakışla baktığımızda TÜM ÇIPLAKLIĞI İLE görülen şey, TÜRKİYE’DE 2 İKTİDAR VARDIR:

A: HAKİKİ İKTİDAR: “DEVLET AKLI ve DEVLET İRADESİ” diye tanımladığımız ama herkesin görüp hissedemediği bir iradedir.

B: GEÇİCİ İKTİDAR: Başbakandır, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu üyeleri, Meclis ve Anayasa Mahkemesidir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğundan bu güne kimin Başbakan, Bakan ya da Cumhurbaşkanı olacağına hep HAKİKİ İKTİDAR karar vermiştir.

HAKİKİ İKTİDARIN onaylamadığı yani İCAZET VERMEDİĞİ herhangi bir şahıs, asla Milletvekili olamaz, asla Parti kuramaz, seçimlere katılamaz.. İstenilirse anında YÜKSEK SEÇİM KURULU marifetiyle önü kesilir.

İstenmeyen bir kişi, ister bakan olsun, ister Başbakan olsun, hatta Cumhurbaşkanı olsun, HAKİKİ İKTİDAR tarafından azledilir.

İstenmeyen Demokratik bir siyasi partiyi, HAKİKİ İKTİDAR şayet ister ise herhangi bir gerekçe bulup ve hemen kapatır. Yukarıdaki partilerde olduğu gibi..

İşte bu bağlamda “HAKİKİ İKTİDAR yani Devlet bir Hancı, Başbakan, Cumhurbaşkanları vs. yani ‘Kendisine GEÇİCİ İKTİDAR emanet edilenler’ ise birer yolcudur.”

Devlet Bahçeli’ nin çıkışı ile başlatılan yeni süreç ve bunun yol haritası, tamamen HAKİKİ İKTİDAR tarafından belirlenmiş, geçici memurlar tarafından uygulamış ve uygulanmakta..

Şurası da bir gerçektir ki; Türkiye Cumhuriyeti devleti, başımıza musallat edilen “bu bela ile ilgili tüm detaylara ve arkasındaki katil devletlere..” tam vakıftır.

Bu kirli oyunun patronlarını, figüranlarını, amaç ve araçlarını açıkça görmekte ve kendi belirlediği stratejiler çerçevesinde TERÖRSÜZ TÜRKİYE diye adlandırdığı hedefe 40 yıldır ki ulaşmaya çalışmaktadır.

Evet, terör ve örgütler; “Emperyalist devletlerin hem araç hem de üslup olarak kullandığı” bir cinayet makinasıdır.

Dünyanın birçok bölgesinde, bir bakarsınız birden ortaya çıkarlar, birden bire de kaybolup giderler.. Olan; arada ölenlere, yetim ve dul kalanlara, sönen ocaklara, tahrip edilen ve kaybedilen nice servetlere olur.

Türkiye’ nin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ nün bir damadı vardı. Gazeteci Metin Toker. (Ölümü 18 Temmuz 2002)

Metin Toker, 22 Şubat 1992 tarihinde vefat eden “Yunanlı Komünist bir silahlı örgütün lideri” hakkında, onun vefatı üzerine şöyle bir makale kaleme almıştı:

“Yunan devletine karşı silahlı mücadele veren GENERAL MARCOS lakabı ile anılan Markos Vafiadis’i şahsen de tanımış ve Türkiye’ li bir gazeteci olarak kendisiyle birkaç defa da röportaj yapmıştım.

Çok iyi Türkçe bilmekteydi çünkü kendisi 1906 Kastamonu ilimizin Tosya ilçesi doğumlu Rum bir ailenin çocuğudur.

Yunanistan ve Türkiye arasında “Nüfus Mübadelesi” nden sonra, Türkiye’ den mülteci olarak Selânik ve Kavala‘ya gitti.

Mübadele ile 1.200.000 Ortodoks Rum, Anadolu’dan Yunanistan’a; 500.000 kadar Müslüman da Yunanistan’dan Türkiye’ye göç ettirildi.

Marcos, 1928’den itibaren, Yunanistan Genç Komünist Liginin (OKNE) bir üyesi olarak Selanik’te çalıştı. Arkadaşları ile birlikte kurduğu ve üst düzey liderlerinden birisi olduğu Komünist silahlı örgüt, eski Yugoslavya’ nın Komünist lideri Mareşal Josip Broz TİTO’ dan silah, mühimmat, askeri eğitimler vs. alıyordu.

Derken gün geldi başta Selanik olmak üzere Makedonya bölgesinde birçok şehir Marcos’ un eline geçti.

Sonunda, dönemin iki süper gücü ABD ve SSCB (Sovyetler Birliği), Mareşal TİTO’ ya baskı yaptı, onun Marcos’a verdiği silah ve mühimmat desteği kesildi.

Akabinde de Yunan Silahlı Kuvvetleri karşı taarruza geçti, komünistleri hezimete uğrattı ve Marcos, Moskova’ ya sığındı. Orada 23 yıl sürgün hayatı yaşadı, 1992 de vefat etti…”

Değerli kardeşlerim ve Davetçi gençler

General Marcos, onun Komünist silahlı örgütü ile Abdullah Öcalan’ ın örgütü PKK, adeta birbirlerinin FOTOKOPİSİ gibi değil mi?

Al birini, vur öbürüne..

İşte bu günkü tarih itibariyle, “PKK’ nın Sözde Kendini Fesih Kararı” arasında da 2025 yılının “Devletlerarası güç dengesi ve siyasetinin” büyük bir rolü vardır.

Aynı Dağlık Karabağ meselesinde olduğu gibi..

Bu mesele için 06 Haziran 2020 tarihli paylaşımımda demiştim ki;

“… SCCB’nin (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin) dağılması sonrasında bu Devletin devamı olarak RUSYA FEDERASYONU kuruldu.

RUSYA, kendisinden kopan diğer parçalar (Cumhuriyetler) üzerinde hükümranlığını devam ettirmeye çalışıyor.

SCCB’nin Siyaset sahnesini terk etmesi sonrasında, bu coğrafyada ortaya çıkan tüm yeni Devlet sınırlarını da RUSYA belirlemişti.

Keza Ermenilerin Dağlık Karabağ’ı işgaline de yine Rusya göz yummuştu.

27 yıldır Azerbaycan’a “Sakın ha şimdilik bunlara dokunma..” diyen de Rusya idi..

Şımarık ve Ahmak Paşinyan’ın Başbakan olması ve ABD ve Batıya sadakat göstermesi, evet Rusya’yı kızdırmasına kızdırdı AMA “Azerbaycan Ordusunun ÖLDÜRÜCÜ karşı Taaruzunun asıl nedeni” bu değildi..

Çünkü “Savaşlar AMAÇ DEĞİL, BİR ARAÇ’ tır..

Peki, Azerbaycan’a, ALİYEV’ e; “Haydi şimdi Dağlık Karabağ’a gir AMA şu sınırı geçme..” diyen, Karabağ’ın BÜYÜK BİR BÖLÜMÜNÜ yine Ermenilere bırakan Rusya’nın buradaki amacı neydi?

Cevabı gayet basit:

Çin mallarının bu yeni güzergah üzerinden DAHA KISA BİR YOLDAN ve DAHA EKONOMİK bir şekilde TRANSFERİNİ sağlamak..

Global kapitalist sermayenin “Para Babası” Batılı şirketler, aileler (özellikle İngiliz Rothschild ailesi veya kısaca Rothschildler) Çin topraklarını ve Çin Devletini kendileri için bir adeta MERKEZ ÜS haline getirdiler.

Böylece, dünyanın ilk YAPAY ZEKÂ DEVLETİ, bu sermaye çevrelerince ÇİN’de kurulmuş oldu.

Bu cümleden olmak üzere bir ÜRETİM MERKEZİ haline getirdikleri Çin’den MAL TRANSFERİ için en ekonomik, maliyeti en düşük nakil aracı TREN ve DEMİRYOLLARI ile bir ağ oluşturmaya başladılar.

Buna da bir isim taktılar: BİR YOL BİR KUŞAK PROJESİ

Bu projenin Orta Hattı, ÇİN – KIRGIZİSTAN – TÜRKMENİSTAN – HAZAR DENİZİ – AZERBAYCAN – GÜRCİSTAN – TÜRKİYE – BULGARİSTAN üzerinden Avrupa’ya giden hattır.

İşte yeni açılacak ve Ermenistan topraklarından geçecek NAHÇIVAN – AZERBAYCAN KORİDORU (buna Zengezur Koridoru da deniliyor), bu Orta Hattı belki 400 – 500 km kısaltacak, Nakil maliyetini düşürecek.

12 gün süren Londra – Çin Tren yolculuğunu yeni inşa edilmekte olan ANKARA – SİVAS – ERZİNCAN “Hızlı Tren Hattı” ile entegre ederek belki “7 – 8 güne” düşürecektir.

Özellikle ÇİN faktörünü dikkate alan Rusya ve Türkiye; Çin’in (pardon İngiliz Rothschild ailesinin) bu devasa BİR YOL BİR KUŞAK PROJESİNE katkı sağlamak bağlamında iş birliği yapmaktadırlar…”

Kardeşlerim ve Davetçi gençler

20. yüzyılın iki süper gücü vardı; ABD ve SSCB yani Sovyetler Birliği.. 21. Yüzyılda ise Küreselci sermaye sahipleri, dünyanın 1. Süper devleti Çin olsun, artık “Amerikan Rüyası” bitsin istiyorlar. Nitekim gidişat da hali hazırda bu yönde seyrediyor.

Bu olaylarda da gördüğünüz gibi 27 yıldır adeta “Kangren” hastalığına dönüşen “Dağlık Karabağ” meselesi, süper güç adayı Çin ve bunun siyasetine sessiz kalan, diş göstermeyen Küreselci yanlısı Joe BIDEN’ ın katkılarıyla hemencecik çözülüverdi.. Şayet o dönemde ABD Başkanı Ronald TRUMP olsa idi sanırım buna izin vermezdi.

Birilerinin dediği gibi, sözde zafer; Türkiye tarafından eğitilen Azerbaycan ordusu ve Türkiye’den satın aldıkları SİHA’ lar sayesinde elde edilmedi.

O günkü “Devletlerarası Siyasi Konjonktür” bunu gerektirdiği için Ermenistan sözde hezimete uğradı ya da uğratıldı..

Ey güzel insanlar; ister “PKK’ nın Sözde Kendini Fesih Kararı” ister “İran & Suudi Arabistan İhtilafı” nın sona erdirilip kuzu sarması siyasete dönüştürülmesi, “Irak’ ta huzur ve İstikrarın yeniden tesis edilmeye” başlaması Çin’ in BİR KUŞAK BİR YOL PROJESİ güney ayağının bir an evvel tahakkuku için KÜRESELCİ SERMAYENİN aldığı bir karardır.

Bu günün konjonktürü bunu gerektirdiği içindir..

Keza güncel bir konu olarak Pakistan ve Hindistan’ ın savaşa tutuşturulması; sahibi Çin olan bu BİR KUŞAK BİR YOL PROJESİ’ nin ABD tarafından sabote edilmesidir.

Şayet ABD; Pakistan Hindistan savaşına “körükle gitmeye” devam ederse, Çin; çok kırılgan bir yapısı olan ve içinde 200 Milyon Müslüman bulunan Hindistan’ı 5-10 parçaya bölebilir.

Niçin?

Kendi BİR KUŞAK BİR YOL PROJESİ için.. Çünkü bu proje onlar için “Hayati” bir anlam ifade etmektedir..

Umarım bu makalem; “PKK’ nın ÇAKMA Fesih Kararı” ve “Devletlerarası güç savaşının perde arkası” hakkında sizlere bir ışık tutmuştur.

Ey Müslümanlar, ey en güzel insanlar..

Kesin kes unutmayalım ki;

İSLAM, ASLA BİR DEVLETSİZ OLMAZ..

BİR DEVLET TE ASLA İSLAM’SIZ OLMAZ..

Dünya Müslümanları ve tüm insanlık için “tek ve doğru” bir çözüm vardır o da; artık Kur’an ve Sünnetin yani İslamiyet’in bu topraklarda yeniden “Devlet eliyle” HÂKİM, HAKEM ve HÜKÜMRAN olması, Devletin İslami bir Devlete dönüşmesidir.

Şayet bu topaklarda İslam, bir Devlet olarak hâkim olmuş olsaydı, vallahi de billahi de PKK; değil 40 yıl, bir yıl bile ayakta olamazdı. Hatta kurulmaya bile cesaret edemezdi.

Ama, İslam’a tamamen zıt ve düşman olan Demokrasi isimli pislik  ve onun Kapitalist Cahiliye düzeni bizi, toplumumuzu, halkımızı 40 yıl boyunca mahvetti. Canlar gitti, cananlar gitti, analar dul, kuzular yetim kaldı.

Böylelikle, dünyamızı da kaybettik ahiretimizi de..

Bunun için diyoruz ve demeliyiz ki; Demokrasi bir fazilet değil bir zillettir. Kahrolsun Demokrasi, yaşasın İslam..

Ey Rabbim, bu makalemi okuyan, anlayan, benimseyen ve paylaşan tüm Müslümanlara, son nefeslerine kadar şahit, son nefeslerinde de bize vaad ettiğin o muhteşem İSLAM DEVLETİNDE şehit olmayı nasip eyle.. Amin amin amin

Sevgi, saygı ve muhabbetlerimle

Bekir Yetginbal – 10 Mayıs 2025


Tags:

 
 
 

Bir cevap yazın