Hilm, Yumuşak Huy Sahibi Olmaktır. Nasıl Hilm Sahibi Olunur

Hilm, Yumuşak Huy Sahibi Olmaktır. Nasıl Hilm Sahibi Olunur

Yazan Sadiye GÜNEŞ

Bir Davetçinin en temel özelliği; güzel ahlâkın timsali müminlerin önemli vasıflarından birisi de muhakkak ki “Hilm Sahibi” olmaktır.

Kur’an-ı Kerim’de “Hilm” kavramı, “Allah’ın kulları ile arasında” ve “insanların birbirleriyle olan ilişkisinde” ortaya çıkan bir kavramdır.

Genel ifadeyle “Hilm Sahibi olmak”; Nefse hâkim olmak, öfkeyi yenmek, kızgınlıktan uzak durarak kötülüğe iyilik ve yumuşaklık ile karşılık vermek, tahammülkâr bir üslup ile davranışlara yansıyan olumlu bir özelliktir.

Kişinin ahlâkını, asla “nefsinin isteklerine” veya “içinde olduğu bozuk topluma” göre belirlememesi gerekir.

Bu ikisine göre belirlerse, güzel ahlâk sahibi olması asla mümkün değildir.

Örneğin; nefis, takdir edilmeyi severken, kınanmayı, eleştirilmeyi sevmez. Kişi nefsinin isteğine göre hareket ederse öfkelenir kaba ve çok sert olabilir.

Bundan dolayı da güzel ahlâka zıt davranışlar ortaya çıkabilir. Ahlâka dair değerlerin yok edildiği kapitalist sistemde ise ancak menfaate dayalı bir ahlâk anlayışı ortaya çıkar.

Yol gösterici olarak kitabımız Kur’an-ı Kerim bize güzel ahlâkı öğretirken çok farklı üsluplar gösterir.

Bazen “yumuşak huylu” olmayı emreder, bazen de “yapmayanları kınar”, bazen de “örnek olan insanların hayatlarını” bize beyan ederek teşvik eder.

Güzel ahlâk; vahye dayalı olan, Rasulullah’ın (sav) üzerinde olduğu ve sahabesini de üzerine yetiştirdiği ahlâktır.

Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

“ وَإِنَّكَ لَعَلَىٰ خُلُقٍ عَظِيمٍ” “Muhakkak ki sen büyük bir ahlâk üzeresin.” (Kalem suresi 4)

 Rasulullah ’ın (sav) nasıl bir ahlâka sahip olduğunu soran Urve bin Hişam’a Âişe (ranha) şöyle cevap vermiştir:

“ كان خلقه القرآن” “Onun ahlâkı Kur’an ahlâkı idi.” (Müslim)

Peygamberler en güzel ahlâka sahip olmuşlardır.

Onlarda var olan ve Allah’ın (svt) Kur’an-ı Kerim’in farklı yerlerinde zikrettiği güzel ahlâkın unsurlarından bir tanesi de yumuşak huyluluktur.

Allah (svt) İbrahim (as)’dan bahsederken şöyle diyor:

” إِنَّ إِبْرَاهِيمَ لَحَلِيمٌ أَوَّاهٌ مُنِيبٌ” “İbrahim gerçekten yumuşak huylu, yufka yürekli ve kendisini tamamen Allah’a vermiş bir kimseydi.” (Hud suresi 75)

Şuayb (as) için de şöyle diyor:

“إِنَّكَ لَأَنْتَ الْحَلِيمُ الرَّشِيدُ” “Şüphesiz sen yumuşak huylu ve aklı başında olan bir kimsesin.” (Hud suresi 87)

Yahya (as) için ise Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle diyor:

“ وَحَنَانًا مِنْ لَدُنَّا وَزَكَاةً” “Katımızdan ona kalp yumuşaklığı ve temizlik verdik.” (Meryem suresi 13)

Bu ve benzeri birçok ayetler yumuşak huylu olmanın Peygamberlerin ahlâkı olduğuna işaret eder.

Peygamberlerin ahlâkı olarak zikredilen bu özelliğin, Müslümanlarda da mutlaka olması gerekir. Çünkü Peygamberlerin vasıflarında muhakkak bizler için hayır vardır.

Hz. Âişe (r.a)’dan rivayet ediliyor: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

مَنْ يُحْرَمِ الرِّفْقَ يُحْرمِ الخيْرَ كُلَّهُ

“Kime yumuşaklıktan bir nasip verilmişse, ona hayırdan da bir nasip verilmiştir. Kendisine yumuşaklıktan bir nasip verilmeyen kimseye de hayırdan bir hisse verilmemiş demektir.”

Ey dava taşıyıcıları, Davetçiler olarak bilmeliyiz ki, bu güzel vasıf özellikle davetçilerde olmazsa İslam’a davet çalışmasında başarı elde etmek mümkün değildir.

Hilm; yumuşak huylu olmak her davetçinin şiarı olmalıdır. Zira İslam’ın özünde, nezaket ve incelik vardır.

İnsanın hamuru nezaket ve incelikle yoğrulmuştur.

Bunun için, sevgi ve nezaketle insanlara yaklaştığımızda bize gönüllerini ve kucaklarını açtıklarını görürüz.

Hilm sahibi olmak; hoşgörülü olmak kalp kırmaktan kaçınmak, insanların kalbine girmek demektir.

Nezaket ise, her ne olursa olsun karşımızdaki kim olursa olsun muhatabı incitecek söz ve davranışlardan kaçınmaktır.

Biz Müslümanlar, nezaket konusunda köklü bir geleneğe sahibiz. İslam tarihinde, nezaket ve incelik dersi veren yüzlerce örnek görebiliriz.

Bütün insanlığa her bakımdan en güzel örnek olan sevgili Peygamberimiz (sav) güzel ahlâk, nezaket ve daveti taşıma konusunda da eşsiz bir örnektir.

Nitekim her insanın ebedi saadete kavuşması için fedakârca çalışan Peygamber Efendimiz (sav) bir kimsede gördüğü hatayı düzeltirken bile nezaketi elden bırakmamıştır.

O kişiyi muhatap alıp utandırmak yerine genele hitap ederek: “Bazılarının şöyle yaptığını… bazılarının böyle davrandığını görüyorum” diyerek yanlışı düzeltmiştir.

Rasulullah (sav) hiç bir zaman kendi nefsine göre hareket etmedi.

İslam’a davet görevinde başarının elde edilmesinin yolu Rasulullah’ın (sav) bu güzel huyunu örnek almakla gerçekleştirilir.

Rasulullah (sav) kendisine büyücü, şair, sihirbaz diyen insanlara karşı Allah’ın rahmeti sayesinde yumuşak davranarak başarıya ulaşmıştır.

Rabbimiz (svt) bu başarıyı ayet-i kerimesinde şöyle bildirmektedir:

“فَبِمَا رَحْمَةٍ مِنَ اللَّهِ لِنْتَ لَهُمْ ۖ وَلَوْ كُنْتَ فَظًّا غَلِيظَ الْقَلْبِ لَانْفَضُّوا مِنْ حَوْلِكَ “

“Allah’ın rahmetinden ötürü sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı kalpli olsaydın, şüphesiz etrafından dağılıp giderlerdi.” (Ali İmran suresi 159)

Bir hatadan ötürü nasihat ederken başarılı olmanın yolu da, yumuşak huylu olmaktan geçmektedir.

Yumuşaklık, insanların gönüllerine daha çok tesir eder ve genel olarak daha faydalı neticeler meydana getirmektedir.

Sertlik ve kabalık ise karşımızdaki kişinin hatasını kabul etmemesine ve bizimle cedelleşmesine sebep olur.

Allah’ın (svt) Hz. Musa (as) ile Hz. Harun’a (as) olan emri şöyledir:

“اذْهَبَا إِلَىٰ فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَىٰفَقُولَا لَهُ قَوْلًا لَيِّنًا لَعَلَّهُ يَتَذَكَّرُ أَوْ يَخْشَىٰ”

“İkiniz Firavuna gidin. Çünkü o, haddini aşmıştır. Ona yumuşak söz söyleyin. Belki öğüt alır yahut korkar.” (Taha suresi 43-44)

Düşünün kardeşlerim

Firavun gibi ilâhlık iddiasında bulunan, her daim insanlara zulmeden bir insana dahi Allah Subhanehu ve Teâlâ yumuşaklıkla davet yapılmasını emretmiştir.

Çünkü ancak yumuşaklık onun, Peygamberlerin davetini anlamasına ve öğüt almasına sebep olur.

Fayda ancak Rasulullah’a (sav) vahyedilen:

 ادْعُ إِلَىٰ سَبِيلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ” 

“Sen insanları Allah yoluna hikmetle ve güzel öğüt ile davet et” (Nahl suresi 125)

emrine uyarak elde edilebilir.

Rasulullah (sav) 23 yıla yaklaşan Peygamberlik hayatı boyunca insanları dalaletten hidayete, küfürden imana çağırırken insanlara son derece yumuşak davranmış ve en güzel şekilde muamele etmiştir.

Peygamber (sav) ile Utbe bin Rebia arasında geçen şu diyalog buna şahitlik eden en güzel örneklerden bir tanesidir.

Peygamberimiz (sav) Utbe’yi sabırla dinliyor, konuşmasını bitirdikten sonra soruyor:

“Bitirdin mi ya Ebe’l Velid ?”

‘Evet’ deyince Peygamberimiz ona güzel bir şekilde tebliğ ediyor ve Utbe çok çok etkilenmiş bir şekilde müşrik arkadaşlarının yanına gidiyor.

Bu da bizlere doğru ve yumuşak bir üslubun insanları nasıl etkilediğini açıkça göstermektedir.

Görülüyor ki, Müslüman’ın temel huyu, mutlaka yumuşak huylu olmaktır. Ancak bu yumuşaklığı yerli yerinde kullanmak da İslam’ın bir emridir.

Yumuşak huylu olmak, kendimizi ya da haklarımızı başkalarına çiğnetmek demek değildir.

Kötülüklere, zulümlere, haksızlığa boyun eğmek de değildir. Aksine haklarımızı korumak, değerlerimize sarılmak, zillete düşmemektir.

İntikam peşinde koşmamak, bağışlamasını bilmek ve insanlara fazilet örneği olmaktır.

Allah’ın kanunları çiğnendiği, Allah’ın dinine saldırılar yapıldığı, Allah’ın hükümlerinin yok edilmeye çalışıldığı zaman, Müslüman’ın hiddetlenmesi, silkinip ayağa kalkması ve saldırılar karşısında aşılmaz bir dağ olması imanının gereğidir.

Bu hiddetleniş, asla kişinin nefsi ve menfaati için değil yalnızca Allah’ın rızası için olmalıdır.

Bir kişinin başarılı bir davetçi olabilmesi için bu özellikleri ve vasıfları mutlaka kendinde bulundurması lazımdır.

Çünkü bu vasıf ve özellikler davetçinin yol azığı konumundadır.

İslami bir Devletin kurulması yolunda, İslam’a davet görevini üstlenen tüm davetçiler olarak, okuduğumuz ayet-hadis ve örneklere bakıp, Allah’ın (svt) kulları üzerinde sevdiği bir özellik olan “Hilm hasletinin” ne kadar kıymetli olduğunun farkında olalım.

Gerek günlük hayatımızda, gerek daveti taşıma hususunda “Hilm hasletinin” üzerimizde bir tesirinin olup olmadığını muhasebe edelim..

Ve eksiklerimizi tamamlaması için Allah’a dua edelim.

Allah’ım, Yaratılışımı güzel kıldığın gibi ahlâkımı da güzel kıl. Halim olan isminle yumuşak huylu olmayı bizlere de nasip et. (Allahumme Amin)


Tags:

 
 
 

Bir cevap yazın