Archive for the Category İktisad & Ekonomi

 
 

Sırf Allah Rızasını Elde Etmek İçin İnadına Borç Vermek

Kapitalizm ve Ödenmeme Riskine Rağmen Günümüzde İnadına Allah İçin Borç Vermek

Birkaç ay önce Konya’da benim de bulunduğum bir programda Ali Küçük Hoca, o güzel üslûbuyla anlatıyordu:

Bir gece, Mekke sokaklarında Ebu Süfyan, Ebu Cehil’i görür. “Kanka, gecenin bu saatinde nereden geliyorsun?” diye sorar.

Ebu Cehil de fısıltı ile cevap verir: “Sorma kanka, şu düşmanımız Muhammed’den geliyorum.”
Den ganzen Beitrag lesen…

Ticarette Hile Yapmayacağız

Ticarette Hile Yapmayacağız

Sahabeden Cerir bin Abdullah(ra) bir at satın almak istemişti.

Beğendiği bir at için satıcı beş yüz dirhem fiyat teklif etti.

Cerir (ra) bu ata altı yüz dirhem verebileceğini, hatta sekiz yüz dirheme kadar fiyatı yükseltebileceğini ifade etti. Çünkü atın gerçek değeri daha yüksek olup, satıcı bunun farkında değildi.

Kendisine: “-Atı, beş yüz dirheme satın alman mümkün iken, niçin sekiz yüz dirheme kadar fiyatı yükselttin?” diye soruldu.

Cerîr (ra) şu muhteşem cevabı verdi:“-Biz alışverişte hile yapmayacağımız hususunda Allah’ın Resülü’ne söz verdik.”  (İbn-i Hazm, el-Muhallâ, Mısır 1389, IX, s.454 vd.)

Gelelim günümüze ve içinde yaşamakta olduğumuz şu topluma bir bakalım;

Cerir bin Abdullah(ra)’ın bu mükemmel duyarlılığını, kul hakkını gözetmedeki bu adaletini acaba kaç Müslüman gözetiyor? Bu günlerde böylesi şahsiyete sahip Müslümanları adeta mumla arar olduk.

Çünkü içinde yaşamakta olduğumuz toplum, kapitalist bir toplumdur. Sosyal ve siyasi hayatlarına hakim olan nizam, kapitalizm nizamıdır. Bu nizam; dini ve dinin sosyal ilişkiler için emrettiği hükümleri, tamamen sosyal hayattan ayırma esası, yani laiklik üzerine kuruludur.

Kapitalizm ve kapitalistler, dini inkar etmezler ama hayata karışmasını da kesinlikle istemezler.

Ameli konulardaki kapitalizmin tek bir ölçüsü vardır o da “Menfaatçılık”tır. Her şey menfaat için yapılır, menfaat varsa evet derler, menfaat yoksa seni tanımazlar bile.

Kapitalist bir insan, bir toplum yada bir devlet, kendi menfaatı için her türlü haksızlığı yapar ve bunu da gayet doğal hatta kendisinin en tabii hakkı sayar. Karşısındaki kişi, toplum ya da halklar, onun umurunda bile değildir.

Resulullah(sas) efendimiz dedi ki:

“İnsanoğlunun bir vâdi dolusu altını olsa, bir vâdi daha ister. Onun gözünü topraktan başka bir şey doyurmaz..” (Buhârî, Rikâk, 10; Müslim, Zekât, 116-119)

İşte, Cerir bin Abdullah(ra) ile kapitalistler arasındaki ana fark budur.

Kapitalist, Allah’ı ve Resulullah’ı yani alternatif bir hayat nizamı olan İslam dinini hiç umursamaz iken, İslam Ümmeti’nin hayırlı evladı Cerir bin Abdullah(ra), İslam’ın olmadığı her şeyi reddeder.

Rabbim bizlere de Cerir bin Abdullah(ra) gibi İslami bir toplumda, İslami bir hayat nizamı yaşamayı nasip etsin inşallah. Bir toplum, devletsiz olmaz, devletsiz yaşayamaz. İşte bu nedenle, arz üzerinde bu gün İslami bir toplum yoktur. Var olan tek şey, Müslüman halklardır.

Osmanlı İslam Devleti’nin, kapitalist sömürgeci kafirler tarafından 1918 de yıkılmasıyla birlikte, İslami bir toplum arz üzerinde kalmamıştır. Rabbim bize İslam toplumunu yeniden inşa etmeyi, İslam’a göre bir hayat yaşamayı tekrar nasip etsin inşallah. Amin