Ailede Kadın Neden Reis Olmamalıdır?

Ailede Kadın Neden Reis Olmamalıdır?

Bir erkeğe desen ki; “kendini bir an için kadın farz et yani bir empati yap..” Erkekler ne kadar kendilerini zorlasalar da bir kadın gibi ve kadın gözüyle istediğiniz konuyu ele alıp değerlendiremezler.

Neden mi?

Anatomik yapılarındaki temel farklılıklarla birlikte “ihsas” dediğimiz “hisler, duygular” da birbirinden çok çok farklıdır da ondan..

Dolayısıyla biz erkekler, bazı konularda özelliklede birinci derecede kadınları ilgilendiren tercih hususunu, Şer’i sınırlara riayet etmek şartıyla onlara bırakalım derim.

Mesela sokağa çıkarken ki kıyafetinin tesettüre uygun olup olmadığına müdahale edelim ama renk tercihini onlara bırakalım.

Çünkü kadın, kendi iç dünyasındaki duyguları, hevesi ya da zevki, belki bizim hayal bile edemeyeceğimiz bir çerçevededir. Bakarsınız onun bir bayan arkadaşının önerisi çok hoşuna gider, o rengi ya da modeli almak ister.

Onların kendi aralarında empati yapmalarına gerek yoktur. Kadın kadına ve kadın gözüyle, duygularıyla değerlendirip bir sonuca varırlar ve bu sonuç onları mutlu eder.

Aşağıda sitemize makalesini alıntı yaptığımız yazar Sema Maraşlı kardeşimiz de, bir kadın gözüyle hemcinslerine “Aile içinde Reis olma” konusunda çok güzel hatırlatmalarda bulunuyor.

Ümit ediyorum ki inşallah bu makale bir takım hayırlara vesile olacaktır. Rabbim kendisinden razı olsun.

Lütfen siz de bu makale Link’ini çevrenizdeki insanlarla paylaşın ve bir hayra da siz vesile olun inşallah. / Kardeşiniz Bekir Yetginbal

       Kadın Neden Reis Olmamalıdır?

       Yazan Sema Maraşlı

Reis olmak; emirler verip, etrafındakilere kendi istediklerini cebren yaptırmak demek değildir. Bu ancak diktatörlük olabilir.

Yöneticilik, karar verme ve sorumluluk alma mekanizmasıdır.

Maiyetin altındakilerin huzurundan ve güvenliğinden sorumlu olmak, onları koruyup kollamaktır. Ve onların sorumluluğunu üstlenmek demektir.

Reis; her istediği olan kişi değildir. Sorumluluk duyduğu / sorumlu olduğu kişilere karşı, en doğru kararı almaya çalışan kişidir.

Reislik ağır bir sorumluluktur ve bu sorumluluğu Allah (cc) liderlik vasıfları ile birlikte yarattığı erkeğe vererek daha narin yarattığı kadını korumuştur.

Kadın, ailede reis olmaya heveslenirken aslında büyük bir sorumluluğun da altına girmektedir. Haliyle bu sorumluluk kadını ağırlaştırmakta, erkeksileştirmekte ve çok da yormaktadır.

Kadınlar evde asla reis olmamalıdırlar; çünkü:

– Reislik kadının yaratılışına uygun değildir:

Kadınlar, şefkat ve teslimiyet saikiyle yaratılmıştır. İktidar olmak bir otorite gerektirir.

Otorite ise güç ve iradeye dayanır. İktidar isteyen kadınlar güç elde etmek için erkekleşirler ve böylelikle fıtratları bozulur.

Evde reis olan bir kadın, çocuklarına annelik değil, babalık yapmaya başlar ve gücü sarsılmasın diye çocuklarına yeterince sevgi gösteremez.

Çocuklar anne şefkatinin eksikliği yüzünden anneye kızgınlık duyarlar. Otoriter bir anne, çocuklarına itici ve sevimsiz gelirken, ilgili ve otoriter bir baba ise çocuklarına güven duygusu verir.

İş yerlerindeki yönetici kadınların otorite kurmak ve gücünü göstermek için çalışanlara çoğunlukla asık yüzlü ve sert davrandıklarından dolayı sevilmedikleri de bir araştırma sonucudur.

– Kadında, yaratılışındaki teslimiyet duygusundan dolayı bir erkeği sevme ve bağlanma arzusu vardır:

Bağlanmak için güvenmek gerekir. Güven yoksa bağ da olmaz. Kadın, hükmettiği bir erkeğe hiç saygı duymaz. Saygı duymadığı erkeğe güvenmez ve bağlanmaz. Kadın iktidara talip kişi olarak, öncelikle kendi ihtiyacı olan bağları koparmaktadır.

– Yöneticiliğin ilk şartı adalet ve merhamettir:

Kadınlar merhametlidir fakat çoğu zaman da pek adaletli olamazlar. Duygusal oldukları için genellikle haklı olandan yana değil, sevdiklerinden yana ya da acıdıklarından yana olurlar.

Sevmediklerine ya da kızgınlık duyduklarına hiç acımazlar. Bakınız, mesela gelin kayınvalide ilişkileri…

– Yöneticilik karar verme mekanizmasıdır:

Yapılan araştırmalar kadınların erkeklerden daha çok düşündüklerini fakat karar vermekte zorlandıklarını gösteriyor. Erkekler ise, daha az düşünüp daha hızlı ve isabetli kararlar alabiliyorlar. Ayrıca kadınlar, erkeklere göre daha aceleci ve sabırsızlar. Bu da yöneticilik için iyi bir vasıf değil.

– Kadınlar yetki alıp sorumluluk almak istemiyorlar:

Kadınlar, hem aile ile ilgili bütün kararları kendileri almak istiyorlar hem de bu kararların sorumluluklarını almak istemiyorlar.

Aldıkları kararlardan ortaya çıkan tüm olumsuzlukları ise evde yetkisini elinden aldığı kocalarının üzerine atıyorlar. Oysa kadın yetki alarak sorumluluğu da üstlenmiştir.

Yetkisi olmayanın sorumluluğu da yoktur. Erkeğin sorumluluğu yetkiyi bıraktığından dolayıdır. Kadının onu dinlemeden aldığı yanlış kararların sonuçlarından mesul değildir.

– İktidarsız bir erkek kadının hoşuna gitmez:

Oturma odasında iktidarı olmayan bir adamın yatak odasında da iktidarı olmaz. Oturma odasında kuzu gibi olan koca, asla yatak odasında bir aslana dönmez.

Erkeklik hormonu (testosteron) hem cinsellik hem de cesaret hormonudur. Karısından korkan bir erkeğin testosteron hormonu düşer ve cinsel isteği azalır.

Karı-koca arasında olması gereken cinsel çekicilikte haliyle ortadan kalkar. Ve karı-koca bir süre sonra bacı kardeş gibi olurlar. Bu da evlilikte çok ciddi bir problemdir.

– İktidarı eline alan kadın, sonuçta kocası ile muhabbet etme hakkından da vazgeçmiştir:

Erkekler, kendilerine ihtiyaç duyulduğu nispette/kadar harekete geçerler. Muktedir bir kadın, erkekte “sana ihtiyacım var” hissini asla uyandırmaz.

O zaman da erkek, kadının sevilme, ilgi görme, korunup kollanma gibi ihtiyaçlarını da artık görmezden gelir. Erkek, muktedir bir kadının bunlara gerçekten ihtiyacı olduğuna artık inanmaz.

Kaynak: Yazının devamı için şu link’i tıklayın. http://www.gazetevahdet.com/kadin-neden-reis-olmamalidir-566yy.htm

 


Tags:

 
 
 

Bir cevap yazın