Evlilik Vaadi ile Kandırmalara Dikkat Bayanlar

Evlilik Vaadi ile Kandırmalara Dikkat Bayanlar

Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu

Karşı cinsle tanışmak, yakınlaşmak “insanın nefsinin hoşuna gidiyor” ancak nefsin hoşuna gideni yapmadan önce bunun bir de olası sonuçlarına bakarak hareket etmek lazımdır.

Sonuçta “tek bir kişiyle evleneceksiniz..” neden “daha fazla karşı cinsle tanışmaya” ihtiyacınız oluşsun ki?

“Tanışmakta ne zararı var?” diyebilirsiniz belki, ama tanıştığınız kişiyle “yakınlaşma, daha ileri gitme, âşık olma, geri dönülmez yollara girme..” ihtimalleri olabilir.

Bu kişiyle “ayrılmazsanız” sorun yok. Fakat bu noktaları aşmış olduğunuz kişiyle “evlenemezseniz” asıl sorun burada başlar.

Öncelikle “âşık olduğunuz” o kişiden ayrılmak size acı verecektir. “Tanıştığınız, âşık olduğunuz ve sonunda ayrılmak zorunda kaldığınız kişiler” çok olursa bunların hepsi yüreğinizde kendisinden izler bırakacaktır.

Yüreğiniz; “her biri” tanıştığınız kişilerde kalmak üzere paramparça olacaktır.

Daha sonra ise “hayatınıza kesin olarak alacağınız ya da evleneceğiniz kişiye” odaklanma, âşık olma sorunu yaşayacaksınız.

“Evlendiğiniz kişiyle” her tartıştığınızda, “ondan önce tanıştığınız karşı cinsler..” sürekli aklınıza gelecek, beyniniz ister istemez mukayese yapacak hatta onlarla tekrar “temas kurmak” bile isteyecek ve görüşmeye bile başlayabileceksiniz.

Bu anlaşıldığında ise artık “mevcut evliliğiniz” yıkılma tehlikesi gösterecek belki de yıkılacaktır.

Peki, sorun nerede başlıyordu?

Evleneceğiniz kişiden çok daha önce “bir başka karşı cinslerle tanışmak” ile başlıyordu.

“Karşı cinsle tanışmazsak nasıl evleneceğiz öyleyse..” denilebilir.

Bir kez hiç evlenmemiş bir kişi olarak; bir kişiyle evlilik kararı vermek son derece risklidir.

Evlilik karar verirken, daha önce “evlilik yaşamış birileriyle istişare” şarttır. Haliyle evlilik yaşamış kişiler de anne-babalardır.

Evlenilecek kişilerle ilgili, daha o kişiyle “hiç temasa geçmeden” önce yapılacak ilk iş, anne baba ile istişare olmalıdır.

Bu bağlamda evlenilecek kişi hakkında istişare yapılacak diğer kişiler de doğal olarak o kişinin şimdiye kadar yaşadığı yerlerdeki komşuları olmalıdır.

Ancak bu aşamalardan sonra kişi, evleneceği karşı cinsle görüşmelidir. Bu süreçler işletilmeden verilecek bir “evlilik kararı” haliyle “yanlış bir karar olma riski” taşımaktadır.

Sonuçta “bir ayrılık” olacaksa bu, her iki tarafa acı verecektir. Bundan dolayı bu tür noktalara gelmemek için önce anne baba ve yakınlarla istişare edilerek, hayatımıza yeni “dâhil edilecek kişiler hakkında” öyle karar verilmelidir.

Eğer bir erkek, ailesini devreye sokmuyorsa kuvvetle muhtemel seninle evlenmeyecektir.

Erkeklerin bir kısmı ise belki de seninle tanışmayı, “hedefime ulaşayım sonra bırakayım..” gibi bir niyet ile “yapmıyor da” olabilir.

Ama “evlilik kısa sürede gerçekleşmediği için” bir süre sonra bu ilişki tükenecek ve artık seninle evlenmeyecektir.

Sen de onunla “evlenmek istemeyeceksin” belki de.

Böyle böyle “bir ilişkiden diğer ilişkiye savrulma” ihtimalin hiç de az değil.

İyisi mi “hayatına alacağın kişiyi” sadece kendi kararınla seçme. Aileni devreye sok.

Ya da “evet benin bu erkekle evlenme ihtimalim yüzde yüze yakın değil ama ben onu etkilerim..” şeklinde düşünürsen, burada da “yalnız kalma, terk edilme ihtimali” hiç de zayıf değil.

İlişkiden ilişkiye neden savrulasın ki? Garantiye oyna, “hayatına alacağın kişiyi” uzaktan, onu yanına yanaştırmadan tahlil et.

Bunu önce ailen yapsın. O kişi belli sınavları geçerse, işte sen o zaman onunla tanış fakat üç kereden fazla görüşme, çünkü belki etkilenir, beğenir belki de âşık olursun ama “aslında onun hayatına almaman gereken bir kişi” olduğunu evlendikten sonra anlarsın.

O yüzden “hayatına alacağın kişiyi” senin yanına yanaştırmadan önce onu ailen, bir süreçten geçirsin.

“Ben onu etkilerim..” şeklinde düşünüyorsan sen onun gündemindeki “kim bilir kaçıncı kızsın” o da belli değil.

Birçok kızımız, hanım kardeşimiz “ben bunu etkilerim..” diye yanaşıyor ama sonra “hüsranla” geri dönüyor. Biten bir ilişkinin travması, o ilişkinin süresinin en az yarısı kadar sürüyor.

6 aylık bir ilişkin mi vardı, en az 3 ay acı çekeceksin. Bu senin direncine göre 6 ay bile sürebilir.

Onunla geçirdiğin ve ayrıldıktan sonra karşına çıkan her hatıra, senin yaranı bir daha kanatacak.

Neden giriyorsun ki bu risklere?  Kişi bu tür ilişkilere, tabii ki bu ilişkiye girerken “acı çekeyim” diye girmiyor.

“Hayatıma doğru kişiyi alayım..” diye giriyor fakat “hiç mi hiç tanımadığı bir kişiyle” yakınlaşıyor, ilk başta “ondan etkileniyor beğeniyor, âşık oluyor”, ondan sonra da ayrılamıyor ve o kişi de maalesef daha sonra onu terk ediyor.

Bir enkaz gibi “yalnız başına” o durumu ve travmayı atlatmaya çalışıyor.

Burada sorun nerede başlıyor?

Daha ilk tanışmayla başlıyor..

İşte bu nedenle “tanışmayın” diyorum.. Tanışmayın, kendinize bu kadar güvenmeyin, “hiçbir şekilde bir arada olamayacağınız..” bu kişiden etkilenebilirsiniz

Biri sizinle ilgileniyorsa, hemen heyecanlanmayın. Bu kişinin “ciddiyetini” öğrenmek istiyorsanız, onun size ulaşmak için “sizin ailenizle temas kurması fedakârlığına katlanması..” gerekmez mi?

Hiçbir fedakârlığa katlanmadan, katlandığını görmeden, “kendinizi onunla tanıştırmış” oluyorsunuz. “Çöpsüz bir üzüme” dönmüyor musunuz?

Fedakârlık yapsın sizin için, hoş “bu da çok çok büyük bir fedakârlık değil” ama ailenizle tanışsın.

Siz; “onun, sizinle tanışmasına”, ailenizle görüşme aşamasından sonra rıza göstermelisiniz.

– – – – –

Bu yazı hocanın Sosyal medya paylaşımından alıntıdır.


Tags:

 
 
 

Bir cevap yazın