Hristiyanların Akidesi ve Hristiyan Bir Çocuk Olarak Dünyaya Gelmek

Hristiyanların Akidesi ve Hristiyan Bir Çocuk Olarak Dünyaya Gelmek

Bir kardeşimizin şöylesi bir sorusu oldu:

Allah bize Müslüman bir ülkede doğmayı takdir etmiş, Hristiyan bir ülkede doğan içinde aynı takdir söz konusu ise, Kilisede Allah’a inanan ona dua eden insanların üzerine laneti neden yağdırsın diye düşünüyor insan.

Sonra onların topraklarında yaşayan Müslümanlar yıllardır kendilerine inançları konusunda saygı gösterilmesini istiyorlar ki öylede olması gerekiyor.

Hatta Almanya ilk giden işçiler için henüz camileri yok diye Bayram namazı için sabah kiliselerini açıyorlar ve bayramlarını kutluyorlar.

Ama çoğunluğumuz onlarda Yaratıcıya inandıkları halde Gavur, Kafir diye hitap ediyoruz. Ayrıca biz tüm insanlar bütünün parçaları değil miyiz?

Doğduğumuz topraklar, dinimiz, ırkımız Allah’ın takdir ettiği büyük kader diye düşünüyorum.

Bu kaderin tabi ki hakkını vermeliyiz gereğini yerine getirmeliyiz ve her şeye yaratıcının gözüyle bakabilmeliyiz

Ben inanıyorum ki O bütün yarattıklarını koşulsuz seviyor. Çok selam ve saygılar kardeşim zamanını aldığım için hakkını helal edin.

* * * * * *

BU SORUYA CEVABIM:

Muhterem Kardeşim.. Öncelikle paylaşımlarıma gösterdiğiniz yakın ilgi, yorum, katkı, nezaket ve açık sözlülüğünüz için size çok teşekkür ederim.

İsterim ki; farklı düşünseler de insanımız, Doğruya ulaşmak ve onunla amel etmek maksadıyla oturup konuşsunlar,

 Fikir alış verişinde bulunsunlar, belli bir edep ve saygı çerçevesinde İNSANİCE konuşsunlar, dertleşsinler.

Umulur ki istediğim bu yaklaşım, bir birimizi daha iyi anlama ve tanımaya bir vesile olur.

Düşmanlarımızın bizden istediği, HİÇ KONUŞMAYIN, BENİM VERDİĞİM SİLAHLARI ALIN VE BİRBİRİNİZİ ÖLDÜRÜN, ÖLDÜRÜN, ÖLDÜRÜN..

Bu vahşettir.. Bu gayri insanidir ve İslam’a göre bu Haram’dır.

Bu girişten sonra konuya ve sorularınıza geçmek istiyorum.

Öncelikle şu “ortak paydanın” ortaya çıkarılması, bu ortak payda da HEM FİKİR olunduktan sonra detaylara girilmesi gerekmekte..

Akleden, düşünen, ayırt edebilme kabiliyetine sahip bir mahluk olarak insanın yani bizlerin, DOĞRU yada YANLIŞ kavramları neye göre belirlenecek?

“Sana göre doğru bana göre doğru yada yanlış” diye bir şey söz konusu olabilir mi?

Mesela “ANKARA şu an sıcaktan kavruluyor.. Gölgede 25 derece..” haberi / bilgisi DOĞRU  mu?

Bu haber bana göre DOĞRU sana göre yanlış olabilir mi? Elbette ki OLAMAZ..

“Eşyanın tabiatına zıt olan” bilgi / haber YANLIŞTIR.. Mevsim şu anda Kış ve ANKARA “0-5 derece” arasında bilgisi DOĞRU BİLGİDİR.

Sosyal hayatımız, Sosyal insani ilişkilerimiz ve bunlarla ilgili kriter ve ölçülerin hangisi DOĞRU, hangisi YANLIŞ konusuna gelince:

Bu konuda da DOĞRU bir fikir ortaya koyabilmek için gelin şu sorunun cevabını birlikte arayalım:

İlk insandan (Adem’den) önce ne vardı?

Madem ki ölüm var, Peki ölümden sonra ne var?

Doğumdan ölüme kadar geçen süreçte ne var?

CEVAPLAR:

İlk insandan önce ne vardı? İlk insanı yaratan, sonsuz, sınırsız, mutlak galip bir güç, bir irade var.

O güç ve İrade sahibi, Doğmamıştır, Doğurmamıştır. Onun varlığı vaciptir yani elzemdir.

Bu irade, insanoğlu için de, Diğer mahlûklarda olduğu gibi, “Doğumu, Hayatı ve Ölümü” yarattı, takdir etti.

A ve B noktaları arası süre dediğimiz “Hayat” yani yaşam süreci, YEMEK, İÇMEK, GİYİNMEK, BARINMAK, SOSYAL İLİŞKİLER KURMAK ihtiyacı HİSSETTİĞİMİZ, mecburiyetinde olduğumuz bir süreçtir değil mi kardeşim?

Peki, bu ihtiyaçların DOĞRU, İNSANA HUZUR VEREN bir şekilde giderilmesi nasıl olacak? Yada bunu kim belirleyecek?

İşte bu noktadan sonra “Kişinin hayata, Olaylara, Sosyal ilişkileri BAKIŞ AÇISI” denilen husus gündeme geliyor.

Sözü daha fazla uzatmadan ve vaktinizi almamak için diyorum ki;

İslam’ın ve Müslümanların yegane DOĞRU BAKIŞ AÇISI, Doğruluğuna şüphesiz bir şekilde iman ettiğimiz ALLAH’IN ve Onun RASULÜ MUHAMMED MUSTAFA’nın ve Onun KİTABI Kur’an’ın ortaya koyduğu BAKIŞ AÇISIDIR..

Yeri gelmişken çok basit bir şeyi ortaya koymak istiyorum:

Hristiyanların İMANI, İNANCI, AKİDESİ, “Teslis” esasına dayanır.

TESLİS, Arapça’da “ÜÇLEME, ÜÇE ÇIKARMA” demektir.

Hristiyanlar nezdinde ise TESLİS; “Baba, oğul ve Rûhu’l-Kudüs” üçlüsün­den oluşan tanrı inançlarını ifade eden bir kavramdır.

Hristiyanlardan “Üç Uknum”a, yani “Üç unsurlu tek Uluhiyete, İlaha ” Tapınma, Onu takdis etme, Onu kutsama vardır.

Bunun açılımını ya da detayını sorduğunuzda Hristiyanlar derler ki:

“Tanrı tektir, Güç ondadır; İsa ise sadece Tanrı’nın oğludur, Ruhu’l-Kudüs de Tanrı’nın gücüdür..”

Bu düşünce, bu Fikir, bu Kabulleniş tamamen YANLIŞTIR..

Çünkü Yaratıcıya oğul / evlat İsnat etmek, yaratıcının da bir MAHLÛK OLDUĞUNU kabullenmek demektir.

Bir şey aynı anda hem Halik (Yaratan), hem de Mahlûk (yaratılan) OLABİLİR Mİ?

İşte muhterem kardeşim buna istinaden diyoruz ki; HRİSTİYANLIK YANLIŞ BİR İNANÇ BİÇİMİDİR. Sapıklıktır, gaflettir, cehalettir..

Ana Temeli yanlış olan bir şeyin, Üst katmanları da haliyle yanlış olacaktır. Aynı ilk düğmesi YANLIŞ iliklenen bir gömleğin, Diğer düğmelerinin de YANLIŞ olması gibi değil mi?

Mademki, yegâne DOĞRU, İslam’dır, Kur’an’dır ve Hz. Muhammed’dir O halde “Ben de Elhamdulillah Müslümanım” diyen birinin artık “başka DOĞRU” aramasına gerek var mı?

Elbette ki yok muhterem kardeşim.

“Hristiyan bir ülkede doğmuş olmak yada Hristiyan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş olmak, Elbetteki ALLAH’IN TAKDİRİ..”

Ama HRİSTİYAN KALIP KALMAMAK takdir değil TERCİHTİR ve her nefis İRADESİ DÂHİLİNDE yaptıklarından sorumludur.

Nitekim nice Hristiyan Avrupa’da ATAİST olmayı tercih etmiş, Niceleri de (Ünlü İngiliz şarkıcı Cat Stevens gibi) İslam’ı benimseyip  “Yusuf İslam” adını almıştır.

Bu nedenle İslami bir perspektiften hayatı olayları okumaya çalıştığımızda şunu görmemiz lazım kardeşim:

“Mademki ölçümüz, kriterimiz Allah ve Rasulünün ortaya koyduğu Kur’an ve Sünnet’tir, O halde bu konuda Kur’an ne diyor, Rasulullah ne demiş” diye ÖZÜMÜZE dönmeye onu araştırmaya ve anlamaya çalışmalıyız.

Belli bir bilinç ve idrake ulaştıktan sonra da mademki yegâne DOĞRU budur, hemen ONUNLA AMEL ETMELİYİZ.

Kur’an geçen şu ayet bakın ne kadar ilginç;

Allah Nuh'a ‘Ey Nuh! O (öz oğlun) senin ailenden değil. Zira O doğru olmayan işler yapmıştır. Bilgin olmayan konular hakkında benden bir şey isteme, muhakkak ki ben, cahillerden olmamanı sana tavsiye ediyorum’ dedi..” (Hud suresi 46. Ayet)

Allah’a ve Hz. Nuh’un Peygamberliğine, Onun bildirdiği Tufan’ın olacağına İMAN ETMEYEN evladında olsa, Onun başına gelene (suda boğulmasına) ÜZÜLME diyor Rabbimiz.

Çünkü oğlu YANLIŞ olanı, Batıl olanı tercih etti. Aynı bu günkü Hristiyanlar gibi.

Dolayısıyla nefsine zulmetti. Aynı bu günkü Hristiyanlar gibi.

Konunuz özü budur muhterem kardeşim. Saygılarımla

BEKİR YETGİNBAL / 02 Ocak 2020


Tags:

 
 
 

Bir cevap yazın