Tekfirciye Reddiye Yazan Bir Bacımız Diyor ki:

Tekfirciye Reddiye Yazan Bir Bacımız Diyor ki:

Yazan Zeyneb Taştan

Sistemden razı değilim diyorum.. Olsun diyor..!

Laik değilim diyorum olsun diyor..!

Demokrat değilim demokrasiyi benimsemiyorum diyorum, olsun diyor..!

Cumhuriyet mi Şeriat mı deseler Şeriatı seçerim diyorum, olsun diyor..!

Bunları benimsemiyor olman seni küfür üzere olmaktan kurtarmaya yetmez diyor..!

Niye diyorum.. Çünkü sen öğretmensin, dolayısıyla kafirsin ve küfürdesin diyor..!!!

Geçen yıl da aynı bu şekilde hanım bir arkadaşım tarafından tekfir edilmiştim..

Bu sene de daha yakınlarda kâfir! olduğum için!!! bir kız kardeşim arkadaşım tarafından daha tecrit edildim..

O zaman da içime dert olmuştu yine hani derler ya yüreğime bir öküz! oturdu..

Birilerinin demesiyle kişinin dinden çıkmayacağını elbette biliyoruz ancak Müslüman olarak gördüğümüz arkadaşlarımızla aramıza soğukluk giriyor diye üzülüyor insan..

Yoksa bir insanın beyanı ile kimse ne mümin olur ne kafir..!

Yine sesli düşünüp yazıya dökmüştüm… Yazarak kalbim rahat ediyor demek!

İslam Olmak Teslim Olmak Büyük Şereftir.. İslam, teslim olmaya aday olanların dinidir.. Bu din hiç kimsenin tek elinde değildir..

Allah’ın dinine hizmet eden kendine hizmet etmiştir..

Rabbani metotlar ile yolunu çizmeye çalışan hiçbir kimseyi bu dinden soyutlayamazsınız..

Allah dileseydi herkesi kendine boyun eğdirir ve tek ümmet halinde yaratırdı.

Ancak O’nun muradı; kimin daha güzel iş yapacağını belirlemek için ölümü ve hayatı yaratmak idi… Kimse Allah’ın vereceği hükme karışamaz.

Bir insan hayatında imanını ne derece ortaya koyuyorsa Allah ona o ölçüde hak ettiği güzel veya kötü ölüm veya ahir hazırlar, buna kul karar veremez..

Bugün kendini tevhide nispet eden insanlar kafir yaftası ile dinden çıkarıyor insanları..

İnsanları ; Allah’ın dininden çıkarmak için değil, bu aziz dine hasta kalpleri ve hasta yaşamları kazandırmak için çalışın..

Rabbimiz ne diyordu güzel ve hikmetli söz ile Allah’ın dinine davet et..

Allah nasihat et derken bizim çok bilmişler; tecrit etmenin, dinde kendini hüccet görmenin peşinde..!

Bu din öyle bir din ki dilerse en azılı düşmanı, inatçı inkârcı ateisti, bu aziz ve yüce dine hizmet ettirir…

Çünkü hidayeti kim hak etmiş onu en iyi Allah bilir.. Çünkü kulunun hangi durumda olduğunu en iyi bilen Allah’tır…

Allah dilediğine hidayet eder…

Allah’ın dilediği hale kim gelmiş onu en iyi Alim olan Allah bilir, kul belirleyemez..!

Rasulullah kolaylaştırınız zorlaştırmayınız müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz derken acaba herkese kafir damgası mı vurun demek istemişti..?

O Allah Hayydır…

Hayy olan, hayat veren dine çağırdı bizi ve bizden de daveti yumuşak bir dille yapmamızı istedi…

Ne meraklısınız insanları dinden çıkarmaya..!

Rabbimiz Allah diyoruz.. Son elçi Rasulullah diyor ve şahitlik ediyoruz..

Bu uğurda müminler olarak herkes üzerine düşen çabayı gösteriyor..

Buna rağmen kafir diyorsanız bir mümine, kendi imanınız ne kötü şey emrediyor size.!

Zorluklar ile meşakkatli haller ile İslam’ı yaşayan hiç kimseye sen bu dini hak etmiyorsun demek, aslında kişinin dininde ve beyinsel olarak olgunlaşmadığının kanıtı..

Ben inanıyorum ki hiçbir samimi mümin Batı’dan gelen dayatmalara Batı’nın kanunlarına razı olsun..! Dahası sevsin ve benimsesin..!

Her bir müminin ahiretteki durumu kendi yaşantısı ile belirlenir ..

Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle haşr olursunuz diyor Rasulullah…

Yürek yüce RAHMAN’a yönelince. Kur’an’ı terbiye görünce ..

Kalbe ekilmiş bir tohum olur.. Kocaman güzel bir ağaca dönüşür o küçücük tohum …

Ben iman ediyorum ki; Allah’ın dini ile alay eden ve Allah’ın dinini yok etmeye çalışan her türlü fitne ve ifsat ile samimi ve ilmini alan her mümin mücadele eder…

Nisâ, 140. Ayet:

Oysa Allah size Kitap’ta (Kur’an’da) Allah’ın âyetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, başka bir söze geçmedikleri müddetçe, onlarla oturmayın, aksi hâlde siz de onlar gibi olursunuz diye hüküm indirmiştir. Şüphesiz Allah, münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır.”

Bu ayet gereği Allah’ın dini; sözlü fiili veya hangi yol ile olursa olsun hafife alınamaz.

Kendini, dinini ve haddini bilen hiçbir mümin dinini oyun ve oyuncak etmez…

Yalnız şu var ki hataya düşen mümine kafir damgası vurup dinin dışına itilmez..

Kaldı ki sen ittin diye o kişi kâfir olmaz…

Allah tevbeleri kabul eden tek merciidir.. Allah kalplerin özünü bilendir… Allah dinde kim ihlaslı kim dini Allah’a has kılmış en iyi bilendir..

Necm, 32.. Ayet:

Büyük günahlardan ve çirkin fiillerden kaçınanlara gelince, onlar arada bir hataya düşseler de (bilsinler ki)

“Rabbin bağışlamada cömerttir. O, sizi toz-topraktan var ederken de, annelerinizin rahminde saklı

Bulunduğunuz da da sizinle ilgili her bilgiye sahiptir: o halde kendinizi saf ve temiz görmeyin; [çünkü] O, kimin Kendisine karşı sorumluluk bilinci taşıdığını en iyi bilendir…”

Herkes gücü ve imkânı nispetinde Batıl olan her tür oluşum ve düzenle mücadele etmelidir…

Rasulullah, iman eski bir elbise gibidir, onu La İlahe İllallah ile yenileyiniz buyurur..

O halde bireysel hayatınızda olduğu gibi toplumsal hayatınızda da bu kelime ile yücelmeye çalışıp, adeta fırsatları ganimet bilmeliyiz…

Her yeni gün ve nefes alış verişler fırsattır, kalbinde ki iman ve dilindeki ikrar ve eylemindeki istikrar ve isabet bunun delilidir…

Bundan sebep müminlere kâfirsin derken kılı kırk yarmalı nasıl bir yükün altına girdiğinin insan farkına varmalı…

Evet, La İlahe İllallah, elimizin ve yaşamımızın tersi ile ittiğimiz diğer ve sahte ilahlarınıza karşı içi dolu bir kıyamdır…

Bunu bizatihi gönülden inanarak ve yaşayarak söylüyorum..

Yeryüzünün tek ve yenilmez gerçeği İlahi Kelimetullahtır…

Diğer ilahlarınızın ve putlarınızın canı cehenneme..!

Batıl düzende yaşayıp, batılı benimsemeden imanını koruyup imana davet edenlere Allah merhamet etsin…

Ben bu yazıyı kendini tevhide nispet eden bir kaç müminin bana ve eşime öğretmen olduğumuz ve çocuğumuzu okula gönüllü göndermek istediğimiz için küfürdesiniz tevbe etmelisiniz (dolayısıyla kafirsiniz ) ithamları üzerine kaleme almıştım..

Görüyorum ki hiçbir şey değişmedi, yine aynı ithamla karşılaştım.. Sanki bana kafir deyince kendisi cennete gidecek !!!

Kınama, tekfir, tecrit hastalık gibi yayılmış her yerde var..!

Kişi az bir şey ilim sahibi olunca bir iki ayet okuyunca kendi nefsini temize çıkarmanın telaşında..!

Oysa sana bilmediğini öğreten kim, Allah azze ve celle değil mi..?

Emekleri, gayretleri, Allaha olan mahcubiyeti bilmeden ya da şartları bilmeden ya kınama yolunu ya kibir yolunu ya da tekfir yolunu seçiyorlar..!

Bilinmelidir ki kınama da kibir de tekfir de müstağni tiplerin özelliğidir..!

Hayırlı amelleri talep etmek elbette önemli ancak o ameli sana muvaffak kılan da neticede Allah azze ve celle değil mi.?

İmanı talep edersin ancak hidayeti sana veren Allah değil mi..?

Muvahhidliğin ile övüneceğine biraz merhametli ol demez mi bu din sana.!

Hayır konusunda, iman ve İslam konularında gıpta etmek dururken nasıl etsem de çelme taksamın derdine düşen haset insanlar var..

Rabbimiz imanın tadını almamışlara ya da hayırlı amel yapmamış yapamamış olanlara merhamet ile yaklaşmayı nasip etsin.

Nefsini temize çıkaran kişi, ana mesajı almak yerine dıdının dıdısı ile meşgul olmayı ve etmeyi tercih ediyor..

“Bir yerden yol bulsam da şu Müslümanı nasıl kınasam” ın telaşına düşüyor..!

Tekfir edince cennete mi gidiliyor anlamadım..!

Kınayıcı olmak bir nefis hastalığıdır.. Haset ve suizan onun temelinde gizlice pusuda yatar..

Allah; nefsimde ve cümlemizde bulunan nefsi arızalardan Allaha sığınma yolunu tercih ederek kurtulanlardan eylesin…

Evet, ben bu yazıyı kendini tevhide nispet eden bikaç müminin bana ve eşime öğretmen olduğumuz ve çocuğumuzu okula gönüllü göndermek istediğimiz için küfürdesiniz tevbe etmelisiniz (dolayısıyla kafirsiniz ) ithamları üzerine kaleme almıştım..

Bu ülkede yaşayan öğretmenler ve öğrenciler ve bunların aileleri çocuklarını bile isteye okula gönderdikleri için kâfirdir denildiği için içime sığdıramamıştım ve düşüncelerimi yukardaki gibi ifade etmiştim…

Bu Müslümanlara ne oluyor ki cehenneme gönderme telaşındasınız..!

Çocuklarını okula gönderen küfürdedir dolayısıyla kafirdir diyen kendini dinde hüccet görenlerden fersah fersah uzak durun..!

Sistemi benimsemiyoruz ancak çocuklarımızı okula gönderiyoruz evet…

Onları okuldan veya toplumdan uzaklaştırarak cehalet giderilmez.. Biz de biliyoruz nasıl bir elekten nasıl bir sistemden geçirildiklerini..!

Okula giden öğrenciler kafir..!  Çocuklarını okula gönderen aileler kafir..! Okulda çalışan öğretmenler kafir..!

Eeee bir Müslim muvahhid sadece sensin öyle mi..!?

Rasulullah vasat yol derken bunu mu kast etmişti..! Herkese kafir de cennete git..! Bir insan kâfir değilse söyleyene döner o söz diyor Rasulullah…

Her yer tekfirci dolmuş mübarek..! Din sanki haşaa Allah’ın değil babasının malı..!

Allah’ın temiz ve kemale ermiş olan bizim için seçtiği aziz ve yüce dinine girdim ve kendimi mümin olarak görüyorum…

Kimseye kâfir demeyi kendimde hak olarak göremiyorum…

Kalbimi yarıp baktın mı..?

Usame Bin Zeyd anlatıyor:

“Rasulullah aleyhisselam bizi bazı kabilelere gönderdi. Onlar da bizim gelişimizden haberdar olarak kaçtılar.

Biz bu grubun içinden birisine yetiştik. Onu yakalayınca, “Lâ ilahe illâllah” deyiverdi.

Fakat biz kendisini öldürdük. Döndüğümüzde bu olayı Peygamber aleyhisselâm’a aynen anlattım.

Peygamber aleyhisselâm:

“Kıyamet gününde o adamın söylediği bu “Tevhid” kelimesinin kıymet ve büyüklüğünden dolayı sana kim yardımcı olacak?’ dedi.

Ben: “Ey Allah’ın Rasûlü, o adam, bunu ölümden korktuğu için söyledi,” diye cevap verdim.

Peygamber aleyhisselâm:

‘Kalbini yarıp baktın mı ki, bunu başka bir sebepten dolayı söylemiş olduğunu bilesin! Kıyamet gününde “Lâ ilâhe illallah” kelimesinin karşısında kim senin yardımcın olacak?’ buyurdu.

Bu sözü o kadar çok tekrar etti ki, “Keşke Müslümanlığa o günden sonra girmiş olsaydım..” dedim.” (Ebû Dâvut, Müslim)

Evet, Allah’ın temiz ve kemale ermiş olan bizim için seçtiği aziz ve yüce dinine girdim ve kendimi mümin olarak görüyorum…

Kimseye kâfir demeyi kendimde hak olarak göremiyorum…

Küfre düşmekten de nefsimizi ehlimizi sakındırma gayretinde olmayı imanımızın gereği olarak görüyorum, dirilmeyi ve diriltmeyi ve nefsimizi ve ehlimizi uyandıracak gücü Rabbimizin bize vermesini niyaz ediyoruz..

Dinden çıkaracak sözlerden davranışlardan eylemlerden sakındırmak anne babaların hem kendileri hem de çocukları için zaten görevidir…

Dinimizin hassas olduğu alanlarda hassas olmak müminin imanının gereğidir..

Aziz dinimiz İslam mübarek olsun Müslim olan her kişiye…

Beni ve ailemi cehaletin en koyu karanlığından İslam’ın aydınlığı ile buluşturan Rabbime sonsuz hamd ediyorum…

Rasulullah aleyhisselam gibi dua ediyorum..

“Rabb’im, Bana yardım et. Aleyhime yardım etme. Bana zafer ver. Aleyhime zafer verme. Lehime tertip kur, aleyhime tertip kurma.

Beni hidayet et ve hidayeti kolaylaştır. Bana saldırana karşı, bana yardım et.

Rabb’im, Beni sana şükreden, seni zikreden, senden çok korkan, sana çok itaatkâr, sana huşu duyan ve sana dönerek yalvarıp yakaran birisi yap.

Rabb’im! Tövbemi kabul et. Günahlarımı yıka. Duamı kabul et. Delilimi sabit kıl. Amin / 03 Ekim 2020

Kaynak: Yazarın Facebook Paylaşımı

 


Tags:

 
 
 

Bir cevap yazın