Saflar Arası 1,5 metre Mesafe ile Cemaat ile Namazı Caiz Olur mu?

Saflar Arası 1,5 metre Mesafe ile Cemaat ile Namazı Caiz Olur mu?

 [صف] “Saf” kelimesi Arapçadır. Manası ise aynı istikamette veya hizada yan yana duran kişiler veya eşyalardır, bunların dizilmesidir.

Allah (cc) bu isimde bir sure indirerek şöyle buyurdu:

“Şüphesiz ki Allah tam sımsıkı, birbirine kenetlenmiş örülmüş duvar gibi bir saf hâlinde kendi uğrundan savaşanları sever.” [Saf Suresi 4]

Cihadda askerler düşmanın saldırısını çevirmek, onlara karşı durabilmek, birbirlerine güç ve moral vermek veya düşmanın aralarından geçip kendilerini dağıtmalarını engellemek üzere kenetlenmiş şekilde bir safta durup savaşıyorlardı.

Allah-u Teâlâ kıyamet gününde, hesap başlayınca meleklerin mülk sahibi ve kralların kralı olan Allah (cc) önünde hazır bulunurken heybetli ve korkulu bir durumda saf saf durduklarını bize bildirerek şöyle buyurdu:

“Melekler saf saf dizilip dururken Rabbin geldi.” [Fecir Suresi 22]

Namazda saf dendiği zaman Müslümanlar aynı istikamette yan yana dururlar.

Cemaat namazının sıhhat hükümlerinden biri ise bir sırada yan yana durmaktır.

Böyle olmadığında cemaat namazı sayılmaz. Ferdî namaz sayılır, herkes tek başına kılmış olur.

Farz olan Cuma namazı gibi namazlarda sıraların bulunması ve doldurulması gerekir.

Hanefi mezhebinde imam dışında en az üç kişi,

Maliki mezhebinde en az 12 kişi,

Şafi ve Hanbeli mezheplerinde en az 40 kişi bir saf yapıp yan yana durarak imam arkasında Cuma namazı kılınmalıdır.

40 kişi için yer dar ise iki üç saf yapılabilir. Önemli olan yan yana durmak ve safları doldurmaktır.

Cabir bin Semure (ra) şöyle rivayet etti, Rasulullah (sas) bize şöyle dedi:

“Rableri indinde, karşısında meleklerin dizildiği gibi saflarda dizilmez misiniz, durmaz mısınız?

Biz şöyle dedik:

Melekler rableri indinde nasıl saflarda dizilirler?

Dedi ki: İlk sıraları tamamlarlar, doldururlar ve safta sımsıkı dururlar.” [Müslim, Ebu Davud]

Şöyle de buyurdu:

“Öndeki olan sırayı tamamlayın, doldurun, ondan sonraki safı doldurun, böylece safları doldurmaya devam edin, bir noksan, eksiklik varsa en son sırada olsun.” [Ebu Davud]

Şu rivayet de vardır:

“Numan bin El-Beşir (ra) şöyle dedi:

Rasulullah (sas) insanlara doğru gelerek şöyle dedi:

Saflarınızı ikame edin (saf yapın) yoksa Allah kalplerinizi birbirine muhalif kılar.

Bunun üzerine adam kendi omuzunu arkadaşının omuzuna ve kendi ayak topuğunu arkadaşının ayak topuğuna yapıştırmaya başladı.” [Buhari, Müslim, Ebu Davud]

Bu hadiste Sahabe safın manasını anlayarak yan yana durarak saf yaptılar, bu şekilde Rasulullah (sas)’ in emrini uygulamış oldular ve Rasulullah (sas) de onlardan memnun kaldı.

Yine şu rivayet de vardır:

“Numan bin El-Beşir (ra) şöyle dedi:

Rasulullah (sas) bardakları yan yana dizdiği gibi bizim saflarımızı dizip düzeltiyordu.

Biz bunu anlayıncaya kadar yapıyordu.

Bir gün (namaza başlatmak üzere) tekbir getirmek istediğinde bir adamın göğsünü saftan öne uzattığını (ileriye doğru saftan biraz çıktığını) görünce

Rasulullah (sas) şöyle dedi:

Saflarınızı düzgün yapın yoksa Allah kalplerinizi birbirine muhalif kılar (birbirinizden nefret edip birbirinize karşı gelirseniz).” [Buhari, Müslim, Ebu Davud]

Buna göre cemaat namazı için düzgün bir saf yapmak ve safları doldurmak farzdır.

Nitekim Rasulullah (sas) şöyle de buyurdu:

“Saflarınızı düzgün yapın, tutun, zira safları yapıp düzeltmek, düzgün tutmak namazı tamamından bir parçadır.” [Buhari ve Müslim]

Cemaat namazının tamamı için saf yapmak ve safları doldurmak gerekir. Bu cemaat namazı için sıhhat hükmüdür, onun sıhhat şartıdır.

Bera bin Azib (ra) şöyle dedi: 

Rasulullah (sas) safın bir tarafından, öbür tarafına, ucuna geçerek (düzeltmek üzere) göğüslerimizi ve omuzlarımızı siliyordu (düz tutuyordu) ve şöyle diyordu:

İhtilafa düşmeyin, yoksa kalpleriniz ihtilafa düşer(birbirinize karşı gelirsiniz, birbirinizden nefret edersiniz).” [Ebu Davud]

İki kişi cemaat namazı kılacaklarsa yan yana dururlar.

Üç kişi ise imamın arkasında veya biri sağında diğeri solunda dururlar. Bu şekilde saf yapmış olurlar.

İbni Abbas (ra) şöyle dedi:

Rasulullah (sas) namaza kalkınca geldim solunda namaza durdum, beni sağına aldı durdurdu.” [Müslim]

Rasulullah (sas) şöyle buyurdu:

(Safta) Kim bir furce (açıklık, aralık) kapatırsa Allah onu bir derece yükseltir ve ona cennette bir ev hazırlar.” [İbniHanbel, İbniMace, Heysemi]

Saflar tam dolu ve sıkı olmayınca iki kişi arasında açıklık, aralık bulunmuş olur, bunu doldurmak gerekir.

Safların arkasında bir kişi yalnız kılıyorsa caiz değildir. Onun Cuma namazı kabul edilmez. Kılınan namaz cemaat namazı ise o kişi cemaate katılmış sayılmaz, o sevaptan mahrum olur.

“Vabısa bin Mebed (ra) şöyle dedi:

Rasulullah (sas) bir kişinin tek başına namaz kıldığını görünce onun namazını tekrar kılmasına emir verdi.” [İbniHanbel, Ebu Davut, Tirmizi, İbniHabban]

Rasulullah (sas) şöyle buyurdu:

“Eğer (cemaatin kıldığı) yer dar ise (yalnız kılmışsan) namazını iade et, senin için namaz yoktur.” [Taberani]

Eğer cemaat namazını kılacaksa cemaat arkasında tek başına durup kılarsa cemaat namazı ondan kabul edilmez.

Ama cemaatin kıldığı namaz dışında tek başına kaza namazı gibi ayrı namaz kılacaksa ayrı bir meseledir.

İbni Abbas (ra) şöyle dedi:

Rasulullah (sas) saflar dolduktan sonra bir gelen varsa onun, yanına bir adamı çekmesini emretmiştir.” [Taberani]

Rasulullah (sas) şöyle buyurdu:

“Safları birbirine bağlayanlara, dolduranlara Allah ve melekler salat getirirler, kim bir furce (aralık, açıklık) kapatırsa Allah onu bir derece yükseltir.” [İbniMace]

Allah’ın salat getirmesi, Allah’ın affetmesi ve bağışlamasıdır. Meleklerin salat getirmesi mağfiret dilemeleridir.

Rasulullah (sas) şöyle buyurdu:

“Kim bir safı birbirine bağlarsa, açıklığı kapatırsa Allah onunla bağ kurar, kim bir safı keserse (açıklık bırakırsa) Allah onunla alakayı keser.” [Nesai]

Rasulullah (sas) şöyle buyurdu:

“Saflarınızı sımsıkı yapın, safları birbirine çok yaklaştırın, omuz omuza durun, canımı elinde tutana yemin ederim ki

Şeytanın safın aralıkları arasına girdiğini görürüm, siyah ufak keçiler gibi girer çıkar.” [Ebu Davud]

Bütün âlimler safları doldurmanın farz olduğunu savundular, fakat (furceleri) aralıkları doldurmayı bir kısım âlim farz görürken bir kısmı da bunun mendup, sünnet olduğunu ön gördüler.

İbni Mesud (ra) şöyle dedi: 

Rasulullah (sas) döneminde mescitlerin sariyeleri (direkleri) arasında saf yapmaktan nehyediliyorduk ve oradan kovuluyorduk.” [Beyhaki, İbniMace]

Ahmet bin Hanbel bu sariyeden dolayı saf kesildiği için cemaat namazı olmaz dedi.

Zira İbni Hanbel aralıkları kapatmayı, omuz omuza, ayak topukları birbirine yapıştırmayı farz görüyordu.

Ebu Hanife ve Şafi’de bu şekilde yapmak sünnettir, fakat onlar da safı doldurmayı farz görüyorlardı.

Asrımızda Korona hastalığının bulaşmaması için bazı hocalar İslamı uygulamayan zalim rejimlerin talimatlarına binaen 1,5 metre mesafede durmayı bir ihtiyaç veya zararı defetmek için gerekli görmeye, böyle demeye başladılar.

Bunlar bu zalim rejimlere, camilerin kapılarına kilit vuranlara fetva verenlerin ta kendileridir.

Bunlar maalesef hep rejimlerin döndüğü tarafa dönüp fetva veriyorlar.

Başta “Mescitler kapanmaz, cemaat ve Cuma namazı durdurulamaz, bu caiz değildir.

Sadece hasta olanlar camilere gelmesinler.

Her bir sağlıklı kimse tedbir alarak cumaya gitmelidir. Cemaat namazı Farz-ı kifaye olup bir sağlıklı grup onu eda etmelidir.

Cuma namazı ise her baliğ akil ve sağlıklı Müslümana farz-ı ayındır, kılınmalıdır” diyerek Şer’i hükmü açıkladığımız zaman da dinlemediler.

Dine önem vermeyen sömürgeci devletler ve Dünya Sağlık Örgütü’nün talimatına uyan ve Korona yardımını almayı bekleyen laik rejimlerin emirlerine uydular.

İslâm’ın çözümünü ve Şer’i hükmü düşünmeden ve meseleyi derince anlamadan, paniğe de kapılarak hareket ettiler ve zalim rejimlerin emirlerini uyguladılar.

Ücretli memur kimselerden oldukları için kendi maaşlarını ve makamlarını da düşündüler, Allah’ın sevabını ve rızasını ise akıllarına getirmediler..

Şimdi rejimler camilerde namaz kılmaya 1,5 metre mesafede durarak müsaade edince buna da fetva çıkardılar!

Oysa âlim, fakih, müftü veya diyanet kuruluşu ve başında duranlar güçlü bir tutum sergileyerek korkmadan yöneticilere hakikati gösterip İslami çözümü ve Şer’i hükmü açıklamalılar.

Yöneticilere şöyle demeliler:

Hayır, Camileri kapatamazsınız! Cuma namazını ve cemaat namazını engelleyemezsiniz, durduramazsınız!

Tedbir alarak sağlıklı kimselerin namaz kılmaları için camilerin kapılarını açık bırakacaksınız..

1,5 metre mesafe ile Cuma ve cemaat namazı kılınmaz, tedbir alınarak sağlıklı kimseler safları doldurarak yan yana namaz kılmalıdır. Yoksa namaz kabul olmaz.

Hem de belanın kaldırılması için Allah’a yalvararak, Müslümanların birbirlerini sevdiklerini göstermek üzere yan yana durarak dua etmeye çağırmalılar ki Allah dualarını kabul etsin ve bu belayı kaldırsın.

E.M.


Tags:

 
 
 

Bir cevap yazın