Kandil Kutlamalarının Hükmü Nedir?

Kandil Kutlamalarının Hükmü Nedir?

Yazan Ahmet Turgut Ulucak

Kandil tartışmalarına girmekten uzak durmaya çalışmalıyız. Tevhidi ve Sünneti anlamayınca gereksiz bir tartışma oluşuyor.

Kandil kutlamak ve bu gecelere mahsus ibadet yapmak, Sanki Din eksik kalmışta birileri tamamlıyor durumu oluşuyor.

Bu durum hurafe ve bidatlerin oluşmasına kapı aralıyor. Rencide etmeden nasihat edelim, farkında olmayan insanlara.

Din Allah'tan gelir, Rasulullah (sas) den öğrenilir.

Lütfen kimse takva adına Dinde olmayanları dine ilave etmesin. İlgi duyanlara kandillerin ortaya çıkışı nasıl olmuş bunu bilmeliyiz bildirmeliyiz.

Kandil anlayışı üzerine yapılan yanlışlar şunlardır.

Fatimiler döneminde Müslümanların gündemine giren kandil anlayışı,2.Selim döneminde kandillerin Mescitlerin dışına asılması ile törensel bir “Ritüel” olmuştur.

5 mübarek gece olduğu zannı ile toplumda bu gelenek bir ibadet formuna dönüşmüştür.

Oysa bu gecelerin kutlanması ve bu gecelere has bir ibadet uygulaması, Kur’an da olmadığı gibi ne Rasulullah (sas) ve ne de Ashabı tarafından kutlanmış değildir.

Kur’an da “Kadir” suresi vardır.

Bu surede dahi kutlama değil, Kur’an’ın bu gecede nazil olmaya başlaması ile “Ömre Bedel Bir Gün” insanın vahiyle anlam bulup yaşanması gereken bir gündür.

“Berat” gecesi ile alakalı zayıf bir rivayetin peşine düşmüş yığınla insan oluşmuştur.

“Regaip” yakınlaşma demektir.

"Mevlüt" doğum anlamına gelir.. Rasulullah (sas)’ in Ana karnına düştüğü bir gün olarak kabul edilir.

Bu konuda tespit çok zor olduğu gibi kutlanma veya ibadete dönüştürme adına bize ulaşmış Sahih hiçbir bilgi yoktur.

Rasulullah (sas) yeryüzüne rahmet olarak gönderilmiş, insanlık için “Usvei Hasene” dir. Mevlütleri bidat kılan husus bu geceye veya gündüze has ibadet ihdas etmeleridir.

Oysa Dinde yapılması gereken her bir şeyi Allah (cc) vahyetmiş, Rasulullah (sas) de beyan etmiştir.

Belirli gece ve gündüzlere has böylesi bir durum insanların o günde adeta “Günah Çıkarma Seansına” dönüşmüştür.

Rasulullah (sas)’e ait bir anı ve hatıra değildir.

Rasulullah (sas), “Hayatın her aşamasında” beraber yürünmesi gereken ve onun getirdiği hayata talip olmanın adıdır.

Hayatın her alanına hükmeden Rabbimiz, hayatın her zerresinden “Hesap soracağı bir güne” karşı bizi uyarmaktadır.

Biz ise “Günü” değil “Akıbeti” kurtarmanın yolunu bulmalıyız.

Bu Mevlüt anlayışı “Adetten İbadete” dönüşünce, Din adına bir çok uygulama ürettiler.

Hıristiyanlar İsa (as) ilahlaştırdılar. Yahudiler ise Rasulleri öldürdüler.

Müslüman olma iddiası taşıyanların çoğunluğu da maalesef Rasulullah (sas)’i gereği gibi “Önder ve Örnek” edinmediler.

Tarikatcılar ve Muharref kültür Rasulullah (sas)’i göklere çıkardı ve biraz Hristiyanlara benzediler.

Modernist, Mealci ve Reformist güruh ise Rasulullah (sas)’in getirdiği İlahi mesajı adeta öldürmeye çalıştılar, adeta Yahudilere benzediler.

Biz hiç kimsenin doğum ve ölüm gününü kutlamayız.

Rasulullah (sas) bizim biricik “Önderimiz ve Usveyi Hasenemiz” dir.

Kandiliniz değil ömrünüz bereketli olsun kardeşlerim.

Kaynak: Facebook sayfasından alıntı.


Tags:

 
 
 

Bir cevap yazın