Kandil Kutlamaları İslam’da Var mı?

Soru: Kandil Kutlamaları İslam’da Var mı?

Cevap: Ragaip kandili ve Berat kandili ile ilgili olduğu söylenen deliller:

Ayşe (ra) Rasulullah (sav)’in şöyle dediğini rivayet etti:

“Şaban ayının yarısının gecesinde kullarına bakar, mağfiret dileyenleri bağışlar, rahmet dileyenlere rahmet eder ve kin sahiplerini terk eder.” (El Hâkim)

Başka bir rivayette ise;

“Şaban ayının yarısının gecesinde Allah kullarına bakar, mağfiret dileyenleri bağışlar, rahmeti dileyenleri rahmet eder, kin sahiplerini ise oldukları hal üzerinde bırakıp geciktirir” (Beyhaki)

İmam Beyhaki bu hadisin iyi bir Mürsel olduğunu söyledi.

İbni El Cevzi bu hadisin Mevzu (uydurma) olduğunu söyledi.

Bu hadisi Taberani ve İbni Hibban, Muaz yoluyla şöyle rivayet ettiler:

“Şaban ayının yarısının gecesinde Allah tecelli eder, Müşrik ve birbiriyle çekişenler dışında herkesi bağışlar.”

El Munziri “Bu Hadisin senedi kötü değildir.” Yani kabul edilir dedi.

Ayşe (ra) Rasulullah (sav)’in şöyle dediğini rivayet etti:

“Allah-u Teala Şaban ayının yarısının gecesinde Dünya semasına iner ve Kelp kabilesinin koyunlarının kıllarının sayısından daha fazla (Müslümanın) günahını bağışlar.” (Tirmizi, İbni Maceh ve İbni Hanbel)

İbni Mace, Ali bin Talip (ra)’den, Zayıf bir rivayetle Rasulullah (sav)’in şöyle dediğini rivayet etti:

“Eğer Şaban ayının yarısındaki geceye gelirseniz bu gece kıyam edin (namaz kılın) gündüzü oruç tutun. Bu gecede Allah dünya semasında güneşin batışına kadar inip şöyle der: Mağfiret dileyen yok mudur ki onu bağışlıyayım, Rızıklanmayı dileyen yok mudur ki ona rızk vereyim, Hastalanan yok mudur ki ona sıhhat ve afiyet vereyim, şöyle böyle yok mudur ki… Bu ta fecir vaktine kadar böyle devam eder.”

Bu rivayette zayıf bir rivayettir.

Bu nedenle bazı âlimler bu gecede Müslümanın namaz kılması ve dua etmesini Müstehap olarak gördüler.

Fakat bu geceye mahsus “Belli bir namazın bulunmadığını” ve “Mescitte veya bir yerde toplanmanın” doğru olmayıp bunun bir bidat olduğunu söylediler.

İmam Nevevi şöyle dedi:

“Regaip Namazı diye bilinen namaz, “yani Recep ayının ilk Cuma’sının gecesinde, Akşam ile Yatsı arasında 12 rekat olarak kılınan namaz” ve “Şaban ayının yarısının gecesinde de kılınan 100 rekat namaz” yani bu iki namaz Çirkin, inkar edilen birer bidatlardır.

“Kut ul Kulup” ve “İhyayı ulum id Din” kitaplarında, bu namazların geçmesinden ve bunlarla ilgili zikredilen hadise kimse aldanmasın, hepsi batıldır.” Denildi.

Bu hadis şöyledir:

“Kim bu gecede, Şaban ayının 15. gecesinde, 100 rekât namaz kılarsa Allah ona 100 melek gönderir, bunlardan; 30 melek cennetle müjdelerler, 30 melek onu cehennem azabından korurlar, 30 melek ondan dünya musibetlerini uzaklaştırırlar ve 10 melek ondan şeytanın hilelerini uzaklaştırırlar.”

İmam Nevevi de bu hadisin “Batıl” olduğunu söyledi.

İmam Şevkani bu hadisin Mevzu (uydurma) olduğunu söyledi.

Elhafız el Irakı, bu hadisin Yalan olduğunu söyledi.

Bu hadisin kuvvetli olduğunu söyleyen “hiç bir âlim” yoktur. Hiç bir âlim bu hadisin sıhhatini de kabul etmedi.

İmam El Evzai, Şaban ayının 15. gecesinde namaz kılmak, dua etmek ve kıssalar anlatmak üzere toplanmak “Mekruhtur” dedi.

Tebei Tabiin olan İmam Ahmed bin Hanbel, Tabiin olan Abdurrahman bin Zeyd bin el Esved, bunun “Mustehap” olarak gördüğünü rivayet etti.

İmam Şafi şöyle dedi:

“5 gecede duanın kabul edileceğiyle ilgili bu (hadisler) bize ulaştı: Cuma gecesi, İki Bayramın geceleri (Ramazan ve Kurban Bayramı), Recep ayının ilk gecesi ve Şaban ayının yarısının gecesidir. “ (Şerh il Behce el Verdiye)

İbni Asakir Ebi Umame’den şöyle rivayet etti:

“5 gecede Dua reddedilmez: Cuma gecesi, iki Bayramın geceleri, Recep ayının ilk gecesi ve Şaban ayının yarısının gecesidir.”

Hanefi âlimlerinden olan İbni Abidin şöyle dedi:

“Buradan anlaşılıyor ki ve bilinmelidir ki, Recep ayının ilk Cuma gecesinde yapıldığı gibi Regaip namazını kılmak için toplanmak mekruhtur. Bu bir bidattir.” (Haşiye 2/26)

Maliki mezhebine mensup olan İbnil Hac el Maliki, Medhel isimli kitabında 294/1 şöyle dedi:

“Bu değerli ayda (Recep ayında), Cami ve mescitlerde Recep ayının ilk Cuma gecesinde Regaip namazını kılarlar.. sanki Meşru bir namaz gibi bir de cemaatçe de kılarlar.. bu bir bidattir..

Maliki mezhebi de bunun yapılmasının Mekruh bir iş olduğunu gösterir.”

Hanefi ve Şafi mezhebi de aynı görüştedirler.

Bu gecelerle ilgili birçok bidatler de ortaya çıktı;

İran’da caddeleri ve sokakları süslerler, aydınlatırlar, tatlılar ve meşrubatlar dağıtırlar. Adeta bir bayram olarak kutlarlar.

Irak, Bahreyn, Suudi Arabistan ve Hindistan’da yaşayan Şiiler de buna benzer şeyler yaparlar. Bunu adeta bir bayram gibi kutlarlar.

Türkiye ve Mısır’da bunun benzerini yapmaya çalışırlar.

Oysa İslam’da sadece “iki bayram” vardır. Böyle kutlamalar doğru değildir, caiz değildir.

İsra ve Miraç gecesiyle ilgili ayetler ve hadisler vardır.

Fakat bu gecede, her gecede olduğu gibi Dua edilir, kaynaklarımızda bunlarla ilgili özel bir dua geçmedi.

O günle ilgili özel olarak Oruç tutmaya dair hiç bir delil geçmedi. O geceye has belli namaz da yoktur.

Özel merasim ve kutlama yapılmadan sırf İsra ve Miraç’ın manası anlatılırsa bir engel yoktur.

Zira bu hadiseyle ilgili deliller, Kuran’da geçti.

İsra ve Miraç’ın yeri olan Mescidi Aksa’nın işgal altında olduğu ve “bizden kurtarılmayı beklediği” Müslümanlara hatırlatılır ve İslam Hilafet Devletini yeniden kurma için çağrıda bulunulur.

Kadir gecesiyle ilgili ayetler ise muhkemdir, Dua edilir, Allah çokça anılır, Namaz kılınır ve Kuran okunur.

Bu konuyla ilgili şu ayetleri hatırlatmak istiyoruz. Allah (cc) şöyle buyurdu:

 “Kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara): Ben çok yakınım. Bana Dua ettiği vakit Dua edenin dileğine karşılık veririm. O halde (kullarım da) benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki doğru yolu bulalar.”(Bakara suresi 186)

Bunun manası, Müslüman her zaman Dua etmeye çalışacaktır ve Allah Duayı kabul eder.

Yeter ki Müslümanlar Allah’ın ermine uysunlar ve Tam imanlı olsunlar, Ona şirk koşmasınlar, Ortak kılmasınlar.

Kanunları ve Sistemlerini sadece onun Kitabından ve Sünnetinden alsınlar.

“Şüphesiz ki; Allah kendisine şirk koşulmasını hiç bağışlamaz. Bunun dışındakilerinden dilediğini bağışlar. Kim Allaha şirk koşarsa büyük bir günahla iftira etmiş olur.” (Nisa 48)

İster İtikatta isterse Amelde şirk olmadıkça Allah kendisine yönelip dua edenleri affeder.

Bu her zaman gerçekleşir. Bütün günler ve gecelerde olur. İslam’a ters olup Küfür olan Laiklik ve Demokrasiden uzak olsunlar ki Allah onların Dualarını kabul etsin.

Zira Dini hayattan ayırmak küfürdür. Sadece Allah’a Dua edilir ve Sadece ondan bir şey istenir.

Ama insan şayet; “Allah’ın kanunlarına uyulmayacaktır! O gericiliktir ve bu asırda geçersizdir!..” diye iddia edip “En güzel sistemin Demokrasi olduğunu!” savunursa, “Eksik ve aciz insanın kanunu, Allah’ın kanunlarından üstün gösterip sonra da bir sıkıntı olunca hemen Allaha başvurur ve dua ederse..”

İşte böylesi bir “Şirk” söz konusu olursa, Allah (cc) bu kişinin duasını asla kabul etmez.

“İsraf eden (Allah’ın sınırlarını aşıp günah işleyen) kullarıma deki, Allah’ın rahmetinden ümitsiz olmayın. Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki Allah mağfiret ve rahmet sahibidir. Size azap gelmeden Rabbinize dönün ve ona teslim olun. Yoksa asla yardım edilmeyeceksiniz. Siz hissetmeden sizin başınıza bir azap gelmeden Rabbinizden indirilen en güzel hükümlere tabi olun.” (Zumer 53-55)

Bu ayette Müslüman her zaman Tevbe edip mağfiret dilemeye çalışmalıdır.

Ne kadar günah işlerse işlesin eğer pişmanlık duyup Tevbe eder ve mağfiret dilerse, Allah’ın indirdiğine uyarsa Allah da onu affeder.

Ama Allah’ın güzel hükümlerini uygulamak şartıyla ve tam ona tam bir teslimiyet göstermek şartıyla da.

Ebu Hureyre (ra) Rasulullah (sav)’in şöyle buyurduğun rivayet etti:

“Gecenin üçte birisi geçince, Her gece Allah Dünya semasına iner ve şöyle der: “Melik (hükümdar ve mülk sahibi) benimdir, kim bana Dua eder ki ona icabet edeyim? Kim benden bir şey ister ki ona vereyim? Kim benden mağfiret diler ki onu bağışlıyayım. Ta bu hal ta fecir (sabahın ilk vakti) aydınlanıncaya kadar devam eder.” (Müslim, Tirmizi)

Buna binaen, her gecede olduğu gibi Recep ayının ilk Cuma gecesinde veya Şaban ayının 15. gecesinde Dua edilir.

Fakat “Bu Gecelere Özel” bir merasim, ibadet ve namaz yoktur.

Bunun için toplanıp cemaatçe ibadet yapmak diye bir şey de yoktur.  Özel kutlamalar, törenler yapmak da yoktur.

Böyle şey yapmak Asla doğru değildir, adeta bir bayram gibi kutlamak ise bidat olur.

Her gece Müslüman, “Bu gece belki benim için Dünyadaki son gecedir..” diye düşünerek bol bol Tevbe etmelidir.

Allah’a dönmeli, Onun güzel Dinine ve Hükümlerine sımsıkı bağlı olmaya çalışmalı ve İslam Davetini yüklenmelidir.

Müslüman hem Dua eder hem Amel, Hem de bir iş yapar, Çalışırken ve Mücadele ederken de yine bol bol Dua eder.

Allah’ın ve Resul’ünün gösterdiği vakitlerde bol bol Namaz kılar ve Oruç tutar.

Asla bunun dışına çıkmamaya çalışır, yoksa Sevap yerine tam tersine Günah işlemeye başlar.

Zira Allah’ın ve Resulünün emrine göre ibadet yapmakla “Sevap kazanmış”, tersini yapmakla ise “Sevapsız” veya “Mekruh” veyahut “Bidat olan” bir iş yapmış olur.

Allah hepimizi bundan korusun ve bizleri doğru yola hidayet etsin. Amin

E.M.

 

 


Tags:

 
 
 

Bir cevap yazın