Eşini Örtemeyen Erkek(!)ler

Eşini Örtemeyen Erkek(!)ler

Dikkat ettiyseniz “örtünmeyen kadınlar” demedim “Eşini Örtemeyen Erkekler” dedim.

Çünkü örtü ve örtünme meselesi rica, minnet gerektiren bir durum olmasından ziyade daha çok emir ve yaptırımla ilgili bir meseledir.

Şimdiye kadar yazılıp çizilen yazılarda hep kadının vicdanına seslenilerek kadının örtünmesi nasihat edildi.

İyi güzel de bu iş bir yere kadar vicdana bırakılır bir yerden sonra dış desteğe yahut ta dış zorlamaya (baskı ve emire) ihtiyaç vardır.

Erkekler ve bayanlar hakkınızı helal edin hoşunuza gidecek şeyler yazmayı düşünmüyorum. Süslü ve dolambaçlı laflar edecek kadar da zamanım yok.

İslami çevrelerin vazgeçilmez sorunlarından biridir karı-koca arasındaki örtü meselesi. Bu yazımızda inşallah bu soruna çare olmaya çalışacağız.

Bildiğiniz gibi bir kadın, erkeğin nikâhı altına girdikten sonra (örtü konusunda) işlediği günahtan erkeğe de bir pay düşer.

Yani bir erkek sorumluluk bakımında “iki insan” olur. İşte tam bu noktada kadının erkeğe yardımcı olması gerekmektedir.

Aslında erkeğin elindeki en büyük boşama sebebidir örtünmeyen kadın. Erkek de vicdanı gereği bu kozunu pek kullanmaz.

Boşamayı örtüsüzlükten daha tehlikeli görür çünkü. Halk, geçimsizlikten dolayı boşanmaları normal karşılarken, örtünmediği için hanımını boşayanları ayıplamaktadır.

“İyi de kardeşim boşanmak, yuva bozmak o kadar kolay ve basit mi? ”. Biz de diyoruz ki farz olan örtüyü yapmamak o kadar kolay oluyor da mubah olan boşama mı zor olacak?

Neyse konumuz bu değil.

Normalde bir İslam Devletinde kadın örtüsüz olarak dışarı çıktığında görevliler hemen kadını uyarır ve onu evine geri sokar.

Orada kadın o görevlilere “kocam bana müsaade etti, bana sevdirmeye çalışıyor ya da ben kapanacağım ama bilinçli kapanmayı düşünüyorum ya da uzun sürmez sadece 15 dakika” gibi komik sebepler söylese o görevliler ne gibi bir tepki gösterir düşünmek bile istemem.

O görevliler kadının kalbini niyetini sorgulamazlar “örtünmüş mü örtünmemiş mi” ona bakarlar.

Çünkü sonuçta o kadın o haliyle dışarı çıktığında hem kendisi harama girecek hem de diğer erkekleri harama sokacak, hem de diğer kadınlara cesaret verecek.

Böylelikle İslam Devletinde koca o yükten kurtulmuş oluyor. Fakat şuan da öyle bir durum olmadığı için bu görev kocaya düşüyor.

Düşünsenize ben hanımımdan dolayı çatır çatır haram kazanacağım ama buna hiç müdahale etmeyeceğim olacak iş değil.

Tabi bu konuda erkek evlenmeden önce tedbirli davranmalı ve örtüsüne riayet eden kadınla evlenmeli ki evliliğe 1-0 önde başlasın. Kadını o konuda eğitmek zorunda kalmasın.

Örtüsüz bir kadınla evlendikten sonra onu örtmek için ayrı bir çaba harcamak gerekiyor, kavga gürültü stres… Böylelikle evliliğe (-1)’le başlamış oluyorsunuz.

Başka hayırlı işlerle uğraşmamız gerekirken yıllarca kadını örtmekle uğraşmak akıl kârı değil. Tabiri caizse “Hazır Mümine Kadınlarla” evlenmek en makulü…

Tabi ki, anne ve babaların suçu daha büyük

Kızlarına küçük yaştan örtü şuurunu verip alıştırmıyorlar, sonra işi yoksa koca uğraşsın dursun.

Kadınların örtü konusundaki fikirleri maalesef türlü türlüdür.

“Ben kendim kabullenip örtünmek istiyorum” deyip kendi keyfini bekleyenler. Bunun belli bir süresi yok.

Bu fikirdeki kadınlar örtünmek için bir ışık, bir sihirli değnek, bir sürpriz ya da rüyaya gelecek olan bir aksakallı dedeye ihtiyaç duyanlardır.

Yapacak bir şey yok oturup bekleyeceğiz. Bu tip bayanlar hayatları boyunca Allah’ın emrini yapmak için içinden bir şeylerin gelmesini bekler.

Bu şu anlama geliyor o kişi için; içimden gelmiyorsa sorumlu değilim, bana bir günah yok.

“Kocam beni bu konuda zorlasın istiyorum” diyerek topu kocasına atanlara ne demeli.

Tabi koca bu konuda çok çok rahat ve gevşektir. Bunu bilen kadın kocasının bu karakterinden istifade etmektedir. O hiç örtünmese kocanın aklına bile gelmez.

“Ben baskı ve zorlamayla örtünmem diyerek prensip sahibi olduğunu belirtenlere gelince. Bunlar diğer kadınlara göre biraz daha dişli ve kendini kolay kolay Allah’ın bu emrine teslim etmeyen tiplerdir.

“Kapanacaksam bilinçli kapanayım istiyorum” diyerek kendilerini avutanlar. Şu lafa bak. Örtünmenin farz olduğunu bilmek yetmiyor üzerine bir de “bilinç” lazımmış.

Farz olduğu sana ulaştıysa neyin bilincinden bahsediyorsun anlamadım. Sen en iyisi mi bilinci boş ver farzı yap bilincin gelmesini ölene kadar bekle istersen, bizim için sıkıntı yok..

“Evlenince kapanacağım” diyerek evliliği buluğ çağı olarak görenler. Yani 35’nde de evlense kapanmak için evliliği bekleyecek.

Örtünmesinin asıl sebebini “kocasına yükleme” amaçlı bir düşünce… “Ben örtünmedim kocam beni örttü” diyerek tepkiyi kocaya yöneltme düşüncesi…

Gelin, önce şurada anlaşalım. Burada anlaşamazsak yazının diğer kalan kısımlarını okumanıza gerek yok.

Bakın bayanlar!

Bir bayan ister bilinçli örtünsün ister bilinçsiz, ister gönüllü olarak örtünsün ister gönülsüz, ister koca baskısıyla örtünsün isterse kendi isteğiyle örtünsün bunu yaptığı takdirde örtünme emrini yerine getirmiş olur ve ahrette örtüden dolayı hesaba çekilmez.

İçiniz rahat olsun.

İsteyerek bilerek ve benimseyerek örtünenler tabiî ki de diğerlerinden farklı olarak onun faziletinin sevabını fazladan alırlar.

Ey Erkekler!

Örtü kadının bir parçasıdır örtündüğü zaman tamam olur. Çocuğunu kaybeden bir kadına çocuğunu getirdiğinizde ne kadar sevinirse örtüsüz bir bayana örtüyü verdiğinizde aslında kendinden bir parçayı vermiş oluyorsunuz.

Kadın örtüyü sevmeyecek olsa Allah emreder mi? Yani haşa siz Allah’tan daha mı çok merhametlisiniz erkek(!)ler?
Hayır, yani siz sadece eksik olan parçayı getirip kadınla tanıştıracaksınız.

Arabanın lastiğini takarken vidayı zorlayarak iyice sıkmayı biliyorsunuz da kadının eksik parçası olan örtüyü getirip neden zorlamıyorsunuz? “Araba ya lastiği kabul etmez de sıkılırsa” der misiniz?

Alışma süreci içinde bazı sorunlar yaşanabilir her şeyi sineye çekin. Ama bir zaman sonra bakacaksınız ki kadın örtüsünü vücudunun bir uzvu gibi sahiplenmiş.

Artık sonradan soymasını, çıkarmasını isteseniz de kabul etmeyecektir. Neden? Çünkü tamam oldu, eksik parçayı buldu.

Öyle bir duruma geldik ki artık kadın utanmayı erkek kıskanmayı unuttu. Bir erkek karısına “dar giyinme ya da giydiğin elbise içeriyi gösteriyor” diyemiyor dese de utanarak söylüyor.

Mecburen işin kolayına kaçıp “eşim kendisine yakışanı giyer ben onun tercihine saygı duyarım deyip işin içinden sıyrılıyor.

Karısını örtmek yerine “nasıl olsa elindeki yüzüğü ya da yanındaki çocuğu görenler onun evli olduğunu anlarlar ve uğraşmazlar” deyip işi şansa bırakıyor.

Mesela kızını örtmüyor Allaha tevekkül ediyor “kızıma güveniyorum” diyor. Örtmek yerine dualar ediyor. Biz de diyoruz ki “Önce ört sonra ona güven…”

Bazıları da, “hanımıma emredip zorla örtmektense, kendi kendine kabullenip o şekilde örtünmesini bekliyorum” derler.

Kendisi daha başta açık saçık bir bayanla evlenme kabahatini işlemiş. Kabahatini bu şekilde telafi etmeye çalışıyor.

“Örtüneceksin hanım” diye emir verse kadın hemen cevabı yapıştıracak “sen madem beni bu şekilde beğenip aldın o halde bekleyeceksin”

Hanımın örtünmesini bekleme diye bir yöntem yoktur.

İslam’da şu vardır: ÖNCE EMİR, SONRA SEVDİR… Yani evin içi sevdirme evin dışı ise emretme yeridir…    
İyi valla !!!  Erkek hanımının kapanmasını bekleyecek.

Tabi o arada kadın, örtüsüne dikkat etmeden dışarı çıkacak. Dışarıda ne idüğü belirsiz kişiler o kadından şehvetle bakmak ve zevk almak suretiyle istifade edecek.

Erkek de rahat bir şekilde “nasıl olsa hanım kapanmayı düşünüyor baskı yapmayayım diyerek kanepesine uzanıp televizyonunu izleyecek.

Beyler beyler, kendinize gelin.

Sevdirmek istiyorsanız evin içinde sevdirin. Eşinizin dışarıya o şekilde çıkması caiz değil, haramdır.Sevene ve alışana kadar haram olmaz” diyebiliyor musunuz?

Tanıdığım biri evliliğin ilk yıllarında eşine sevdirerek giydirme metodunu kullanıyordu. Bugün evliliklerinin 15. yılı… durum yine aynı… Kadın hâlâ sevmeye çalışıyor.

“Önce evleneyim daha sonra onu kapatırım diyerek bu işi kumara çevirenlere ne demeli? İlla nefsinin istediği kişiyle evlenecek sonra da “ne yapayım kapanmıyor” diyerek mazeretler üretecek.

Velhasıl bayanlar kocanızın işini zorlaştırmayın. Onu hem dünyada rezil hem de ahirette haram yüklenmiş bir duruma getirmeyin.

O sizin yüzünüzden harama giriyor. Siz ise nefsinizin keyfini bekliyorsunuz. Böyle bir evlilik böyle bir sevgi olmaz olsun…

Son olarak makalemizi yazar Mustafa Çelik‘in bir makalesinden alıntı ile noktalayalım;

Kur’an-ı Kerim, “Tesettür ilahi buyruktur” deyince, Medine’deki kadınlar evlerine kadar açık yürümeyi ilahi emre isyan olarak gördü ve oldukları yerde anında hemen kapandılar. Mahremiyeti tüketenler, ertelenen İslami hayata inanmış olanlardır. Müslümanlar tarafından ilahi emirlerin ötelenmesi ve ertelenmesi, mahremiyetin tüketilmesine ve mahkûm edilmesine sebep olmuştur. (30 Nisan 2016)

Yazan Gökhan Arslan

Kaynak http://www.islahhaber.net/makale/esini-ortemeyen-erkek—ler/


Tags:

 
 
 

Bir cevap yazın