Çok Şaka ve Espri Yapmak İnsanda Heybet Bırakmaz

Çok Şaka ve Espri Yapmak İnsanda Heybet Bırakmaz

Birçok konuda olduğu gibi şaka ya da şakalaşmak konusunda da “İfrat ve Tefrit arasında” sıkışan, adeta dengesini kaybeden günümüz Müslümanları sınır tanımaz bir şaka serbestliğini kendilerinde görmekte.

Bir “maymun maskaralığı” içinde hayata bakan, “işi gücü gırgır” olan, sulu, cıvık, taklitçiliği seven, adeta komedyenliğe meraklı nice tiplerle dolu bu günkü dünyamız.

Bu işin kadını erkeği yok, herkes adeta birbiri ile yarış halinde.. “Sınır Tanımaz Doktorlar” misali Sınır Tanımaz Şaklabanlar dolu etrafımızda.

Bunları derken, hayatımızda hiç şaka, nükte, gülümseme hatta tebessüm bile olmasın demiyoruz.

Bizim inancımızda “Tebessüm bir sadakadır.”

Hayatımızın her alanında olduğu gibi, bu şaka konusunda da bir sınır, bir çerçeve ve ölçü illaki bulunmalı. Hassaten de Resulullah (sas)’in ailesi ve Ashabıyla yaptığı şakalar yegâne ölçü ve örneğimiz olmalı.

Peygamber efendimiz de (sav) bazen şakalaşır ancak; “Ben sadece doğruyu konuşurum, haktan başka bir şey söylemem” buyururdu. 

Peygamber’in (sas) yaptığı tüm şakalar, kırıcı olmayan ve hiç yalan içermeyen şakalardı. O, (sav) tebessüm etmeyi ve nezaketle şaka yapmayı çok severdi.

O (sas) asla sulu şakalar yapan, insanları hep şakalarla oyalayan bir kişi değildi.

Aslında bu gün öyle içler acısı bir dünyada, az gülünecek, çok çok düşünülecek belki de halimize ağlanacak bir dünyada yaşıyoruz.

Devlet baba bildiğimiz Osmanlı İslam Devleti kâfirler tarafından yıkılmış, İslam nizamı ortadan kaldırılmış, yetim kalan İslam Ümmeti katliam ve tecavüzlere uğramakta, dünya Müslümanları inim inim inlemekte.

Böylesi acılarla dop dolu bir dünyada, değil şaklabanlık yapmak, şaklabanları TV’lerde seyredip kahkahalarla gülmek belki de haramdır bize..

Bakın 1400 küsur sene önce Resulullah (sas) ne demiş:

“Allah’a yemin olsun ki, eğer sizler benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız.” (Buhari,12; Müslim, Fezail 134)

İnsanlar içinden çıkarılmış en hayırlı Ümmet olan İslam Ümmeti’nin hayırlı evlatları..

Hasseten de bu ümmet içinde İSLAM DAVASINI YÜKLENEN, İslam hayatını yeniden inşa etme salih amelinin sahibi gençler..

İnanın sizlere hiç mi hiç yakışmayan şu “Kronik şaka ve espiri yapma hastalığından..” Allah (cc) rızası için vaz geçin, bırakın..

“Bu benim yapım, Bırakmam Asla Mümkün Değil…” diyorsan, O halde gel, Davet yüklenmeyi bırak..

Çünkü senin bu “Laşka” yapın; İslam’a, Ümmeti Muhammed’e, Mensubu olduğun siyasi kitleye adeta “Telafisi Mümkün Olmayan..” zararlar vermekte.

Ey İslam Ümmetinin muhlis gençleri. Şimdi zaman, aklımızı başımıza alma zamanıdır.

Şahsiyetimizi düşürecek, heybetimizi sarsacak ve insanların bizi hafife almasına sebep olacak tüm şakalara ve şaklabanlıklara artık son diyelim inşaAllah.

Bu konuda kaleme alınmış çok güzel bir makaleyi aşağıda sizlerle paylaşıyor, makalenin yazarı Dr. İyad Kuneybi kardeşimden Allah (cc) razı olsun diyorum.

Kardeşiniz Bekir Yetginbal

Şakacı Kişilik

Yazan Dr. İyad Kuneybi

Müslümanlardan birçok kimse maalesef çok şakacı-komik bir karaktere bürünür oldu. Bu karakter sahipleri, adeta her şeyden bir espri üretme çabası içerisinde.

İhtiram ve saygı gösterilmesi gereken şeylere ise hiç saygı ve ihtiram göstermediği gibi adeta onu bir alay konusu edip ciddiyetten tamamıyla kaçmakta.

Ciddiyete ve vakara çağıran kimseler ise “mutsuz ve bedbaht kişiler” olarak görülmektedirler. 

Senelerden beri ‘Yaramaz Okulu’ olarak isimlendirilen bir tiyatro oyununun, komedi dizilerinin ve tiyatroların ürünü olan bu şakacı karakter sahibi, ciddiyet ahlakına hiç mi hiç sabredemez.

Hatta o komik karakterin kendi evinde bir matem olsa da o yine komiklik yapmanın peşindedir.

Hatta bu karakter sahibi, acı tabiatını ıslah etmek varken, kendisini rahatlatmak için hep çirkin, yakışıksız, çok kötü ve fena esprileri tercih eder.

Aynı şekilde bu acı tabiatını bile bizzat espri konusu yapar.

Yine komiklik olsun diye yeryüzünü ifsat eden yöneticilerin ve avenelerinin etrafa yaydığı tüm zulümlerini espri konusu yapar.

Öfkelenen bilinçleri, onlara hiç bir fayda vermeyecek aptalca bir yatıştırmayla yatıştırır.

Bundan dolayı, hükümet hakkında nükteli söz söyleyen yazara ve vakıa ile alay edici karikatürler çizen ressama bir Cumhurbaşkanı, Melik veya Bakan tarafından saygı gösterildiğini görmen sakın seni şaşırtmasın.

En büyük zulüm olan; insanlara ihanet ve zulmettikten sonra bu ihanet ve zulmü bir espri konusu yapıp sonra da buna katıla katıla gülme de acaba hangi menfaat vardır.

Bu komik şahsiyet sahibi, alay ve nükte konusunda artık kendisine hiçbir fayda vermeyecek bir merhaleye girmiştir.

Hatta faydalanmak şöyle dursun bu alay güdüsü ona bazı problemlerle, düşmanlıklarla, kötülüklerle, kötü anlaşılmayla, özellikle de “heybetinin kaybolması” ve ihtiramını, saygınlığını yitirmeyle karşı karşıya kalmasına sebebiyet verecektir.

Bütün bunlarla karşı karşıya olmasına rağmen o hâlâ alay etmeye ve eğlenmeye devam etmektedirler.

Bu şakacı kişilik sahibi kişiler adeta “bağımlılık derecesinde” bir merhaleye girdiler ki, bu kişinin sürekli yaptığı normal adetleri bile terk edeceğinden korkulur.

Bununla beraber asıl mutlu olacağı şeylere dönmeyi bile düşünemezler. Sanki onlar ciddiyet yolunu tamamıyla unutmuşlardır ve ciddiyet yolunu tekrar kendileri için yeni bir yol edinmeyi düşünmezler.

Komik şahsiyet sahibi, bir şeyi hakkıyla takdis edememektedir.

Bir şeyi hakkıyla tazim de edemez. O artık her şeyi bir alay konusu yapar.

Özellikle de Allah’ın kitabındaki ayetleri, Şer’i lafızları, Resulullah (sas)’in Hadislerini, Melekleri (aleyhimuselam) veya Sahabeyi şaka konusu yapan bu kimselerdeki probleminin başlangıç noktası işte bu komik şahsiyet sahibi olmadır.

Aslında bu zavallı kimseler, zikrettiğimiz bu şeyleri alay konusu yapmıyor olsalar da, bunları hak ettikleri tazimle hiç tazim etmiyorlar ve hak ettikleri vakarı onlara hiç gösteremiyorlar.

Hatta bu şakacı kişilik sahipleri öyle bir seviyeye ulaştılar ki, onları “zikredilen şeylere hak ettikleri değeri vermeye çağıran kimseleri” de aşırıcı, aksi ve inatçı biri olarak görüyorlar.

Umulur ki, çok şaka yapmayı kötüleyen Selefi Salihiynin anlayışı bizlere bir ışık ve yardımcı olur. Öyle ki güzel İslami karakter sahipleri, kendi içinde boş, acı ve komik şakacı karakterlere inkılap etmesin.

Vakıayı değiştirmek ve insanların hidayetine vesile olma ile mutlu olmak varken, adeta insanların dünyasını ve ahiretini helak etmek için yapılan nice önemsiz alaylar, şakalar ve maskaralıklar maalesef yavaş yavaş yayılıyor.

Kaynak http://www.incanews.net/haberler/15306/dr-iyad-kuneybi-sakaci-kisilik


Tags:

 
 
 

Bir cevap yazın